insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1

insearchofsunrise Sözlük Seceresi

  • william wallace

    Bu başlığın olmaması beni sevindirdi, Cesuryürek filmi favori filmlerimden bir tanesidir,Wallace ise özgürlüğün tutkusu, diyerek hikayesine bir göz atalım..

    İngiltere Kralı I. Edward'ın döneminde İşkoçya’nın İngiltere'ye karşı gerçekleştirdiği direnişte vatandaşlarına önderlik eden İskoç şövalye Sir William Wallace’ın kesin kanıtlar olması da tarihçiler, 1270 yılında Renfrewshire'deki Paisley yakınlarında Elderslie’de doğduğunu belirtiyor. İskoçya'nın en büyük ulusal kahramanlarından olan Sir William Wallace, İskoç direniş kuvvetlerine önderlik ederek, adının tarihin unutulmaz sayfalarına da yazdırdı.

    İngilizlerden nefret ediyordu

    Wallace'ın ilk hadiseleri ise Elderslie'ye de, Ellerslie'ye de yakın olmayan Lanark'ta gerçekleşir ve daha sonra Wallace, Irvin'deki İngilizler'e karşı savaşan İskoç asillere katılmak üzere Ayrshire'a gider. Wallace, Fransa'daki papazlara katılan iki amcası tarafından eğitilmiştir. Yerel Ayrshire destanlarına göre, 2 İngiliz askeri, Lonark'taki balık pazarında Wallace'a meydan okur. Tartışma iki İngiliz askerinin öldüğü bir arbedeye sonuçlanır. Bunun üzerine yetkililer, o andan itibaren Wallace'ı kısa sürede yakalama emrini yayınlar. Hikayenin doğruluğu ne olursa olsun, Wallace İngilizlerden 1291'de babasının ve ağabeyinin ölümünden dolayı nefret eder.

    Karısının öcünü aldı

    Her ne kadar kanıtlarla doğrulanmasa da söylentilere göre Wallace, karısı Marion Bardifute’nin öcünü almak için 1297'de İngiliz Lonark şerifi Sir William Heselrig'i öldürdü. Adı İngilizler tarafından nefretle anılmaya başlayana Wallacce, kKısa sürede Loundoun Hill (Darvel-Ayrshire) yakınlarında, Ayr'daki savaşı kazandı. Gelişen isyan, haziran ayında İrvin'de İskoç soyluların İngiliz koşullarını kabulü ile önemli bir zarar gördü. Ağustos'ta, Wallace Selkirk grubundan, Stirling'teki Andrew de Moray'ın ordusuna katılmak için ayrıldı. Moray, bir diğer isyanı başlattı ve onların gücü, İngilizlerle karşılaşmak için hazırlandıkları Stirling'de birleşti.



    Soylular, Wallace'ı İngilizlere teslim etti

    İskoç soylularının çoğunun 1304'te Edward'ın egemenliğini kabul etmesinden sonra İngilizler, Wallace'ın peşini bırakmadılar. Sir William, 5 Ağustos 1305'te Edward'a sadık olan İskoç şövalye Sir John de Menteith'in onu Edinburgh yakınlarındaki Robroystoun'da İngiliz askerlerine teslim edene kadar yakalanmadı.

    Vatan hainliği ile suçlandı

    İskoç soyluları tarafından İngilizlere teslim edilen Wallace, Londra’ya gönderildi ve vatan hainliği ile suçlandı. Bunun yanı sıra krala ihanet suçundan da yargılandı. 23 Ağustos 1305 günü duruşmadan sonra Wallace mahkeme salonundan çıkarıldı. Üstsüz bir şekilde Smithfield pazarında at tarafından çekildi, elleri iplerle bağlı, ayaklar atın arkasında bağlı bir şekilde darağacında asıldı, fakat ölmek üzereyken bırakıldı. Asıldıktan sonra henüz ölmeden bağırsakları çıkarıldı, bütün bu işkencelere rağmen yine de kraldan af dilemedi ve kafası gövdesinden ayrıldı. Vücudu dört parçaya ayrılan Wallace’ın kafası daha sonralardan kardeşi John ve Sir Simon Fraser'ın da kafasının asıldığı Londra köprüsüne asıldı. Kol ve bacakları, Newcastle, Berwick, Stirling ve Perth'de ayrı ayrı sergilendi.

    Hala hatırlanıyor ve seviliyor

    İskoçya’nın sembollerinden biri haline gelene Wallace’ın anısına dikilen bir levha, Smithfield'de Wallace'ın idam edildiği yerin yanında olan Aziz Bartholomew Hastanesi'nin duvarında asılıdır. İskoç vatanseverler ve diğer ilgililer sık sık burayı ziyaret etmekte ve çiçek koymaktadır.
    0 1
  • 2.pön savaşı

    Bu savaşta komutan Hannibal, Pireneler ve Alpleri aşmış ordusunu Keltlerle birleştirip İtalya'nın içlerine girmiştir. İki ordu Cannae'de karşı karşıya gelmiştir. Bu savaşta Hannibal, Roma Ordusunun pozisyonundan faydalanarak kanatlardan kuşatarak Roma Ordusuna ağır kayıplar verdirmiştir. (Yanlış hatırlamıyorsam ters hilal gibi başlıyordu savaşa).Muhtemelen kuşatma eşyaları olmadığı için Hannibal,
    Roma'ya girmemiştir. Daha sonralarında ise kazandığı prestij yüzünden kendisine gelen yardımlar azalmıştır. Roma Ordusu zamanla güçlenir, Kartaca'ya saldırır.Kartaca, Hannibal'i ülkeye çağırır fakat orada Scipio önderliğindeki Roma Ordusuna kendi taktikleriyle yenilir.
    savaşın galibi Roma olur.
    0 1
  • Osmanlı Devletini Çöküşe Uğratan Nedenler

    Arkadaslar okudugum be arastirdigim kayaklardan, Bilgesine guvenebilecegime inandigim tum kisilerin yorunlarindan sonra oldukca tarafsiz bir yorum eklemek istedim... ilk olarak Osmanli İmparatorluğu gerileme ve çöküş denemlerinde ust uste tekrar eden ve biribirlerinin aynı olan hataların sonucunda tarihten silinmiştir. pek cok Osmanli ozlemi duyan arkadasımız, imparatorlugun cumhuriyetle bittine inanır ancak bir de soyle dusunun lutfen; İstanbul'u isgal edip padisahi saraya kibarca hapseden bir devlet varsa, serv gibi bir anlasmayı kabul eden devlet adamlarına sahipseniz.... iki iki daha dort eder, basit olarak zaten bitmiştir işniz. bu gerceği kabullenelim veya en azından aklımızın bir tarafında saklayalım. gelelim tükenişin nedenlerine... bir develet düşününüz ki, askeri teknolojide en az 10 yıl, devlet bürokrasisinde en az 20 geride olsun. bir devlet dusunun ki, destanlaştırılan ve gercektende destan sayılacak bir savaş olan Çanakkale Savaşlarında bunca can kaybının sebebi, silah ve muhimmatta tas devrinde kalmış olmak. açlık ve parasızlık olsun. bir devlet dusununki ana unsuru olan turklerin devlet idaresini bir kenara birakalım, basit memuriyetlerde bile sayıca azığı dikkat ceksin ve bir devlet dusunun ki , klaşe hala gelmiş matbaa ile dunya bir bilgiden sıkılıp sıradan gordüğünde , o devlet daha yeni fark ediyor olsun. İşte tükeneşin nedenleri... Diğer bir yandan padişah, sultan, kral, imparator... Adını ne koyarsanız koyun. Bir milletin kaderini eline biraktigimiz insanlarin tek ortak ozelliklerinin belirli bir soydan gelmis olmalari fikri ne yazik ki 150 yil once gecerliligini yitirdi ve gunumuzde de gercekten monarsi ile yonetilen ve akli basinda diyebilecegimiz bir devlet yoktur. Not: sakin Ingiltere demeyin, gulerim sonra size. Osmanli, Fatih'in zamaninda hakli sayilabilecek nedenlerle yuruluge koydugu kardes katli yasasi birde farkli annelerden olma veliaht olabilecek cocuklarla birlesip, ustunede 450 yil uygulanirsa sonuc ne olur sizce? Zamaninda kudretli sehzadeler olarak yetisen zavalli cocuklar ve azametli sultanlar olan anneleri ,aradan gecen yillarla birlikte ulke ve milletin karderinden ziyade kendilerinin yada cocuklarinin bir sonraki yili yada geceyi gorup goremeyecegini dusnen, hayatta kalma ic gudusu ile herseyi yapabilecek insanlar haline gelmislerdi. Sarayda ise turk unsur yok denecek kadar azdi, yer ayaklanan dag eskiyasina guc yetiremeyiz endesesi ile pasalik verilmesi sik rastlanan bir durum olmustu. Iste bizim Vahdettinde boylesi bir dunyada buyudu ve ogrendi. Simdi arzu ederseniz sozlerimin arkasina yok Vahdettin Mustafa Kemali gorevlendirmisti, yok altin vermisti yok aslinda tam vatan severdi hikayelerini bir bir siralayabilirsiniz. Ama profilimde yazdigi gibi Tarih Gerceklerle Ilgilenen Bir BILIMDIR...

    Saygilarimla,
    Ç.
    0 2
  • yıl dönümünde kubilay

    o günden beri yeşeren filizler maalesef ağaç olup dallanıp budaklandı. harcanan emeğin, verilen canların boşa olmadığını göstermek için inadına bu güzel insanları anmalıyız. görevimiz büyük.
    **
    "Atatürk, Menemen olayına çok kızdı.... Daha sekiz yıl önce Yunan çizmeleri altında inleyen bir ilçede yobazların bu yaptığı ve halktan bazıları tarafından bu sürüye destek verilmesi, Atatürk’ü çileden çıkarmıştı. ..... Atatürk olay sonrasında açıklama yaptı:
    “Büyük ordumuzun kahraman genç subayı ve Cumhuriyet’in idealist öğretmen kadrosunun kıymetli üyesi Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet’in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.”"
    kaynak:http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/emin-colasan/irticayi-ve-kubilayin-kesik-basini-unutmayin-3-1015655/
    0 1
  • Demirtaş-Lavrov Görüşmesi

    Arkadaşlar nedense burnuma kötü kokular geldi o yüzden sizlerle bu görüşme ile ilgili tezimi paylaşmak istedim. Bugün yapılan demirtaş-lavrov görüşmesi rusya ile ilişkilerin bu raddede iken ne kadar iyi niyetli olduğunu sorgularım. Yıllar 24 Aralık 1979'u gösterdiğinde Afgan-sovyet savaşı başlamıştı ya hani sovyetler marksist hükümetin daveti üzerine afganistana girmişti ya hani o zamandan beri afganistan bu halde işte. beğenmediğimiz bugün teröristlerin yuvası olduğu afganistanda insan eğitimi üzerinde neler yapılıyordu bir bilseniz. üniversitelerde afgan kadınları ile erkeklerin yarışı söz konusuydu. Amerikanın Irak'a demokrasi getirmesi varya işte öyle bir şey bu olay. Daha düne kadar sempati duyduğumuz Rusya devlet başkanı Vladimir Putin'den uçak düşürülmesi olayından sonra herkes nefret eder oldu. adam haklı veya değil onu tartışıyorum şuanda sadece ilişikiler bu seviyede iken bu zaman kadar ülkemizin doğusundaki dökülen kanlar Rusya'nın zerre umrunda değilken ne oldu bu kriz sürecinde demritaşla bu brunch keyfi mantığım oturmadı kusura bakmayın. Türk-kürt çalışması bu zamana kadar değersiz görülürken demirtaş kimdir Suriye konusunu da masaya yatırdık ifadeleri yer alıyor görüşme detaylarında. Biraz akıl biraz ihsan rica ediyorum hakkaten. Dünya devletlerinin çıkar oyunları şimdide ülkemize mi geldi. 25 senedir neredeydiniz. Orta doğunun kirli tuzaklarının sınırlarını genişletme politikasıdır bu başka bir şey değil. Hala daha ülkemizdeki belirli zihni sihirler varki dünya yansa ülkemize zeval gelmez diyorlar ya türkiye piyondan başka bir halt değildir bu kadar net. Hatta ve hatta bana kalırsa bu kadar çok ayrılıkçı görüşün olduğu ülkenin belinin bükülmesi o kadar çok kolaydır ki saniyesinde iç savaş olur ertesi günde ülke paylaşılır a dostlar hiç merak etmeyin. ama biz ne deriz biz türkiye'yiz, biz koskocaman türkiye'yiz, biz dünyanın en büyük ordusuna sahip 10. ülkeyiz. Adama inş canım ya diyerek bakarlar haberiniz yok. kirli oyunların patronajları var ya bu ülkeden korkuyorlar mı. Bırakın bu istanbul'un fethi kafasını. Gün gelir adama bir türk sözüyle karşılık verirler; ülkeni verirsen ekime vermezsen kasıma...
    0 4
  • İran-Irak Savaşında Türkiyenin İrandan Kurtardığı Japonlar

    Yıl 1985, İran-Irak savaşı bütün şiddetiyle devam ederken 18 Mart 1985 tarihinde Saddam Hüseyin, 1 gün sonra İran'a hava saldırısı yapacağını duyurdu. Dünya ülkeleri vatandaşlarını tahliye ederken geriye sadece İran'da Nissan fabrikasında çalışan 215 Japon kalmıştı. Japon hükümeti çok tehlikeli olduğu gerekçesiyle uçak göndermemişti. Japonya'nın İran Büyükelçisi Yutaka Nomura, Türkiye Tahran Büyükelçisi İsmet Birsel'i arayarak yardım istedi,İsmet Birsel durumu Ankara'ya bildirdi ve konu dönemin başbakanı Turgut Özal'a kadar iletildi.Turgut Özal yardımı kabul ederek Pilot Kaptan Ali Özdemir ve ekibini tc-jay tescilli, “izmir” adlı dc10 tipi uçakla tahran’a gönderdi. Uçak tahran'a iner inmez 215 japon vatandaşını alıp tekrar havalandı ve 9 saat sonra Kaptan Pilot Ali Özdemir o anonsu geçti; ''Welcome to Turkey''..Daha sonra Ali Özdemir, Japon gazetcilere verdiği röportajda o anları şöyle anlatmıştı;
    -Uçaksavar füzeleri uçağın 5 metre yakınından geçiyordu.Yine de görevi kabul etmemek aklımızdan bile geçmedi. Orada kalsalardı roket ya da bombayla havaya uçacaklardı. Japonlara karşı Türk Milleti olarak sempatimiz vardır. Bu görevi seve seve yine yaparız”

    İşte dostlar, Japonlarla tarihten gelen dostluğumuzun gereğini yapmıştık..
    0 2
  • sözlükteki yazarların oldukça kaliteli olması

    sosyal medyada hiç aktif olmadım ta ki şu siteyi okuyana kadar. genelde pasif takipçiyimdir nedense yazarların yorumlarla bezeli harika paylaşımlarını okuyunca aktif katılımcı olmaya karar verdim. iyi ki varsınız efenim=)
    her zaman sevdiğim bir söz vardır: küçük insanlar, insanlarla; orta insanlar, olaylarla; büyük insanlar ise fikirlerle uğraşırmış.. fikirlerimiz bol olsun =)
    0 1
  • Tarık bin Ziyad-Gemileri yakan komutan

    Endülüs' ü (ispanya) fetheden Emevi komutanı.
    Cebelitarık Boğazı'na adı verilmiştir. Arapça'da "cebel" dağ demektir. Cebel-i Târık, "Tarık'ın dağı" anlamına gelmektedir. Cebelitarık Boğazı'nı geçen Tarık bin Ziyad İspanya'ya çıkar çıkmaz gemileri yaktırarak askerlerinin geri dönme düşüncesini bitirir ve askerlerine şu tarihi sözleri söyler “Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Düşmanın silahı, teçhizatı ve erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.”
    Zafer kazanan komutan yeni bir dönem başlatır.
    0 1
  • hms victory

    bir zamanlar royal navy'nin göz bebeği, biricik kızı. ushant savaşında amiral augustus keppel'in, spartel burnu savaşında amiral richard howe'in, st. vincent burnu savaşında amiral john jervis'in, trafalgar savaşında amiral horatio nelson'ın 104 toplu, 1. sınıf pruva hattı kalyonu ve sancak gemisi.

    1758 yılında, royal navy'e yaraşacak bir gemi yapılması kararı üzerine kısa sürede planları hazır hale getirilir ve 1759 yılında chatham tersanesinde yapımına başlanır. 63,176 sterline mal olan gemi (bugün 7.71 milyon sterline denk gelir) 7 mayıs 1765 yılında yelken açmaya hazır hale gelir. %90'ı meşe ağacı olmak üzere 6000 ağaç kullanılır yapımında. bittiğinde ortaya 69.34 metrelik, 2142 tonluk, total de 5.400 metrekarelik bir alana denk gelen 37 yelkenli, 30 x 15 kiloluk, 28 x 11 kiloluk, 42 x 5 kiloluk olmak üzere ve kıç güvertesinde bulunan 2 x 31 kiloluk ağır carronadelerle birlikte toplam 104 topluk bir canavar ortaya çıkar. toplam 850 kişilik bir mürettebat taşayan hms victory, toplam da 8-9 knot yani 15-17km arası bir hıza ulaşabiliyordu.

    çeşitli süsler vs. eklemeleri de vardı. ancak bunlar 1800ün başlarında, trafalgar savaşından önce geçirdiği büyük tadilatta çıkartıldı. sadece bunlar değil, topları da yeniden elden geçirildi.

    katıldığı büyük savaşlardan hepsinden galibiyetle olmasa da hepsinden bir şekilde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. katıldığı savaşlardan bazıları;

    ushant savaşı - fransızlara karşı yapıldı, berabere bitti.
    spartel burnu savaşı - ispanyol ve fransız donanmasına karşı yapıldı, berabere bitti.
    st. vincent burnu savaşı - ispanyol donanmasına karşı kesin galibiyet kazanıldı.
    trafalgar savaşı - ispanyol ve fransız donanmasına karşı yapıldı, kesin galibiyet. bu savaş, belki de katıldığı en önemli savaştır. dünya tarihinin belki de ingilizler tarafından değişmesine sebep olmuştur. sebebi; hms victory başta santisima trinidad (ispanyol sancak gemisi, sınıfının ve zamanının en büyüğü) ve bucentaure (fransız sancak gemisi) olmak üzere tüm rakip donanmlarını bertaraf etmiş ve denizlerde 100 yıllık hükümdarlığını ilan etmişti bu savaşla. fransızlar daha sonra bir nebze olsun donanmayı toparlayabilseler de -asla royal navy kadar güçlü olamayacaktı- ispanyol donanması toparlanamayacaktı. bu da ingilizlerin, sömürgecilik faaliyetlerinde rakipsiz kalması ve çok daha fazla yeri sömürebilmesi anlamına geliyordu. (tobkz: güneş batmayan imparatorluk )

    bir de bu savaş, napolyon savaşlarının kaderinin değiştirdi. trafalgar savaşı, napolyonun ingiltereyi istila etme planlarından birisiydi ve bu donanma bu yüzden toplanmıştı. amiral horatio nelson, savaşı kazanmaktan çok karşısında ki donanmaya en fazla hasarı vermek amacındaydı ama savaşı kazandı. -savaş sırasında vurularak ölmüştür, şuan ingiltere de trafalgar meydanı ve bu meydan da bir admiral horatio nelson heykeli vardır- bu savaşla birlikte, ingiltereyi istila planları suya düşen napolyon avusturya ve rusyaya doğru hücuma geçti. (aynı senaryo yaklaşık 140 yıl sonra, hitlerle birlikte karşımıza çıkacak. hitler de önce ingiltereyi istila etmeyi deneyecek, başarısız olunca rusyaya doğru harekete geçecekti.)

    1813 yılında emekli olan bu güzel donanma kızı, 2. dünya savaşında nazi bombası yemesine karşın batmamıştır. ardından yine restore edilen hms victory, şuan royal navy'nin biriciği olarak portsmouthta müze olarak hizmet vermekte. 2012 yılında yüzebilir durumda ki en yaşlı gemi ünvanını da almıştır. portsmouth'a yolu düşenler, ufak bir ücret karşılığı gezebilirler. (hatta bana hediye filan da getirebilirler :))
    0 2
  • mahmudiye kalyonu

    iii. selimin yaptırdığı 50 parça yeni gemi ile birlikte eski gemileri de düşününce dünyanın en büyük donanmlarından birine sahip olan osmanlının bu başarısı uzun sürmeyecekti. navarin de müttefik kuvvetlerce (fransa-ingiltere-rusya) yapılan operasyonla osmanlı 58 parça gemisini kaybetti. osmanlının akdeniz filosunu kaybetmesi bir telaşa sebep oldu, ii. mahmud hemen yeni bir donanma kurulması emrini verdi. bununla birlikte osmanlı donanmasının yeni sancak gemisi, 20 yıl kadar denizlerin en büyüğü mahmudiye kalyonu da bu süreçte inşaa edildi.

    bu büyük canavar, tamamen osmanlı mühendis ve mimarlarının eseriydi. mimarı mehmet kalfa, mühendisi mehmet efendi idi. 76 metre uzunluk ve 21 metre en, 128 top, 1250 kişilik mürettebat kapasitesi, 2500 tonluk ağırlığı, üç direk ve üç ambarıyla dünyanın o zamana kadar gördüğü en büyük kalyon mahmudiye kalyonuydu. ve bu ünvanı yaklaşık 20 yıl kadar elinde tutmayı başardı. denize indirildiği andan itibaren, anadolu insanının bile sevgisini kazanmış, yüreğini kabartmış ve özellikle navarin baskınından sonra moralini tekrar yükseltmiştir. geminin pruvasında büyük bir kükreyen aslan figürü vardı.

    mahmudiye kalyonu katıldığı sivastopol kuşatmasında büyük başarılar göstermiş, ayrıca büyüklüğü dolayısıyla ingiliz ve fransız donanmasına karşın büyüklüğü ile osmanlı subaylarının da yüreğini kabartmıştı. bu savaşta gösterdiği başarılardan dolayı 'gazi' ünvanı almıştı. bu geminin süvari kaptanı ateş mehmet paşadır. bu savaşta ki başarısıyla ünü daha da pekişmiş, halk arasında daha da önem ve değer kazanmıştır.
    böyle büyük ve şanlı bir gemiye yakışmayacak bir sonla, 1875te hizmetten çekildi. ii. abdülhamit döneminde maddi olarak sıkıntıya giren osmanlı imparatorluğu, 1888 yılında bahriye nazırı hasan paşanın emriyle mahmudiye kalyonunu parçaladı ve sattı. mahmudiye kalyonunun 1/33 ölçeğindeki orjinal maketi bugün beşiktaş deniz müzesinde sergilenmektedir.
    0 2
  • afyon savaşı

    19.yüzyılda çin, yozlaşmış mançu hanedanının ve bürokrasinin elinde büyük bir çöküş yaşamaktaydı. en büyük sorun ingiliz emperyalizminin yerel yöneticileri satın alarak çin ticaretinde dilediğince at oynatmasıydı. hindistanda üslenen ingiliz tacirleri çin'e hint afyonu götürüp karşılığında çay ve gümüş aldıklari çok karlı bir çark kurmuşlardı. fakat bu zehir ticareti sonucunda onbinlerce çinli afyon müptelası olmuş, hayatları sönmüştü. halkını kanser gibi kemiren bu rezil ticaretin bir türlü engellenememesi üzerine çin imparatorunun sabrı en sonunda taştı. imparator en güvendiği memurlarından biri olan lin-tse-hsü'yü, bu ticaretin merkezi olan canton yöresine müfettiş olarak gönderdi. hsü yaptığı incelemelerde neredeyse tüm yerel memur ve yöneticilerin ingilizlerden rüşvet, afyon ticaretinden de pay aldığını gördü. hemen bir bürokrat temizliğine başlandı. ancak hsü, canton limanındaki afyon yüklü ingiliz gemilerine el koymaya kalkışınca kıyamet koptu. ticaretinin baltalanmasından hiç memnun kalmayan ingiltere zaten kavga aramaktaydı. bu olay istedikleri bahaneyi sağlamış oldu. 1839 yılında ingiltere çin'e savaş ilan etti.

    buharlı savaş gemileri ve modern tüfeklerle sılahlı ingilizlere karşı çinliler kahramanca direndiyseler de başarılı olamadılar. ingiliz güçleri canton'u işgal etti, buharlı ganbotlar sarı ırmağa girerek hayati pirinç trafiğini kestiler. en sonunda ingilizler pekin'e çok kısa bir mesafedeki tientsin limanına asker çıkarınca çinliler yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. 1842 de imzalanan nanking anlaşması çin'i stratejik hong kong limanını ingiltereye "99 yıllığına kiralamaya" ve afyon ticaretini serbest bırakmaya zorladı. çin ulusunun tarihindeki bu en aşağılayıcı yenilgi sadece çin ekonomisini çökertmekle kalmadı, hanedanın halk nezdinde zaten azalmış olan prestijini sıfıra indirerek tam 2 milyon kişinin hayatını kaybettiği 1856-66 taiping isyanı'na da zemin hazırlamış oldu.

    Ve bu savaşta tarihin demirden yapılmış (ancak zırhlı değil) ilk savaş gemisi olan ingiliz doğu hindistan şirketi donamasının "nemesis" adlı yandan çarklı ganbotu da bu savaşta kullanılmıştır.
    0 1
  • 2. Dünya savaşının en iyi tankı kabul edilen Tiger II (Panzerkampfwagen)

    Aynen öyle vede maliyeti çoktu ekonomik olarak üretilmesi zordu fakat tam olarak yapılsaydı müthiş bir tank olurdu bi asker günlüğünde 20 m4 sherman tankının hep birlikte tiger 2 tankına saldırıldığı görülmúştü tiger 19 unu yok etmiş ve son tanka ateş ederken tank inflak etmişti Alman Tiger 1 ve Tiger 2 tankları düşmandan çok mekanik arızalar yüzünden kayıp vermişti cünkü bir rus t34 tankına hasar verebilmesi için 100 metre yaklaşması lazımdı m4 shermanlar ise 100 metreden 17 mermi atmaları lazımdı tiger 1 i yok edibilmesı için tigerler ise 1200 ila 2500 (ikisi için ateş edecegi tanka göre degişir) metre yeterliydi.@insearchofsunrise
    0 1
  • alternatif tarih

    Akademik tanımı; Alternatif tarih, Tarihte hiç gerçekleşmemiş bir olayın gerçekleştiğini varsayarak ya da bir olayın sonucunu farklı kabul ederek oluşturulan bilim kurgu edebiyatı türüdür.

    Oldukça basit. 1. dünya savaşını almanlar kazansaydı nolurdu mesela? osmanlı o zaman dağılır mıydı? veya türkiye 2. dünya savaşına fiilen girseydi? Kimin yanında girerdi, ne olurdu? türkiye, batı değil de doğu bloğunda yer alsaydı veya çarlık rusya yıkılmasaydı ya da napolyon rusyayı işgal etseydi? daha eskilere gidilecek olursa türkler, hristiyanlığı kabul etseydi nolurdu? bunun gibi tarihe alternatif senaryolar yazarak devam edilebilecek, eğlenceli olacağını düşündüğüm bir başlık. herkes kendi hikayesini yazabilir, yorumların altından tartışmalar dönebilir filan.

    mesela;




    bunlar alternatif tarihe örnek olabilecek resimler. iyi eğlenceler şimdiden herkese.
    0 2
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.