• 23 aralık 1930 tarihinde menemen olayında öldürülen Şehit Mustafa fehmi Kubilay' ile birlikte ölenleri 85. yılında saygı ve rahmetle analım. bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri aktaralım tarihimizi aydınlatalım.
    Menemen'de devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına dikilen anıt:
    "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."
  • Kurşunların tahtadan olduğunu görüp de "İman dolu kalbe kurşun bile işlemez" diye şov yapan şeyhlere kurban giden şehidimizdir.
  • o günden beri yeşeren filizler maalesef ağaç olup dallanıp budaklandı. harcanan emeğin, verilen canların boşa olmadığını göstermek için inadına bu güzel insanları anmalıyız. görevimiz büyük.
    **
    "Atatürk, Menemen olayına çok kızdı.... Daha sekiz yıl önce Yunan çizmeleri altında inleyen bir ilçede yobazların bu yaptığı ve halktan bazıları tarafından bu sürüye destek verilmesi, Atatürk’ü çileden çıkarmıştı. ..... Atatürk olay sonrasında açıklama yaptı:
    “Büyük ordumuzun kahraman genç subayı ve Cumhuriyet’in idealist öğretmen kadrosunun kıymetli üyesi Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet’in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.”"
    kaynak:http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/emin-colasan/irticayi-ve-kubilayin-kesik-basini-unutmayin-3-1015655/
  • Ocağına incir ağacı dikilen bir kadının, doğup büyüdüğü yuvasını mecburen terkedip, Girit’ten İzmir’e göçeden Zeynep’in oğluydu. İsmi, Mustafa Fehmi’ydi. Dokuz Eylül Üniversitesi eğitim fakültesinin nüvesini oluşturan İzmir Erkek Öğretmen Okulu’na gitmiş, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden olmuştu. Nasıl bir devrimci ruh taşıdığını göstermesi açısından yazıyorum… Soyadı Kanunu çıkmadan tee altı sene evvel, henüz öğrenciyken, Kubilay soyadını almıştı.

    *

    İzmir Menemen’de asteğmen olarak vatani görevini yapıyordu. 23 yaşındaydı. Tam bugün, 23 Aralık’ta… “Şeriat isteriz” diye ayaklanan yobazlar tarafından, göğsünden kurşunlandı, yaralı haldeyken testere ağızlı bağ bıçağıyla kafası kesildi, bir sırığın ucuna takıldı, dolaştırıldı. Müdahale etmeye çalışan bekçilerimiz Hasan ve Şevki de şehit edildi.

    *

    Menemen olayı, Şeyh Said’den sonra Cumhuriyet’in karşılaştığı ikinci irtica kalkışmasıydı. Bölgede sıkıyönetim ilan edildi, divan-ı harp kuruldu. 105 sanık yargılandı, 28 sanık idama mahkum edildi, TBMM onadı, Kubilay’ın kafasının kesildiği yerde sehpa kuruldu, asıldılar.

    *

    Aradan 13 sene geçti, 1943… İkinci dünya savaşı devam ederken, İran sınırımız, bugünkü Suriye sınırımız gibi folofoş durumdaydı. Giren çıkan belli değildi. Gene böyle bir giriş çıkış sırasında, Van Özalp’te 33 kaçakçı öldürüldü. Çatışmada vuruldukları yolunda rapor tutuldu.

    *

    Aradan beş sene daha geçti, 1948… Çiçeği burnundaki Demokrat Parti, ilk yaptığı işlerden biri olarak, bu meseleyi meclise taşıdı. Van Özalp’te çatışma olmadığını, 33 kaçakçının 3’üncü Ordu Komutanı’nın emriyle kurşuna dizildiğini öne sürdü. Soruşturma açtırdı.

    *

    Aradan bir sene daha geçti, 1949… Demokrat Parti’nin suçladığı ordu komutanı tutuklandı. Ancak, kısa süre sonra serbest bırakıldı.

    *

    Aradan bir sene daha geçti, 1950… Demokrat Parti iktidara geldi. 1947’de emekli olan 69 yaşındaki ordu komutanının dosyasını gene açtırdı. Şırrak… İdama mahkum ettirdi.

    *

    Aradan bir sene daha geçti, 1951… Askeri Yargıtay kararı bozdu. Yeniden yargılama kararı verildi. Ancak, 70 yaşına gelen ordu komutanının ömrü yetmedi, tutukluyken, askeri hastanede vefat etti. Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Dava düştü.

    *

    Karşıdevrimci Demokrat Parti’nin “katliamcı” ilan edip, idama mahkum ettirip, demir parmaklıklar ardında kahrından ölene kadar yakasını bırakmadığı ordu komutanı kimdi biliyor musunuz?

    *

    Menemen’de Kubilay’ın kafasını kesenleri idama mahkum eden, divan-ı harp başkanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’ydı.

    *

    Milli mücadele kahramanıydı. Menemen olayı yüzünden, yobazların en nefret ettiği kişiydi. Şeyh Said’in bastırılması ve Dersim harekatında da görev yaptığı için, Demokrat Parti bünyesinde filizlenen bölücü unsurların da hedefindeydi. Yobaz-bölücü koalisyonu, intikam için fırsat kolluyordu. Neticede başarmışlardı.

    *

    Aradan 36 sene daha geçti, 1997… Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın itibarı iade edildi. Naaşı, törenle Devlet Mezarlığı’na taşındı. Harp Akademileri Komutanlığı’nın bahçesine büstü dikildi.

    *

    Aradan yedi sene daha geçti, 2004… Van Özalp’te, hudut tabur komutanlığının bulunduğu kışlaya, Mustafa Muğlalı ismi verildi.

    *

    Aradan altı sene daha geçti, 2010… Bir taraftan Ergenekon-Balyoz-Casusluk iftiraları süreci başlatılmış, bir taraftan “açılım süreci” başlatılmıştı. TSK imha edilirken, PKK’yla masaya oturulmuştu. BDP milletvekili Fatma Kurtulan, fırsat bu fırsat, Mustafa Muğlalı Kışlası’nı meclis gündemine taşıdı. İsminin derhal değiştirilmesi istendi.

    *

    İşte tam bu sırada ne oldu biliyor musunuz?

    *

    CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da miting yaptı. Aynen şunları söyledi: “Başbakandan rica ediyorum, hükümetsin, başbakansın, 33 köylünün kurşuna dizildiği yerde, bunun ismini kışlaya verme, bu ismi değiştirin, istirham ediyoruz, buradan çağrı yapıyorum, bakalım Recep bey çağrımıza nasıl cevap verecek.”

    *

    E, Recep beyin canına minnetti… Muhalefet partisi muhalefet etmiyor, tam tersine, istirham ediyor, gollük pas veriyordu. Kışlanın ismi değiştirildi. Orgeneral Mustafa Muğlalı tabelası indirildi. Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası yapıldı.

    *

    Aradan dört sene daha geçti, 2014… Suriye’de emperyalist güçlerin paylaşım kavgası başladı. Kimisi köktendincileri kullanıyordu, kimisi Kürt milliyetçilerini… Kobani’de IŞİD tarafından öldürülen YPG’li Mahmut Zengin’in cenazesi, Van Özalp’e getirildi. Cenazeyi taşıyan yüzleri maskeli PKK’lılar, Apo posterleri ve PKK bayraklarıyla, Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası’nın önünde resmi geçit yaptı.

    *

    Cumhuriyet tarihinde bir ilk’ti. Asker-polis seyretti. Bu resmi geçidin neden orada yapıldığını elbette herkes biliyordu… Mustafa Muğlalı tabelasını indirtenler, açılım sayesinde siyasi zaferlerini taçlandırmıştı.

    *

    Ve, sene 2015… Devrim şehidi Kubilay’ın 85 sene evvel çekilmiş siyah beyaz vesikalık fotoğrafındaki gözlerine iyi bakın lütfen.

    *

    IŞİD zihniyetinin taa o zamanlarda bu topraklara ekilen tohumlarına, demokrasiyi yoketmek için demokratik yolları kullanan kravatlı yobazlara, Şeyh Said’in manevi torunlarına, Demokrat Parti çizgisiyle HDP çizgisinin nasıl kesiştiğine, devrimin yuvasına yerleşen guguk kuşlarının sinsi marifetlerine… Acı acı gülümsediğini göreceksiniz.

    Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/kubilay-1015612/
  • hani sözlükte kimsenin birbirinin yazdıklarını okumadığını söylemiştimya al işte sana ispatı. @sotarih @bosveryaaa ikiside aynı şeyi paylaşmışlar. haha sonra neden sözlük boşaldı.
  • @agacadalanvar iyi ki bir tane denk getirmişsin , ben en azından tarih diyince sadece Osmanlı tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti dışında konularda paylaşıyorum ama ilgi yok
  • ne yani @sotarih senden başka kimse osdamlı ve türkiye tarihi dışında bilgi paylaşmıyor mu? ben az önce sözlükteki tüm yazarların profiline baktım (zaten bir avuç kadar zor olmadı) ve herkesin her konuda yazısı var. yoksa bu ithamın sadece belli bir kişi için mi? ama yok ya dediğim gibi herkes en alakasız konularda bile açıp yazmış bak yine dediğime geldin mi diyorum işte abi kimse kimsenin yazdıklarını okumuyor diye başta da sen.

Bu konuda 1 sayfada toplam 7 adet üst yorum vardır.

  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.