insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1

insearchofsunrise Sözlük Seceresi

  • II. Abdülhamid'in Osmanlı Devleti'ne Kazandırdıkları

    Kuruluşundan çöküşüne kadar Osmanlıya en fayda sağlayan devlet adamı olmuştur. Ne Fatih, ne Kanuni ne de Yavuz Sultan Selim bana göre bir II. Abdülhamid etmemiştir. Sebebine gelecek olursak da Osmanlı'nın çağa ayak uydurması için çalışan ve icraatta bulunan tek padişah olmuştur. Başa geldiğindeki Osmanlı'nın durumu göz önüne alın bu adam 16. yy'da da gelse yine aynı mentalitede yaklaşırdı. Kardeş katli yaparak, topraklar fethetmeye çalışarak zaman kaybetmezdi bana göre. Çünkü O çöküş dönemindeki Osmanlıya bile Batı'nın kültürünü alarak bir eylem yapmadı. Devlete Batı'nın gelişmişliğini örnek alarak bir çok yenilik yaptı. Bunlar neler mi diye soracak olursanız da buna bir bakın derim. ( http://www.tarihiolaylar.com/biyografiler/ii-abdulhamid-cv-138 )
    Kıymeti bilinmeyen ama benim gözümdeki tek Osmanlı padişahı kendileri olurlar.
    1 1
  • kızılderili soykırımları

    Kristof Kolomb adlı cani arkadaş kızılderililer hakkında emrinde çalıştığı İspanyol Kraliçesine şöyle demiştir:
    « Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar. Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz. »
    E tabi bu fırsatın farkındalığıyla birlikte önce Avrupa daha sonra da kızılderilileri topraklarından eden Amerika, onlara yardım ediyorum diye çiçek hastalığı virüsü taşıyan battaniyeler dağıtan İngiltere sırasıyla soykırım girişimlerinde bulunmuşlardır. Tabi ki bunu en üst düzeye taşıyan Amerikalılar olmuştur. Özellikle (tobkz: yaralı diz katliamı ) gibi katliamlar Amerikalıların gözü dönmüşlüğünün en üst düzey kanıtıdır.
    ABD’li General Philip Henry Sheridan Amerika'nın kızılderililere karşı tutumunu şöyle özetler: “En İyi Kızılderili, Ölü Kızılderilidir.”
    0 1
  • Hollanda'nın lale bahçeleri

    Şu güzelliğe bir bakın ya. Düşünebiliyor musunuz bu laleler 11 yy. dan itibaren, Anadolu topraklarında üretiliyordu. Sonra da Osmanlı egemenliğine geçti. Kanuni Sultan Süleyman'ın Hollanda kralına hediye olarak lale soğanı göndermesinden sonra işler değişti. Laleleri bir fırsat olarak gören Hollanda, biz bu laleleri ülkemizde dikelim dedi ve geçici bir süre Osmanlı 'dan lale soğanı ithal etti. Şimdi bize Hollanda lale üretiminde dünya devi oldu. Bugün her yıl Hollanda'da 6 milyar lale soğanı ekiliyor ve dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor. Her yıl bu lale bahçelerini görmeye gelen milyonlarca turist de ayrı bir turizm geliri oluşturuyor.
    Burada ünlü filozof Banu Alkan'ın şu sözünü hatırlatmak istiyorum: "Kaldıramazsan kaldırırlar gülüm."
    0 1
  • Shell Shock Hali

    Dünya Savaşları sırasındaki askerlerin olaylara karşı verdiği tepkiyi tanımlamak için kullanılan ifadedir. I. Dünya Savaşı sırasında kullanılan topların patlama seslerinin o dönemdeki diğer savaşlarından çok daha yüksek olmasından dolayı yarı askerlerin aklını yitirmeye yakın olan bir ruh halidir. Bunun yanındaki tüm tramvatiksavaş psikolojisine verilen isimdir.
    Konu ilginizi çektiyse eğer 4 partlık şu videolar tavsiye edilir



    0 4
  • kore savaşından sonra Kuzey kore ekonomik anlamda dibe vurmuşken güney kore nasıl patladı

    Arkadaşlar bu soruyu hep sorardım (yabancı arkadaşlarıma da) ve sonunda cevabını buldum sizle de paylaşayım.
    Hep merak etmiştim, Kore savaşından sonra sıfır ekonomiyle ayrılan Kuzey ve Güney kore iki kutba ayrılmıştı. 5 parasız bir şekilde. Peki nasıl oldu da güney kore ekonomik olarak bir anda dünya devi oldu? yatırım aldılarsa nasıl aldılar? ne yaptılar? Çok ilginç bir cevabı var.
    Kore savaşından sonra 5 parasız ayrılan Kuzey ve Güney Kore'de, Güney Kore yetkilileri kendi aralarında şu fikre sahip olmuşlardır "Şu an savaştan çıktık ve 5 paramız yok. Özel sektör yatırımlarına izin verirsek olmayan paramızı da denemelerle harcarız ve ekonomik olarak asla yükselemeyiz. Bu nedenle var olan kısıtlı bütçemizle hükümet kaynaklı 10'a yakın sanayi firması kuralım ve tüm bütçemizi bunlara yatıralım. Eğitimi bu firmalara göre düzenleyelim. Her mezun olan kişi bu şirketlerde çalışsın ve bu insanları şirketlerin ihtiyaçlarına göre eğitelim. Hem işsizliği sonlandırmış hem de nitelikli çalışan üretmiş oluruz"
    İşte bu mantıkla Güney Kore savaştan çıktıktan sonra Hyundai gibi Gemi, vagon üreten ağır sanayi firması kurmuşlar, Samsung gibi bilişim devlerine yatırım yapmışlardır. Üretip üretip ihraç etmişler, bu şirketlerin ihtiyaçları olan kişileri eğitmişler ve ekonomiyi çok kısa süre içerisinde zirveye taşımışlardır. Sonra da serbest ekonomiye imkan tanımışlar ve şirketleşmeye başlamışlardır. Şu anda dünyanın en zengin ülkesi olmasının sebebi de buymuş. Bir dipnot daha vereceğim 100 yıl önce İsveç de aynı sistemi kullanmış. Yiyecek yemek bulamayan 3 öğün patates yiyen İsveç halkı gemilerle Amerika'ya göçermiş. Çeliği işlemeye başladıktan sonra Güney Kore'deki sistemin aynısı önce İsveç'te uygulanmış ve İsveç de ekonomisini sıfırken bu şekilde zirveye oturtmuştur.
    0 8
  • türkiye'de bilimin gelişmemesinin nedenleri

    1)EĞİTİM YETERSİZLİĞİ : Üniversite dahil 16 sene gördüğümüz eğitimin, ezberleneni yerine koymaktan ibaret olması.Ortalama bir insan ömrünün neredeyse 4 ' te 1 ' ini okulda geçirip, size dayatılan sistemin hayatın hiçbir yerinde karşınıza çıkmaması.Eğer 16 sene sadece yazılımlara çalışsanız harika bir mühendis, siyaset ve yabancı dil öğrenseniz harika bir diplomat (bkz:Osmanlı Padişahları), spor yapsanız dalınızda dünya şampiyonu olursunuz.
    2)Sosyal Neden : Türk halkının vurdum duymaz tavrı.Etrafınızdaki gençlere sadece 2 soru sorun.Ne olmak istiyorsun ve neden ? Cevapların % 90 ' ı şöyle olacak : Öğretmen, avukat, normal memur çünkü parası iyi ve rahat iş.İnsanların istediği tek şey daha çok para kazanıp daha az çalışmak.Ülkenin gelişmesi, daha güzel bir dünya bırakmak vs. değil.Bir de kendini aydın sanan insanların toplumun en aptal insanları olması.Bilimin gelişmemesini dine bağlayıp, Osmanlı Devleti dinine en bağlı olduğu dönemlerde nasıl dünyanın en gelişmiş devletiydi diye sorduğunuzda cevap verememeleri.Kuran ' da ilime verilen değeri görmezden gelip, sadece dillerine dolanan "Madem öyle İslam devletleri neden geri ? " sorusunu sorup aydın olduğunu zanneden kesimin IQ seviyesi.Bütün Müslümanlar Kuran ' a uysa bugün IŞİD, El Kaide, PKK olmazdı.Bugün biz Amerika ' ya değil, Amerika bize bakardı.Bazı insanların bunu göremeyip, toplumu dinden soğutmaya çalışması.Toplum dinden soğuyunca gelişeceğimiz sanacak kadar aptal insanların var olması.
    Çözüm : 1)Eğitim sistemi düzeltilecek.Yapılan iş öğrenciye sevdirilecek.Okuldan kaçma düzeyinde dünyada 1. sırada olan ülkemizde öğrencileri okula teşvik edecek projeler uygulanacak.
    2)Japonya ' nın kendi ilkokul öğrencilerine Hiroşima ' yı gezdirip, bakın biz bu hallere düştük, eğer siz çalışmassanız yine düşeceğiz dediği gibi, çocuklarımıza ücretsiz olarak Çanakkale ' yi ve ülkenin ızdırap çekmiş bütün şehirlerini dolaştırmak.Bu sayede mühendis olmak isteyen bir genç parası için değil, ülkesine hizmet edecek bir araç yapmak için mühendis olmak isteyecek, öğretmen olmak isteyen biri günde 8 saat çalışıp yaz tatili yapmak için değil, ülkesine yararı olacak çocuklar yetiştirmek için öğretmen olacak, bunun azminde, bilincinden daha çok çalışacak.
    3)Fen ve Matematik dersleri nasıl ezberlenir değil, nasıl kullanılır mantığıyla verilecek.Din dersleri kaldırılmayacak, tam tersine arttırılacak, Peygamberimizin hayatı ve kendi tarihimiz üzerinde özellikle durulacak.Böylece geleceğin toplumu, dini kendi çıkarları için kullanan insanları dışlamayı öğrenecek.Bunun yanında insanları dinden soğutmak için misyonerlerden daha çok çalışanların hiçbir işe yaramayan ve hayatta ne bilime ne topluma faydası olmayan kimseler olduğunu kavrayacak...
    0 2
  • iz bırakan film replikleri

    Cumali: Çok korkuyorum Eşkıya, beni bırakma çok.

    Baran: Korkma! Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki o arı ben olacağım.
    0 1
  • Liderlerin Paris terör saldırısı hakkındaki açıklamaları

    BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun : Tüm Fransa halkına taziyelerimi sunuyorum. Teröristler bir an önce yargı önüne çıkarılacaklardır. Fransa hükümetiyle dayanışma içerisindeyiz

    BM Güvenlik Konseyi: Saldırı korkak ve barbarcadır

    BM Genel Kurulu Başkanı Mogens Lykketoft : "Hepimiz bu gaddarlığa karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Bu vahşete teslim olmayacağız çünkü bunun modern dünyada yeri yok"

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin: Paris'te ölenler için başsağlığı diliyorum dedi ve Fransa'ya destek ve işbirliği çağrısı yaptı

    AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, "Paris'te gerçekleşen saldırıları şok içerisinde izliyorum. Fransa halkı ve yetkilileriyle tam dayanışma içerisindeyim ve onların acısını paylaşıyorum"

    AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, "Paris'te yaşanan olaylardan dolayı derin şok yaşadım. Fransa'daki insanlarla tamamen birlik içerisinde duruyoruz"

    Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz da "Paris'ten korkunç haberler geldi. Düşüncelerimiz, saldırıların mağdurlarıyla ve yetkililerle"

    NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Bu gece Paris'te yaşanan dehşet verici saldırılardan dolayı derinden şoka uğradım. Düşüncelerim mağdurların aileleri ve Fransa halkıyla beraber. Terörizme karşı mücadelede güçlü ve birlik halinde duruyoruz. Terörizm demokrasiyi asla mağlup edemeyecek"

    İngiltere Başbakanı David Cameron," Paris'te meydana gelen saldırılarla sarsıldım. Yardım için elimizden geleni yapacağız"

    Almanya Başbakanı Angela Merkel: ''Kalbim, muhtemelen bir terör saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin yakınları ve Paris'teki tüm insanlarla beraber. Fransa hükümetiyle irtibat halindeyiz ve kendilerine Almanya'daki insanların Fransa ile dayanışma içerisinde olduğunu ilettik"

    İtalya Başbakanı Matteo Renzi "İtalya, Paris'teki kurbanlar için ağlıyor"

    Kanada Başbakanı Justin Trudeau: , "Bu karanlık günlerinde Fransa halkının yanındayız"

    SUUDİ ARABİSTAN, ÜRDÜN, KATAR, MISIR, KUVEYT, Fas, Kosova ve Sırbistan'dan kınamalar geldi.

    Başbakan Davutoğlu: Paris'teki alçak saldırının hedefi tüm insanlıktır

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Tüm Fransız halkı ile aynı acıyı paylaştığımızı tekrar hatırlatmak istiyorum. Artık terörizmle mücadele konusunda sözün bittiği yerde olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Türkiye olarak terörizm konusunda ilkeli tavrımızı bundan sonra da aynı şekilde devam ettireceğiz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Benim teröristim iyi, seninki kötü mantığını artık bir kenara bırakıp ayaklar altına almamız gerekir"

    Kaynaklar: Habertürk, hürriyet, ntv ve çeşitli diğer haber ajansları
    0 1
  • Tarihteki Savaş Taktikleri

    gerilla savaşı: düzensiz birliklerin, düzenli ordulara karşı verdiği savaşlardır. genelde vur-kaç taktiği üzerine kurulmuş savaşlarda konvansiyonel savaş araçları yerine saldırı tüfekleri ya da molotof gibi görece daha basit silahlar kullanılır. gerilla savaşının amacı topyekûn bir savaş kazanmak değil, karşıda ki orduyu yıpratmak, gücünü ve savaş azmini kırmaktır. gerilla savaşının verildiği yerlerde halk desteği muazzam ölçüde önemlidir. britanya işgali sırasında keltlerin romalılara karşı verdiği savaş, gerilla savaşı olarak nitelendirilebilir. roma ordularının her defasında yenilmesini sağlamıştır. sun tzu'nun savaş sanatı kitabında da gerilla savaşından bahsedilir. nazi işgali altında ki ülkeler de bu taktiği kullanarak alman ordusunu ciddi şekilde yıpratmıştır. (cephaneliklere yapılan ani baskınlar, iletişimin sabote edilmesi vs.) aynı şekilde alman ordusuna karşı savaşan sovyet partizanlarıda bu taktiği başarı ile uygulamıştır. mao zedung, ernesto che guevara, fidel castro gibi liderler devrim için kullanmış ve aynı şekilde başarıya ulaşmıştır. bunun dışında kurtuluş savaşı sırasında ki düzenli ordu kurulmadan öncesinde çetelerin işgal güçlerine karşı verdiği savaşta gerilla savaşı içerisinde görülebilir. pkk (türkiye), farc(kolombiya), ezln(meksika), epr (meksika), hindistan komünist partisi (maoist), filistin halk kurtuluş cephesi, hizbullah, el-Kassam Tugayları gibi örgütler bugün aktif olarak gerilla mücadelesi vermektedir.

    phalanx: genelde 5-5.30 metrelik mızraklı piyadelerin arka arkaya dizilmesi ve en öndekilerin mızrağını gelen düşmana doğru düzeltmesiyle oluşturulan taktik. genelde antik yunan döneminde kullanılmıştır. spartalılar ve perslere karşı etkili olmuş, büyük iskender zamanında zirveye çıkmıştır. tabii bazı dezavantajları da vardı, bunlar, zırhların ağırlığı ve mızrağın uzunluğundan dolayı ortaya çıkan hareket problemiydi. epaminondas ve iphikrates bu taktiği iki farklı şekilde geliştirdi. ilk savaşlarda orduların karşılıklı hatlar oluşturarak dizilmesi ile olurdu. epaminondas bunu biraz değiştirmiştir. mesela düşmanın sayıca az olan tarafının, kendi ordusu tarafında ki kısmını sayıca üstün tutmuş, diğer tarafıysa geri çekmiştir.
    şöyle; x x x > x
    x x
    x x
    x x bu taktik sonucunda ordunun zayıf tarafı ezilip, arkasını da çevirmesi sağlanırmış. türklerin kullandığı hilal taktiğinin bir benzeri gibidir.
    iphikrates ise piyadelerin mızrak boylarını uzatıp, zırhlarını hafifletmiş, bu şekilde kullanmıştır bu taktiği.

    shield wall: büyük ölçekli kalkanlarla askerlerin yan yana dizilmesiyle oluşturulan savaş taktiğidir. mızraklı piyade yok ise süvarilerin bu hattı yarıp geçmesi çokta zor olmaz.

    testudo: savunmaya dayalı ağır hücum da diyebiliriz. kalkan duvarına benzer ama daha kapsamlıdır. klasik roma filmlerinde ki izlediğimiz dört bir taraflarının kalkanlarla kapandığı tabiri caizse kaplumbağa gibi olurlar. okçulardan korunmakta ya da sayıca az olunan durumlarda saldırılan birliklere karşı başarılı olabilir.

    napolyon dönemi: napolyonun belirli bir savaş stratejisi yoktu ama bilinen şey daime saldırı savaşı yaptığıydı. birliklerini birbirinden kopmayacak şekilde savaş alanına yayarak karşısında ki ordunu formasyonunun dağılmasını sağlayıp, hatları yarmak üzerinden ilerlerdi.

    siper savaşları: amerikan iç savaşı ve 1. dünya savaşı gibi savaşlarda yoğun olarak kullanılan savaş taktiğidir. orduların karşılıklı siper kazarak bu siperleri korumak üzere çarpıştığı ve topçularla desteklendiği savaşlardır. savaşların uzamasına ve doğal olarak ordu içerisinde bazı sıkıntılar doğmasına sebep olmuştur. 2. dünya savaşında tank, uçak vs. gelişmesi üzerine geçerliliğini yitirmiştir.

    blitzkrieg: türkçesi yıldırım savaşı olarak geçiyor. almanların kullandığı bu savaş taktiği, siper savaşlarını bitirmiştir diyebiliriz. küçük ama hızlı ve güçlü alman tanklarının, düşman ordusunun hatlarını yararak en hızlı şekilde, en fazla ilerleyebildiği kadar ilerleyerek düşman ülkesinin merkezine saldırması üzerine kuruludur kabaca. bu kadar basit görünmesine karşın karışık ve uygulanması güç bir taktiktir diyebiliriz çünkü bu ilerleme sırasında koordinasyon, hava şartları vs. hayati öneme sahiptir. fransa ve polonyayı işgal sırasında çok rahat bir şekilde kullanılmıştır. ve fransa'nın maginot hattı gibi uzun ve güçlü bir hattı olmasına rağmen bu taktik sayesinde işe yaramdığı görülmüştür. ama sovyetler gibi çok geniş topraklarda ikmal ve araç sorunu yaşanacağı için başarılı olması çok daha zordur, nitekim sovyetlerde bir dönem işe yarasa da devamı gelmediği için çökmüştür.

    bir de deniz savaşı ile ilgili bir taktik:

    pruva hattı: 1600-1700lere kadar olan deniz savaşları her geminin kafasına göre hareket ettiği, toplarını ateşledikten sonra kaçıp, yeniden topları doldurup saldırdıkları vur-kaça dayalı bir savaş şekliydi. buna karşın ilk olarak hollandalıların geliştirdiği pruva hattı ise gemilerin tek bir sıra halinde hareket etmesi buna bağlı olarak ateş gücünün tek bir noktaya hareket etmesi üzerine kurulu, daha koordine ve düzenli bir savaş vermesi üzerine kurulmuştu. gemiler amiral gemisi ya da sancak gemisi denen, amiralin bulunduğu tek bir gemiden komut alır ona göre hareket ederdi. taktiğin işe yaradığını gören ingilizler taktiği benimseyip, başarılı bir şekilde kullanarak denizlerin 200-250 yıl boyunca tek hükümdarı olmuşlardır (1700-1900 arası). taktiğin başarı ile uygulandığı muharebelerden birisi olarak da trafalgar muharebesi incelenebilir.

    birazcık uzun oldu, umarım sıkılmadan okuyabilirsiniz. hatam oldu ise affola.
    0 3
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.