6. yüzyılda Sabirler yavaş yavaş unutulurken aynı bölgede, yani Don-İdil-Kafkasya üçgeni içinde bu kez Hazarlar görünmeye başladı Batı Göktürk devletini yıkılmasıyla bölgede varlık göstermeye başladılar. Hazar imparatorluğu zaman içinde en uzun ömürlü Türk devletleri listesindeki yerini almıştır. Önceleri İkibuçuk yüzyıl süre ile Belencer kentini başkent yapmışlardır. İmparatorluk genişleyince bu kez de Volga kenarındaki İdil kentini yeni başkent olarak gene ikibuçuk yüzyıl kullanmışlardır. İdil kenti olarak adlandırılan yerleşim yeri günümüzde Astırhan olarak bilinmektedir. Hazarlar, Orta Asya’dan gelerek yeni ülkelerine yerleştikleri zaman buralarda yaşayan Türk boylarını da kendilerine bağlamışlar ve böylece güçlenerek kısa zamanda bağımsız bir devlet kurabilmişlerdir.
Hazar devletinin kurulduğu dönemlerde İslam Orduları Kuzeye doğru ilerlemekteydi. 634 yılında Sasani Devletini yıkan İslam Orduları, 651 yılında, Halife Hz. Ömer döneminde Kafkaslara doğru ilerleyerek Hazar Devleti ile ilk temasını kurdular. Oldukça güçlenen İslam Orduları, Derbent’i alarak Hazarların başkenti Belecer’e kadar ilerlediler. Hazarlar ,İslam Ordularını geri püskürtse de Başkentlerini İdil civarına doğru çekmek zorunda kaldılar. Ancak Hz. Ömer’den sonra gelen Halife Hz. Osman’ın öldürülmesi ve yeni halife olan Hz. Ali dönemindeki iç karışıklık nedeniyle İslam Orduları ilerlemeyi sürdüremediler.
Bölgesinde söz sahibi olmaya başlayan ve güç toplayan Hazarlar, 665 yılında büyük Bulgarya Hanlığının yıkılması ve Bulgar Hanı Batbayan’ın tabi olmasıyla hem ordularını hem de sınırlarını büyütmüştü. Hazar Devleti bu süreçten sonra sınırlarını Diyenper’e kadar genişletti. Zamanla daha da güçlenen Hazarlar, 690’lı yıllarda Kırım’ı ele geçirip Azak denizi çevresinde hakimiyet kurdular. 700’lü yıllara gelindiğinde hakimiyet alanları Hazar Denizinden Dinyester’e, Kafkasların güney eteklerinden Oka nehrine kadar olan bölgeye ve Kırım’ın tamamına hakim oldular.
İslam ordularının Hz. Ali’nin 661 yılında öldürülmesiyle Arap topluluklarını yönetimi altına alan Emeviler ile birlikte Hazarlar, Muaviye yönetimiyle uzun süren çatışmalara girişmişti. Bizans’ta 695 yılında tahtan indirilen П. Justinianos, Kırımdaki Gotların yanına sığınmıştı. Gotlar onu Kırım Han’ı Busir’e teslim ettiler. Busir, 10 yıl kadar kendisine sığınan Justinianos’u 704 yılında kız kardeşi ile evlendirdi. Ancak 705 yılında, Bizans İmparatoru П. Tiberius, Justinianos’u ölü ya da diri getirene büyük ödüller vereceğini bildirmesiyle Juistinianos’un ölüm emrini vermiş olur. Hakkında ölüm emri çıkarılan Juistinianos, Hazarlardan kaçarak başka bir Türk devleti olan Tuna Bulgar Devleti Han’ı Tervel’e sığınır ve Tervel Han’ın yardımıyla Bizans tahtına geçer.
Hazar devleti hükümdarı olan Busir Han, 710 yılında Bizans’ın kontrolünde olan Cherson’u ele geçirir. Bunun üzerine Juistinianos da Busir’in üzerine yürür ve Cherson’u geri alır. Ancak Chersonlu isyancılar Busir Han’ın desteğiyle Kırımı geri alırlar. Bu dönemde iki hükümdarın karşılıklı saldırılarıyla Hazarlar ve Bizans arasındaki düşmanlık iyice kızışmıştır.
Hazarlar üzerinde sürekli baskı kurmaya devam eden Bizans, Emevilerin 717 yılında İstanbul’u kuşatmasıyla Hazarlar üzerindeki etkinliğini yitirmeye başlamıştı. Hazar devleti, Bizans baskısının azalmasıyla, aynı yıl Şirvan’a girip bugünkü Azerbaycan topraklarının büyük bir kısmını kontrolüne geçirmişti. Bu dönemden sonra özellikle Emeviler ile Hazarlar arasındaki Kafkasların hakimiyeti için girişilen mücadeleler hız kazandı. Hazar devleti 731 yılında bütün gücünü toplayarak Emeviler üzerine bir sefer düzenlemiştir. Bu saldırıya Emeviler ağır bir yenilgiye uğratarak Musul önlerine kadar ilerlediler fakat beraberinde tekrar güç toplayan Emevler, Sait El Haraşi önderliğinde tekrar Hazarlara saldırarak Azerbaycan önlerine kadar olan bölgeyi tekrar hakimiyetleri altına almışlardır.
Emeviler, 732 yılında halife olacak olan Mervanı, Hazar sınırındaki Azerbaycan-Ermenistan hattındaki bölgeye vali tayin ettiler. Mervan döneminde Emeviler büyük başarılar elde ederek hakimiyetlerini güçlendirdiler ve Hazarları baskı altına almayı başardılar. Hazar devletinin etkinliğini iyice azaltmak isteyen Emeviler, Hazarların üzerine yürüyerek birkaç şehri ele geçirip çok sayıda da esir aldılar. Hazar Devleti, Emevi hakimiyetini ve İslam’ı kabul etmeleri şartıyla bir anlaşma imzalayarak yıkılmaktan kurtuldular. Fakat Emevilerin bölgeden çekilmesiyle Hazarlar eski inanışlarına geri döndüler. Hazaların daha sonra toparlanarak Emeviler üzerine sefer düzenlemeleri Harun Reşit döneminde olmuştur. Bu mücadeleyi de kazanan Emeviler, güney Kafkasya’ya hakim oldular. Bu tarihten sonra Hazar Devleti, Emeviler arasında savaş yaşanmamış ve iki devlet arasındaki ilişkilerde barış hakim olmuştur.
Hazarlar sınır komşuları olan Emeviler ve Bizans ile sürekli bir mücadele içindeydi. Fakat Emevileri bertaraf etmek için Bizans ile yapılan müttefiklik iki ülke ilişkilerini oldukça yakınlaştırmıştır. Bizans İmparatoru 3. Leon zamanında da devam eden bu ilişkiler, 3. Leon’un oğlu 4. Konstantin’in Hazar Hanı Bihar’ın kızıyla evlenmesiyle akrabalık bağı oluştu. Bu evlilikten doğan Leon, 775 yılında Bizans tahtına çıktı. Bu akrabalık bağı ile başlayan iyi ilişkiler neticesinde Hazar Devleti ile Bizans arasındaki ticari ilişkiler giderek daha da gelişti.
Hazar devleti için özellikle hayati önem taşıyan Kırım bölgesi çok önemliydi. Kimi zaman Kırımın hakimiyeti kaybeden Hazarlar, 787 yılında Güney Kırımdaki Doros (Mangup) kalesini ele geçirerek Kırım’da hakimiyet sağlayan Gotların hakimiyetine son vererek bu devleti kendi hakimiyeti altına almış oldu. Bölgedeki hakimiyetini iyice güçlendiren Hazarlar, 8. ve 9. yüzyıllarda sınırlarını Batı ve Kuzey bölgelerine doğru genişletti. Bu güçle Doğu Avrupa’daki hemen hemen her kavimden vergi alır, ticareti yönetir ve bölgesel politikaları kontrol altında tutar duruma geldiler. Hazarlar, bugünkü Doğu Rusya topraklarındaki bölgeye yerleşen Slav kabileleri, Polyan, Severyan, Radimic ve Vyatiç’den ev başına 1 sincap kürkü ve gümüş para vergi alınmaktaydı. Slavların lideri olan Runik’den sonra yerine geçen Novrogod Knezi Oleg, bu duruma son vermek için 884 yılında Slav kabilelerinden Severyan’lara baskı kurarak Hazar Devletine vergi vermemelerini istedi. Oleg’in bu girişimi Hazar Devletini zor durumda bıraktı. Güç birliği yapan Slav kabileleri de güç toplamaya başladılar.
892 yılına, daha da güçlenen Slav kabileleri, 55 gemiyle Hazar Denizine inerek Müslüman toplulukların bulunduğu Taberistan ve Abiskon bölgelerine asker indirerek yağma hareketleriyle ganimetler topladılar. Hazar Hanının izniyle yaptıkları bu sefer dönüşünde elde ettikleri ganimetlerden Hazarlara vergilerini de ödemişlerdir ancak Hazar Devletinin askerleri içerisinde Müslüman olanlar hakandan izin alarak Müslüman bölgelerini yağmalayan Slavların üzerine saldırdılar. Daha çok intikam amacı güden bu saldırı neticesinde Slavlar yenilgiye uğratılarak Slavların Müslüman bölgeler üzerindeki etkileri de o dönem için engellenmiş oldu.
Bizans ile girilen iyi ilişkiler, Romanos Lekapenos döneminde (932), Bizansın Yahudiler üzerinde kurduğu baskı nedeniyle bozulmuştur. Bizansın Yahudiler üzerindeki baskısı nedeniyle Hazar Devletine sığınan Yahudiler, Bizans ile Hazar Devletinin arasının açılmasına sebep oldu. Bizansın politikalarına karşılık olarak, Hazarlarda bünyesindeki Hıristiyanlar üzerinde baskı kurmaya başladı. Bunun üzerine Bizans İmparatoru Romanos, Kiev Knezi İgor İle Hazarlara karşı işbirliğine gittiler. İgor, Hazarların üzerine yürümek için diğer Türk toplulukları olan Uz, Peçenek, As ve Alan kabileleri ile anlaşarak kışkırttı ve birlikte Hazarların üzerine saldırdılar. Hazarlar bu saldırıyı püskürtmüş olsalar da Diğer Türk Toplulukları ile ilk mücadelelerine girişmiş oldular. Bu tarihten sonra Hazar bünyesindeki pek çok boy Hazarlara karşı isyan ve mücadele halinde olmuşlardır.
Hazarların başına geçen kağanların adları biliniyorsa da bunların saltanat süreleri kesin olarak saptanamamıştır. Eldeki bilgilere göre Hazarların kağanları şu sıra ile tarih sahnesine çıkmışlardır:
1.Bulan
2.Ubaca
3.Hizkiya
4.I. Menaşe
5.Hanuka
6.İshak
7.Sabulon
8. II. Menaşe
9.Nişi
10.I. Harun
11.Menahem
12.Benyamin
13. II. Harun
14.Yusuf