Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

    I. Dünya Savaşı’nın ardından yenilgiye uğrayan Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalı devletlerin eline geçmiş ve  Osmanlı toprakları işgal altına alınmıştır. Lozan Barış Antlaşması yeni doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurtarıcısı olan bir antlaşma niteliğini taşımaktadır. Dış borçlar, Boğazlar sorunu, Türk-Yunan çatışmaları ve daha birçok konuda Türk devleti ülkenin sorunlarını çözmüş ve ülkeyi sömürgeci devletlerden kurtarmıştır.

    Bilindiği üzere Sevr Antlaşması, Türk Milleti’nin tamamen Avrupalı devletlerin hakimiyeti altına girmesini gerektiren maddeler içeriyordu. Bu durumla birlikte Türk milletinin toprak bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığı için verdiği mücadeleyi bütün dünyanın fark etmesi ve kabul etmesi zorunlu hale gelmiştir. Misak-ı Milli sınırları ve hedefleri bu antlaşmayla neredeyse tamamen gerçekleştirilmiştir. Zamanın şarlarında denge siyaseti izleyen Osmanlı Devleti bazı Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiştir. Bu sebepledir ki bu devletler birçok ayrıcalıkla birlikte güçlenerek devletin iç işlerine karışma hakkına sahip olmuşlardır. Bu antlaşma Türklerin haklı ve şerefli mücadelesinin zaferi özelliğindedir. Lozan Antlaşması’nın yazılması için yapılacak olan konferans 8 ay kadar sürmüştür. Türk Devletini İsmet Paşa başkanlığındaki heyet temsil etmiştir. Avrupalı devletler devletin iç işlerine karışarak, Türkiye’yi kapitülasyonların kaldırılması ve Osmanlıdan kalan borçların yeni kurulan Türk Devleti’nin ödemesine karar verilmiştir.

  • Lozan Barış Antlaşması İmzalanıyor

    Barış Konferansı, 20 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan şehrinde toplanmıştır. 2. olarak söz alan İsmet Paşa, istiklal ve hakimiyet konusunun özellikle altını çizerek “ Bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz” diyerek, Türk milletinin kararlılığını ve sesini duyurmuştur.

    Lozan Barış Antlaşması’nda ön söz olarak “devletlerin istiklal ve hakimiyetine saygı gösterilmesi” özellikle belirtilmiştir. İmzalanan barış anlaşması 16 sözleşme, protokol, beyanname, barış anlaşmasının esas nüshası ve nihai senetten oluşmuştur. Lozan Barış Antlaşması T.B.M.M Temsilcileri, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, S.S.C.B, Yugoslavya, Belçika, Portekiz, Romanya, Yunanistan, Japonya ve İtalya  arasında imzalanmıştır. Taraflar karşılıklı antlaşmalar ve sözler verdikleri için, Lozan Barış Antlaşması yürürlükte kalmaya devam etmiştir. Savaşı bitiren bu antlaşma, Osmanlı devletinin ekonomik özgürlüğünü kazanmasını sağlamıştır. Antlaşmanın yürürlükte kalmasının sebebi olarak Türk Devleti’nin barışçıl ve iyi niyetli yaklaşımı olarak gösterilebilir. Atatürk">Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine sadık kalarak Lozan Barış Antlaşması’nın bütün madde ve hükümlerine uyması barışın sürekliliğini sağlamıştır. Konferansın ve antlaşmanın anlamı sadece Türk-Yunan Barışı değil; 1. Dünya Savaşı’nın kazananları ile yüzleşme, siyasi anlaşmazlıkları çözüme kavuşturma gibi daha bir çok konu da önemli mesafeler katedilmiştir.

  • Lozan Barış Antlaşmasıyla Çözülen ve Çözülemeyen Meseleler

    Batı sınırı: Meriç Nehri sınır olarak belirlenmiştir. Karaağaç ve çevresi Türkiye’ye bırakılmıştır. Ege denizinde Bozcaada ve İmroz Türkiye’ye bırakılmıştır. Adalarda ve Anadolu kıyısına yakın adalar askerlerden arındırılmıştır. Batı Trakya Yunanistan’a bırakılmış ve 12 ada Yunanistan’dan alınamamıştır. Lozan Barış Antlaşması ile birlikte Türkiye ve Yunanistan arasında nüfus mübadelesi yapılmıştır. 1924 yılında düzenlenen nüfus mübadelesiyle 1 milyon Rum Türkiye’den Yunanistan’a geçmiş ve 500.000 Türk vatandaşı ise Yunanistan’dan Türkiye’ye topraklarına geçmiştir.

    Irak sınırı: Barış antlaşmasında çözülemeyen tek sorun Musul-Kerkük sorunu olmuştur. Irak sınırı bu antlaşmayla çözülememiştir. Irak sınırı 1926 yılında yapılan Ankara antlaşması ile çizilmiştir.

    Azınlık sorunları: Lozan Barış Antlaşması’yla Türk topraklarında yaşayan Hıristiyan ve Musevi vatandaşlara mal ve ibadet özgürlüğü tanınmış ve can güvenlikleri güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan ve vatandaşlık görevlerini yerine getiren herkes eşik hak ve özgürlüklere sahip olmuştur. Azınlıklar konusunda Londra Barış Konferansı’nda önemli öncelikler ve özgürlükler verilmesi istenmişse de; T.B.M.M azınlıklar konusunda kesinlikle taviz vermemiştir. Ardından patrikhanelerin azınlıkları kullanarak bu gayrimüslim gruplar üzerinden çevirdikleri oyunlara son verilmiştir.

    Kapitülasyonlar: Bütün kapitülasyonların kaldırılmasıyla, Osmanlı hem ekonomik hem de siyasi açıdan özgürlüğüne kavuşmuştur.

    Boğazlar Sorunu: Kapitülasyonlar ve 1. Dünya Savaşı’nın ağır yenilgisi ile Boğazlar yabancı devletlerin yönetimine girmişti. Lozan Barış Antlaşması ile birlikte Boğazlar Komisyonu kurulmuş ve Boğazların çevresi askerden arındırılmıştır. Ticaret gemilerinin boğazdan serbestçe geçmesi kararlaştırılmıştır. Boğazlardan herhangi bir saldırı olursa milletler cemiyetinin vereceği kararla önlemler alınacaktır. Boğazların askerden arındırılması türkiyenin güvenliğini tehdit etmiştir. Ardından 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile milli sınırlarımızı kısıtlayıcı maddeler kaldırılmış ve Boğazlarla ilgili olan maddeler Türk Devleti’nin lehine değiştirilmiştir.

    Savaş Tanzimatları ve Dış Borçlar: Kapitülasyonların kaldırılması ile birlikte Osmanlı devletinden kalan borçları yeni Türk Devleti’nin ödemesine karar verilmiştir. Osmanlı devletinden kalan borç konusunun ödenme şeklide konferansta yer almıştır. Türk Devleti, bu borçları Türk parası ve Fransız Frangı ile ödemeyi teklif ederken; diğer devletler ödemenin altın veya sterlin ile yapılmasını istemişlerdir. Yapılan tartışma ve görüşmelerden sonra Türk devletinin ödeme teklifi kabul edilmiştir. Osmanlı devletinin Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a olan borçları savaşı kazanan devletlere devredilmesine karar verilmiştir. Savaş Tanzimatlarından talep edilen rakamlar kabul edilmemiş ve gelecek nesillere borç bırakmamak için daha az bir meblağ ile borçlar ödemesi maddesi kabul edilmiştir. Aynı zamanda savaş sırasındaki maddi zararların karşılığı beklense de, Türkiye devleti bu konuda da ödeme yaparak zarara uğramaktan kurtulmuştur.

    Yabancı okullar: Türkiye’de bulunan yabancı okulların eğitim şeklinin Türkiye hükümeti tarafından düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Amaç, yabancı kökenli öğrencilerin okul içerisinde din ve siyasi anlamda sorun çıkarmamalarıdır. Türk maarif teşkilatına bağlı olarak belirlenmiştir. Türkçe, tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi derslerinin Türk öğretmenler tarafından “Türkçe” dilinde verilmesine karar kılınmıştır. En az bir okul müdür yardımcısının Türk olması şartı sunulmuştur.                                                                                                                        

    İstanbul: Lozan Antlaşmasında çözüme kavuşturulan bir diğer konuda İstanbul meselesidir. Türkiye, itilaf devletlerinin İstanbul’u boşaltmasını istemiştir. Onaylanan bu istekle beraber itilaf devletleri 6 Ekim 1923’te İstanbul’dan tamamen çekilmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “geldikleri gibi giderler” sözü böylece tarihe altın harflerle yazılmıştır.

  • Lozan Barış Antlaşması’nın Önemi ve Sonuçları

    Yeni kurulan Türk Devleti, Lozan Barış Konferansı’nda eşit ve adil şekilde dinlenilmiş ve sorunları çözüme kavuşturulmuştur. Osmanlı Devleti hukuki anlamda sona ermiş ve yerini yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devlet’i almıştır. Avrupalıların Türkleri, Anadolu ve Avrupa’dan atma (Şark meselesi) amaçları tamamen sona ermiştir. Ermeni devletinin kurulması fikri tamamen reddedilmiştir. Türkiye dış politikalarda tavrını belirginleştirmiş ve antlaşmaya ait esaslar taraflarca belirlenmiştir. Türk milleti “misak-ı milli”yi kısmen gerçekleştirmiştir. Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmış ve Türkiye cumhuriyeti ekonomik özgürlüğü kazanmıştır. Türk milletinin bağımsızlığını yok eden Mondros ve Sevr Antlaşmaları geçersiz sayılmıştır. 1. Dünya savaşını bitiren son bu barış antlaşması, aynı zamanda uzun yıllar yürürlükte kalan tek barış antlaşmasıdır. Antlaşma ile Türk devletinin bağımsızlığı resmen kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti antlaşma koşullarına bağlı olarak devletlerin boyunduruğuna girmemiş ve hiçbir ülkeye savaş tazminatı ödememiştir.