Kudüs’ün kurtarılması yani Kutsal toprakların Müslümanların hakimiyetinden alınması amacıyla başlatılan Haçlı Seferi’nin ilkidir. Birinci Haçlı Seferi, katılan askeri birliklerin 600.000 kişilik asker sayısı sebebiyle en önemli haçlı seferi olarak kabul edilir. Birinci Haçlı seferinin, 1095 yılında Clermont’da toplanan Kilise Konsilin de Papa 2. Urban (Urbanus) ve fanatik bir Papaz olan Pierre L’Ermite tarafından başlatıldığı kabul edilmektedir. Fakat bu sefere katılmak için Hristiyanlar tarafından Avrupa genelinde propaganda yapılması ve Haçlı birliklerinin toplanması yaklaşık 1 yıldan fazla sürmüştür. İki safhadan oluşan bu haçlı seferinde sefere katılan birinci grup birlikler genellikle sırf din aşkı için savaşmayı göze almış farklı sınıflardan oluşan halktan kişiler olmuştur. İkinci grup ise birinci grubun tam aksine çok düzenli soylu kişiler tarafından seçilmiş profesyonel birliklerden kurulmuştur. Birinci Haçlı seferinin genel olarak başlangıcının iki safhadan oluştuğu kabul edilmiştir.
1)- Birinci haçlı seferlerine “Köylü haçlı” veya “Halkın haçlı seferleri” denmiştir. Bu haçlı seferine katılanların çoğu din için savaşmayı göze almış kiliseye bağlı olan insanların toplanmasıyla olmuştur. Soylular ve profesyonel birlikler bu ilk haçlı seferlerine katılmayı pek tercih etmemişlerdir. Başında fanatik Papaz ‘Pierre L’Eermite’ bulunduğu ilk askeri haçlı ordusu, 1 ağustos 1096 yılında sefere çıkmıştır. Genellikle savaş tecrübesi olmayan erkekler, çocuk ve genç yaştaki kadınlardan oluşturulmuş birlik, Yalova civarında Selçuklu ordusu tarafından imha edilmişlerdir.
2)- İkinci gruba “Baronların haçlı seferi” denmektedir. İkinci olan grup soylular tarafından komuta edilen ağır zırhlı şövalyelerden ve profesyonel askerelerden oluşmuş birliktir. Şövalye ve soylulardan oluşan bu grup Haçlı ordusu ile ilgili rivayete göre 30.000 ile 70.000 arasında asker ve 30.000 civarında asker olmayan bir güçten oluşmuştur. Haçlı ordusuna katılacak olan birliklerden güney İtalya normlarından, Lorraineliler ve Fransız şövalyelerinden oluşan bu ihtişamlı büyük bir ordu yaratılmıştır. Avrupa’nın kararlaştırılan alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle Almanya da Yahudiler için büyük bir infaz propagandası başlatılmıştır.
1097 de İstanbul önlerine gelen bu ikinci haçlı grubu, kendi ihtiyaçları ve hayvanların yemini karşılamak için güzergahları üzerinde bulunan yerleşkelere büyük zararlar vermeye başlamışlardır. Sırf bu sebepten Macaristan’da vermiş oldukları zararlardan dolayı oradaki idari güçler bu Haçlı ordularına direnmeye başlamışlardır. Daha sonra Haçlı ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak için çoğu paralı asker Peçenek Türklerinden oluşan Bizans ordusu, bu birliklere refakat etmeye başlamıştır. Konstantinopolis’e erişen büyük Haçlı grubu komutanları Bizans imparatoru 1. Aleksios Komnenos’a bağlılık yemini etmişlerdir. Bu ordu aynı zamanda eskiden Bizans toprağı olan yerlerin tekrar Bizans’a verileceğine dair ant içmişler ve Anadolu topraklarına giriş yapmışlardır Haziran ayının son haftalarında harekete geçen Haçlı ordusu, beş haftada Kudüs’e varmayı planlamış fakat bu sefer tam 2 yıl boyunca sürmüştür.
Bu haçlı ordusu öncelikle Anadolu Selçukluları’nın merkezi olan İznik’i kuşatmıştır. Anadolu Selçuklu hükümdarı olan 1. Kılıç Arslan Haçlı ordusunun kuşatmasına daha fazla dayanamayarak geri çekilmiştir. Merkez İznik, kuşatmaya beş hafta direnmiş olsa da 17 Haziran 1097 de Bizans imparatorluğuna teslim edilmiştir. Anadolu içlerine çekilmiş olan Kılıç Arslan, Danişment Gazi ve Kayseri Emir’i Hasan ile ittifak yapmış ve müttefikler Eskişehir ovasında haçlı ordusuna saldırmışlardır. Bu savaş Haçlılar tarafından “1. Dorileon Muharebesi” olarak adlandırılmıştır. Ön safhalarda Normanlar’dan oluşturulduğu askeri grubu karşılayan 1. Kılıç Arslan, zırhlı şövalyelerden oluşan bu birliğe karşı ok, kılıç ve hafif zırhlı silahlarla dayanamayacağını anlayarak ordularıyla geri çekilmiştir. Ve bu geri çekilmeden dolayı Hristiyan tarihçiler bu Haçlı askeri grubundan iftiharla bahsetmektedir. Haçlı ordularının ilerleyişinin engellenemez ve meydan muharebeleriyle durdurulamaz olduğunu anlayan 1. Kılıç Arslan, birçok taktik düşünmüştür. Haçlu Ordusunun Anadolu topraklarından geçiş güzergâhında strateji geliştirmiş, soğuk savaş taktikleri uygular gibi ani baskınlarla çoğu askerleri etkisiz hale getirmiştir. Geçiş güzergâhlarındaki su kuyularını tahrip etmiş, köyleri boşalttırmış, yolları üzerindeki meraları büyük koyun sürüleri ile otlatıp Haçlı ordusunu susuz ve hayvan yeminden yoksun bırakmış onları yıpratmak için birtakım taktikler uygulamıştır.