Trene bindirildiklerinde nasıl bir ölümün onları beklediğini bilmiyorlardı. Açlık, hastalık, deneyler veya Krematoryum hangisi ölüm sebepleri olacaktı. Tarihin en büyük utançlarından olan bu katliamı okuduğunuz da Nazi Almanya'sının egosunu tatmin amaçlı yapıldığını düşünmeden edemeyeceksiniz. [11]
Trenler yola çıktıktan kısa bir süre sonra insanlar ölmeye başladı. Trenlerin vagonları hınca hınç dolu ve insanların hepsi açtı. Daha çok Yahudilerden oluşan katliamlar yapılıyordu. Macaristan 426.000, Hollanda 60.000, Yunanistan 55.000, Fransa 69.000, Polonya 300.000, Bohemya ve MORAVYA 46.000, Slovakya 27.000, Yugoslavya 10.000, Belçika 25.000, İtalya 7.500 ve diğer ülkelerden de yaklaşık 34.000 getirildi.
Kampa getirilen esirlerin ellerinden her şey alınıyor ve Kanada’ya yollanıyordu. Saçları kısacık kesildikten sonra dezenfektan edilip, her birisinin kol ya da bacaklarına numaralar yazılıyordu. Kıyafet olarak gömlek kumaşı kadar ince çizgili kıyafetler verildi. Bu kıyafetlerin üzerine vücutlarına yazılan numaranın aynısı işlendi. Kamplarda insanlar isimlerini unutmuştu çünkü artık onların isimlerinin yerini numaralar aldı. İç çamaşırları sadece senede bir veya iki kez değiştiriliyor, kıyafetleri ise hep aynı kalıyordu. Kamplarda tuvaletler ortak kullanılırdı. Ortalama yüz kişilik olan bu tuvaletler umumi olduğu için birçok hastalığı da beraberinde getirdi. Bu kamplardaki en büyük acımasızlık ise suyun olmayışıydı. İnsanlar yıkanamıyor ve tuvaletler temizlenemiyordu. Kamp alanı olarak genellikle atların yaşadığı büyük ahırlar seçilirdi. Bu ahırların her tarafından soğuk geliyor, her yerde fareler ve böcekler yaşıyordu. Ortalama 40 kişilik olan bu ahırlara toplamda 200 kişi yerleştirildi. [11]
Esirlerin içerisinde çocuklar ve bebeklerde vardı. Yaşı küçük olan çocukların üzerinde zalimce deneyler yapıldığı için hepsi hayatını kaybetti. Kesilen saçların hepsi tekstilde kumaş yapımı için kullanıldı. Kampa gelen esirler sağlıklı ve sağlıksız olarak ayırıp, sağlıklı olanlar çalıştırılıyor sağlıksız olanlar ise gaz odalarında infaz ediliyordu. Ardından cesetler yakılıp külleri gübre olarak kullanıldı. Gaz odasında ölüme terkedilen biri yaklaşık olarak 30 dakika boyunca acı çektikten sonra hayatını kaybederdi. Başka bir dram ise acımasız SS Subaylarının katliam esnasında seslerin duyulmaması için esirleri yüksek müzik eşliğinde öldürmesiydi. Kamplar kapatıldıktan sonra yedi ton saç, seksen bin ayakkabı ve yüz bin kadar valiz bulundu. 1967 yılında ölenler için bir anıt yapıldı ve kamptan geriye kalan her şey sergilenmeye başlandı. Ocak 1945 yılında Sovyet Ordusu kampların hepsini kapattı. Yaklaşık 7.500 kişi bu katliamdan sağ olarak kurtarıldı.