Şimdi alimin gıdası tabi ki kitaptır. Ancak bu başlıkta mecaz yok ciddi anlamda bu heriflerin ne yeyip ne içtiğini nasıl yaşadığını sağda solda bulduğum kaynaklardan paylaşacağım. Bu işi cidden önemsiyorum sizede önemsemenizi öneririm.

Beslenme

Pisagor açlığını haşhaş tohumu, susam, özsuyu çıkıncaya kadar çok iyi yıkanmış adasoğanı kabuğu, nergis çiceği ve tıbbi hatmi cicegi(mashmalow) arpa ve bezelyeden kucuk parcalar alip toz haline getirip ve hymettian balı ile yoğurup macun haline getiriyordu.

Susuzlugunu salatalik tohumu, cekirdegi cikarilmis yagli kuru uzum, kisnis otu, hatmi cicegi ve semizotu tohumu, feslegen ve reyhan tohuku, kazinip eritilmis peynir, et ve kaymaktan hazirlayip bir tur yabani bal ile karistiriyordu.

kahvaltisi; bal, sirke ve gomeç balı
aksam yemeği; arpa ekmegi, çig ve pişmiş baklagiller.

Kaynak: Nüzhet-ül Ervah / Şemseddin eş Şehrezüri

Dilemem cānā ģamuñdan kurtıluban şād olam
Bend-i zülfüñe esirem istemem āzād olam

Tañ degüldür kūh-ı ģamda eylesem Ferhād'a țan
Fenn-i ışķı başa iltmiş ben de bir üstād olam

Meclis-i cānānede yā Rab olur mı kim aceb
Ehl-i ışķ añıldugınca ben de anda yād olam

Ger yaparsa bu yıkuk göñlüm evin bir seng-ile
Tā ķıyāmet Ka be-i ulyā haķı ābād olam

İy Muhibbi iletür kūyına ol vaķtin sabā
Rāh-ı kūyında ģubār olup meger berbād olam

Serv mi ķaddüñ ü ya țūbi vü ya ar ar didüm
Didi saña ne biter ya serv ü ya şimşād olam

Muhibbi

Geçenlerde böyle bir video paylaşıldı. Ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır, montaj mıdır gerçek midir bunlardan anlamam ancak size tarihimizdeki benzer hadiseleri hatırlatmak istedim.

Kanuni Sultan Süleyman Rodos Kalesi'ni kuşattığında tarihimizin en acı anlarından birini yaşamıştık. Kalenin zayıf noktalarını geceleri ışıklarla gösteren 4 casusumuz yakalanmış ve her gün uzuvları tek tek kesilerek kaleden sarkıtılmıştı. Bu hadise ordunun moralini çökertmişti ancak asla taviz verilmedi. Savaş sonunda 22bin askerimiz şehit olmuştu fakat kale feth edilmişti.

Murat Bardakçı Mevlana'nın da tasavvufa karşı çıktığını hatta dalga geçtiğini iddia etmekte. Doğruluğuyla ilgili bir bilgim yok Mevlana'nın kitaplarını okumadım henüz. Video eklemeyi bilmedigimden ekliyemedim Murat Bardakçı Mevlana yazsanız çıkar heralde.

“Aslında tarihçi değil edebiyatçı olmak istiyordum ama üniversitede tek bir kadro, tarih asistanlığı kadrosu mevcuttu ve benim de o kadroya ihtiyacım vardı”

Halil Inalcik

Buna benzer olarak İlber Reis'te önce tiyatrocu olmak istemiş ancak sanırsam becerememiş 24 yaşında bundan vazgeçip Minyatüre merak salmış ancak 'yeteneksiz' olduğu gerekçesiyle Güzel Sanatlar tarafından kabul edilmemiş ve en sonunda tarihçi olmuştur. Çok şaşar ve taktir ederim böyle adamları yani bir insan ancak üçüncü alternatifine girebilip onda da Türkiye'nin en iyisi olmayı nasıl başarır? Sanırım bunun tek cevabı kontrolden çıkmayan hırs.

 “Dehr-i fânîden nice cân, nice cânânlar geçer, / Bezm-i işretten aceb mestâne yârânlar geçer, / Bir nefestir cânımız yâr, leblerinde ber-kârâr, / Hey, bu fânûs-u safâ bir gün söner, canlar geçer”

Halil İnalcık

BALDIR VE DANS YARIŞMASI

Cumhuriyet Gazetesi, 6 Eylül 1925’te “Memleketimizde ilk defa yapılan bir müsabaka. Evvelki akşamki Güzel Bacak Müsabakası’na dört hanım iştirak etti” başlığı ile verdiği haberde bacak yarışmasını ve neticesini okuyucularına şöyle duyuruyordu:

“Beşiktaş Klübü tarafından Taksim Bahçesi’nde tertip edilen bahçe eğlencelerinde bir de ‘Güzel Bacak Müsabakası’ mevcut olduğunu yazmıştık. Memleketimizde ilk icra edilen bu müsabakaya baldırlarının güzelliğine çok emin ve mağrur dört hanım iştirak etmiştir. Müsabakaya bu kadar az hanım[ın] iştirak etmesi İstanbul’da güzel bacak ve baldırların azlığından değil, fakat böyle bir müsabakaya -pek yeni olduğu için- iştirak cesaretini her güzel baldır sahibesinin gösterememesindendir. Gerçi son moda elbiselerin diz kapaklarına kadar kısalan etekleri her gün, herkesin nazarlarını mütemadi bir bacak müsabakasının hakemi yaptırmaktadır ama, ortaya müsabaka sözü girince hicabı fazlaca olanların cesareti kırılması pek tabiidir.

Her ne hal ise, bacak müsabakasına iştirak eden dört kadın arasında birinciliği Enise Hanım isminde Amerikan Kolleji’nde okuyan bir küçük hanım kazanmıştır.

O gün Türk hanımları kıyafeti revüsünde de asri Türk hanımını temsil eden Enise Hanım şimdi İstanbul’un en güzel bacaklı kadını olmakla iftihar edebilir.

Dans müsabakasına iştirak eden çiftler arasında da Nadide Hanım ile arkadaşı birinciliği kazandılar”

*Murat Bardakçı'nın HaberTürk'teki yazısından alıntıdır.

bazı rivayetlere göre Amr bin Âs İskenderiye'den döndüğününde Resulullah neler gördüğünü sordu. As şöyle dedi: "Ya Resulullah orada taylasan giyen, daire şeklinde oturup kendisine Aristotales denilen - Allah ona lanet etsin- bir adam hakkında konuşuyorlardı. Bunun üzerine Resulullah " Öyle deme Ey Amr! Aristotales bir peygamberdi fakat kavmi bunu bilmiyordu" buyurdu.

Kaynak: Nüzhetü'l Ervah

Aristoteles ölmek üzereyken şunu söyledi: "Benim için sekizgen bir ev yapın. Her bir yüzune şu sözlerden birini yazin. "Alem bahçedir, duvarı devlet. Devlet iktidardır, koruyucusu kanun. Kanun siyasettir, yürütücüsü hukumdar. Hukumdar çobandır, destekçisi ordu. Ordu yardımcılardır, geçindiren mal. Mal rızıktır biriktireni halk. Halk kullardır, onları itaat ettiren adalet. Adalet kaynaşma sebebidir, onunla dirlik bulur toplum."

Haz sarkitilmis bir idam kemendidir

Sokrates bir ogrencisine "Ey oglum kadinlara gerek duyuyorsan bari onlarla gorusmen hayvan eti yer gibi olsun. Bunu ancak zaruret halinde yersin; ondan ölmeni engelleyecek kadar alır gerisini birakirsin. Bir kimse ondan ihtiyacindan fazla alirsa bu onu zehirler ve öldurur.

Sokrates doneminde bilgelere evlenme zorunlulugu oldugundan nasıl bir kadinla evlenmek istersin diye sormuşlar? Sokrates şöyle cevaplamış; Evlenmek istemiyorum ama illede olucaksa çirkin, kotu huylu ve ahmak bir kadin bulun. Neden guzel ve iyi huylu bi kadin istemedigi soruldugunda? şunu söylemiş; "Öncelikle onunla birlesmeyi nefsimin arzulamamasi icin sonra nefsimi tahammul konusunda egitebilmem icin". Çok keyifli birsey oldugu halde iliskiden neden hoslanmiyorsun denildiginde



"4 sebepten 1.si gizlilikleri cekip actigi icin oysa akilli insan bunu istemez . 2. si  pislikleri yaydigi icin oysa akilli insanin nefsi bunu reddeder. 3. su gucleri zayif dusurdugu icin ki akilli insan gucunu berheva etmez. 4. yerine ölume helef bir evlat birakir ki bu evlat yaşarsa onunla imtihan olunur, ölurse üzülur. Oysa akilli insan kendini bir seye rehin vermez."

Baya iyiymiş.

Herifin bütün şiirleri mükemmel @Billythekid

Her sene aynı terane! Neymiş efenim öğretmenler günüymüş, yaşasın öğretmenlermiş, ne güzel öğretmenlerimiz varmış vs. Peki bu hersene öve öve bitiremediğimiz öğretmenlerimiz ne işe yararlar?
Açık konuşayım hiç bir halta yaramazlar. Şahsen ben hayatım boyunca tek bir tane adam akıllı öğretmen tanıdım ancak o da öğretmen değil aslen şairdi. Geri kalanını tarif edecek olursam egoist, ahmak ve cahil sürüsü demek uygun olucaktır(özellikle dil hocaları). Tüm bunlara rağmen bu tarz günlerde ilim saçtığını sanarak gezinmeleri beni deli etmekte.
Küçük bir örnek:
(İlber reis anlatıyor)
Bir gün Avusturyalı bir dostumla konuşuyorum dedi ki; "Koalisyon kurulucak bu kahverengiler -orda kahverengiler faşist demektir- iç işlerini alırsa o zaman biz bittik". Ben tabi şaşırdım biliyorsunuz biz de Milli Eğitimi daha önemlidir, bunu söyledim. Döndü dedi ki: " Bu devirde adam akıllı okul mu kaldı?"

Kimse kusura bakmasın bu ülkede eğitim talebe, öğrenci olduğu gün bitti.

*Bu sözleri mevzudan habersiz bir kimse olarak söylemiyorum babam dahil akrabalarımın %80'i öğretmen ve ben de öğretmen lisesi mezunuyum yani her yanım öğretmen.

Var mı beni içinizde tanıyan? 
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. 
Kalmasa da şöhretimi duymayan, 
Kimliğimi tarif etmek zor benim... 

Bülbül benim lisanımla ötüştü, 
Bir gül için can evinden tutuştu, 
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü, 
Yangınımı söndürmedi kar benim... 

Niceler sultandı, kraldı, şahtı, 
Benimle değişti talihi, bahtı, 
Yerle bir eyledim tac ile tahtı, 
Akıl almaz hünerlerim var benim... 

Kamil iken cahil ettim alimi, 
Vahşi iken yahşi ettim zalimi, 
Yavuz iken zebun ettim Selim'i, 
Her oyunu bozan gizli zor benim... 

Yeryüzünde ben ürettim veremi, 
Lokman Hekim bulamadı çaremi, 
Aslı için kül eyledim Kerem'i, 
İbrahim'in atıldığı kor benim... 

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di, 
Hatrım için yüce dağlar delindi, 
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi, 
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... 

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm, 
Yunus'umla öfkeleri dindirdim, 
Günahımla çok ocaklar söndürdüm, 
Mevla'danım, hayır benim, şer benim... 

Benim için yaratıldı Muhammed, 
Benim için yağdırıldı o rahmet, 
Evliyanın sözündeki muhabbet, 
Embiyanın yüzündeki nur benim... 

Kimsesizim, hısmımda yok hasmım da, 
Görünmezim, cismimde yok resmim de, 
Dil üzmezim, tek hece var ismim de, 
Barınağım gönül denen yer benim... 

Benim adım aşk.

Cemal Safi

Bu gün benim gibi sevdalı var mı?
Bu gün benim gibi deli?
Yerlere serilmiş yüreği kan içinde.
Ben değilsem kim şu adam?
Bir zamanlar vardım , ben bendim.
Bu gün var olan neyin nesi?

Ömer Hayyam

3-5 sene once 24 askerimiz Hakkaride pusuya düsurulup şehit edilmisti, olay herkesi sarsmisti. Ustelik askerlerimiz bolgeye gitmeden once biz bolgeyi dronelarla kontrol etmişiz ancak dronelarda bir sey fark etmemis meğer yolladigimiz dronelar yalnizca canlilara odaklaniyomuş, teroristlerde bunu bildikleri icin ustlerinde şemsiye yada buyuk bir örtu taşimişlar drone bu şemsiyeyi gorup cansiz varlik zannettiginden teroristler tespit edilmemis. Olay cok aciydi ancak, aklin akildan ustun oldugunu ve her problemin bir çaresi oldugunu ben bu olaydan sonra anladim.

operasyonu hitlerin fransa ordusuna yaptigi ama son anda yagmur yuzunden bombalama islemini başaramadigi operasyona benzettim

Feto sagolsun bugunlerde herkesin az cok bilgi sahibi oldugu proje.
Yarin oburgun Tesla, deprem dede olarak sunulmaya baslarsa sasirmayin