insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1

insearchofsunrise Sözlük Seceresi

  • 2. dünya savaşında çizgi romanlar

    Eline sağlık @bjornzkan Çok değişik ve öğretici bir konu olmuş
    0 0
  • Dünya Tarihi Oyunu

    @dunyasavaslarigazisi hocam şimdiden heyecanlandım yeni bir yazı dizisi bizi bekliyor demek ki. Hem de bunun Osmanlı olması çok büyük bir olay.
    Heyecanla bekliyorum...
    0 0
  • türkiyede petrol olmaması

    Zaten toplamda 5 tane rafineri var ülkemizde. Bunlar da
    İzmit Rafinerisi,
    İzmir rafinerisi,
    Mersin Rafinerisi,
    Kırıkkale Rafinerisi ve
    Batman Rafinerisi
    güneydoğu'nun adı sanı pek yok bizim kurulumumuzda. En kötü ihtimalle yanıcı özellikte ise bile petrolü çıkarıp kojenerasyon sistemleriyle elektrik üretilebilir.
    Asıl sorun petrole elini atan veya petrol var mı diye arayanın olmaması bence
    0 0
  • San Jose Kalyonu

    San Jose Kalyonu 300 yıl önce İspanya Kralı ile İngilizler arasında süren taht kavgası sırasında İspanyolların savaş finansmanı için Güney Afrika'dan topladıkları çeşitli elmas, altın ve mücevheratları İspanya'ya götüren kalyondur.
    Kolombiya açıklarında İngilizler tarafından batırılan kalyon, Aralık 2015'te çok yeni bir gelişme olarak bulundu ve bu buluntu ile birlikte Dünya'nın en büyük batık gemi hazinesini olmayı başardı.
    Değerinin en az 1 milyar dolar olduğu düşünülüyor.
    http://www.tarihiolaylar.com/gundem/kolombiya-da-dunya-nin-en-buyuk-batik-hazinesi-san-jose-kalyonu-bulundu-1160
    0 0
  • versay antlaşması

    I. Dünya savaşı artık bitmişti. Almanya'nın yanında savaşa giren Osmanlı zaten perişan bir haldeydi. Umduğunu bulamayan Osmanlı'da iç karışıklıklar baş göstermiş Mustafa Kemal sivil örgütlenme hareketlerini başlatmıştı.
    Almanya da Wilson ilkelerine güvenip çok zarar görmeyiz diye düşünüyordu. Ne de olsa Wilson ilkeleri esas alınacaktı ve Wilson demişti ki : Yenilen ülke intikam almasın diye yenilen ülke ile yapılacak antlaşmada toprak bütünlüğü sağlanacak ve savaş tazminatında muaf tutulacaktı.
    Fakat bir Wilson ilke koydu diye İngiltere, Fransa ve İtalya bu ilkelere uyar mıydı? Tabi ki hayır.
    Savaştan sonra bir araya gelen İngiltere Başbakanı Llyod George, İtalya Başbakanı Emanuele Orlando ve Fransa Başbakanı Georges Clemenceau çıkar çatışmalarına başladılar, uzun süren çıkar çatışmaları sonucunda Almanya'yı nasıl maddi olarak paylaşacaklarına karar verdiler ve taslağı hazırladılar.
    Antlaşma taslağı Alman Meclisine gittiği anda Meclis şok oldu. Antlaşma Wilson ilkelerine göre değil, tamamen Almanya'yı parçalama üzerine kurulmuştu. Almanya o an düşündü "acaba kabul etmesek ne olur?" Alman hükümeti bu antlaşmayı imzalamam ben dedi. İtilaf devletleri ise kararlıydı "İmzalamazsanız savaş devam eder"
    Philipp Scheidemann liderliğindeki Alman hükümeti bu antlaşmayı imzalamktansa istifa etmeyi tercih etti.
    1919 Temmuzundalardı ve Almanya tamamen askeri abluka altındaydı. Bu abluka'nın ortadan kalkması zorunluydu. ABD zaten kendi üzerine düşen payı alacaktı, Wilson ilkeleri o gün tamamen tarihe gömüldü.
    9 Temmuz 1919'da Almanya'de yeni hükümetin başı Gustav Bauer, antlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. Antlaşma yeri çok manidardı. Almanya'nın 1871'de kurulduğu yerde Glaces Galerisinde bugün Almanya'nın çöküş antlaşması imzalanıyordu. Tüm meraklı gözler titrek elleriyle Dr. Johannes Bell antlaşmayı imzaladı.

    Bunu Almanya da İngiltere de ABD de İtalya da Fransa da çok iyi biliyordu: "Bu antlaşma Almanya'yı bir sömürge haline getirecekti. Bu antlaşmanın kurtuluşu yoktu. Tek yol yeni bir savaştı ama antlaşma dahilinde bu da önlenecekti, Almanya'nın asker sayısı kısıtlanacak, silah üretimi durdurulacaktı. Bu halde değil bir ülkeye bir tümene bile savaş açamazdı"
    Antlaşma 10 Ocak 1920'de yürürlüğe girdi. İşte hikaye şimdi başlıyordu.
    Almanya'nın elindeki devletler tek tek alındı Togo ile Kamerun İngiliz-Fransız mandasına; Tanganyika İngiltere mandasına; Güney-Batı Almanya Afrikası, Güney Afrika Birliğine; Marina, Marshall ve Caroline Adaları ile Çin’deki Kiaochow Japonya’ya; Raunda-Urundi Belçika mandasına; Yeni Gine’nin Almanya’ya ait olan yarısı ve Solomon Adaları Avustralya mandasına bırakıldı.
    Alsace-Lorraine bölgesi Fransa’ya, Eupen, Malbedy ve Monschau’nun bir bölümü Belçika’ya Memel, yeni kurulan Litvanya’ya Doğu Silezya ve Batı Prusyanın bir bölümünü Polonya’ya, Yukarı Şilezyanın bir parçası Çekoslovakya’ya bırakıyordu. Dantzig serbest şehir olarak Milletler Cemiyeti’nin himayesine terkediliyordu. Almanya’nın Çin üzerindeki hakları ve Büyük Okyanus’taki adaları Japonya’ya devredildi.
    Almanya zaten toprak kayıplarının en hasını yaşamıştı şimdi bunları savaş çıkarmamak için iyice kısıtlamak lazımdı.
    Antlaşmaya göre Almanya sadece 100. 000 kişilik bir asker bulundurabilecekti. O da iç asayişi sağlayabilmek için. Donanma güçleri ise 15. 000 olacaktı.
    Almanya’nın uçak, denizaltı, zırhlı araç veya herhangi askeri teçhizat üretme hakkı yasaklanmış, ayrıca aynı şekilde ülkenin yurt içinden veya dışından herhangi bir silah alımı-satımı yasaklanmıştı. Biyolojik ve kimyasal silah çalışması da yapamayacaktı.
    Gelelim savaş tazminatına, Wilson ilkelerine güvenip de savaş tazminatı alınmayacak zanneden Almanya bir anda 20 Milyon Mark savaş tazminatına çarptırıldı. Bırakın 20 milyonu savaş sonrasında Almanya'nın 3 Milyon Markı ödeyecek bile gücü yoktu.
    Antlaşma başlamış oldu ve Almanya teknik olarak ödeyemeyecği meblağyı ödemeye mahrum bırakıldı. İleriki günler daha da zor olacak Büyük buhran başlayacaktı, yiyecek ekmek bulunamayacaktı. Bu ülkeyi bu durumdan bir kahramnın gelip de kurtarması gerekiyordu.
    (bkz:dinleyin! ii. dünya savaşında oradaydım tüm bilinmeyenleriyle anlatıyorum)
    0 0
  • Süleyman Demirel'in Aforizmaları

    süleyman demirel’in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara verdiği cevaptır
    -benzin vardi da biz mi içtik? su mu daha değerlidir benzin mi? tabii ki su, benzin içilmez ama su içilir.
    0 0
  • sözlükteki yazarların oldukça kaliteli olması

    bi ekşi sözlüğe bak ama buranın değerini daha çok anlarsın :)
    0 0
  • Rusya müttefikleri

    Rusya ile Türkiye'nin kaderi benzerdir aslında. Tarih boyunca ikisinin de sadece çıkarları doğrultusunda değişken müttefikleri olmuştur. Ruslar milliyetçi bir toplumdur. Türkler de öyle. Bu nedenle çok fazla müttefikleri olması beklenemez zaten.
    Rusların bugünkü müttefiklerine gelecek olursak. Olası bir durumda yardım edecek ülkeler olarak aşağıdakileri sayabiliriz:
    İran
    Çin
    Kuzey Kore

    Bunların dışında gerekli çıkar anlaşmaları gereği tabi ki yardım edecek ülkeler olacaktır. Fakat şu anda Türkiye ile Rusya arasında konvansiyonel bir savaş olasılığı bence çok düşüktür keza artık herkes nükleer yüklü kimse kimseyi bitiremez ve kimse o askeri maliyetlerin altına girmek istemez. Yeni nesil savaş modellerinde kimse kendi topraklarında bir savaş istemiyor.
    0 0
  • Dünya Tarihi Devletler

    Bölüm bölüm yazacağım için yeni bir başlık altında açtım. Başlangıcı yaptım keyfili okumalar.
    (bkz:Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihi)
    0 0
  • Eyre Otoyolu

    Dünyanın en düz otoyoludur. Avustralya'da bulunur.
    Oldukça sıkıcı bir yol olduğu söylenilen Eyre otoyolunda bazı doğal tehlikeler de vardır.
    Yol üzerinde ve kenarlarında oldukça fazla sayıda kanguru vb hayvan bulunur.
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    evet kimsenin hakkını yemeyelim. Bahsettiğim kişiler sadece benim bahsettiğim alanda dikkatimi çekenler. Yoksa ben de aynı düşüncedeyim hatta yazar sayısının artmasından bile korkar haldeyim :)
    0 0
  • Leonardo Da Vinci'nin Milan Düküne İş Başvuru Mektubu

    Yok İTÜ mezunu gemi inşa mühendisiyim. Şu an ortağı olduğum şirkette marka yönetimiyle uğraşıyorum. Ama tarih gençliğimden beri büyük hobimdir. Makaleler vs yazarım müsait olunca. Böyle bir sözlük bulunca da heh artık eğlenerek tarih tartışacağım bir yer var dedim :)
    Tarih ve gündemi birleştirmek oldukça güzel. Özellikle bilen ve merak eden insanlarla buluşmak güzel.
    0 0
  • tarihi olaylar sözlük yazarlarının en sevdiği sözler

    "Bak oğlum eşyalara fiyat, insanlara değer biçilir. Fiyatı olmayan eşyaya çöp, değeri olmayan insana giderken kapıyı ört denir." - Gemide
    0 0
  • bir Avrupalı'nın ülkemizde şaşıracağı şeyler

    Yarın saat 9:05'de gelir baya şaşıracağı şeyler olabilir.
    0 0
  • Türkiye'ye oynanan oyunlar

    @Erkayaa bu gerginliğin aslında Irak petrol savaşları dizisinin iki somut kutbunun güç savaşından oluşmaktadır.
    Rusya da biliyor ki şu anki Türkiye hükümeti ABD ve koalisyon güçlerinin yanında ilerleyecek yani Esad karşıtı. Bu da Rusya'yı Irak petrol savaşlarında Türkiye ile düşman yapıyor ki Türkiye'nin yaptığı bu eylem bizim güç gösterimizdi, onlar da yaptırımlarıyla kendi güç gösterilerini yapıyorlar.
    Şimdi diyeceksiniz ki Suriye ve Esad ile Irak petollerinin ne alakası var.
    Şöyle bir alakası var ki Irak'tan çıkarılacak petrol gemilerle taşınacak. Bunun da tek yolu Suriye. Şünkü Irak'tan çıkan petrol Suriye üzerinden geçmek zorunda anca o şekilde denizlerle buluşabilir.
    (bkz:Suriye ve Irak Karışıklığının Değişen Dinamikleri)
    0 1
  • Avrupanın İnteraktif Tarih Haritası

    biz bu projeyi türkçeleştirip hayata çeviririz bence :)
    0 0
  • William Patrick Hitler

    Kendisi Adolf Hitler'in yeğenidir. Adolf Hitler'in kardeşi Alois Hitler Jr. ilk eşi Bridget Dowling'den doğmuştur. Doğum yeri İngiltere'dir.
    1933'te Amcası iktidara gelince o da gücün kokusunu alıp Almanya'ya gitmiştir. Amcası Hitler kendisine Berlin'deki hükümete bağlı bir banka olan Reich Credit Bank'da bir iş bulmuş ve oraya yerleştirmiştir. Burada tutunamayan Patrick daha iyi bir iş isteyince Hitler bu sefer de onu Opel'in fabrikasına otomobil satış elemanı olarak yerleştirmiştir.
    Bir türlü amcasından torpil göremeyen Patrick sürekli amcasına "Daha iyi bir iş, daha iyi bir iş" diye tutturmuştur. Amcası taleplerine karşılık vermeyince de bu sefer Amcasına tehdit mektupları yazmıştır.
    -"Amca! Beni daha iyi bir işe yerleştirmezsen tüm medyaya ailemiz hakkındaki utanç verici hikayeleri yayarım. Beni buna zorlamadan beni rahat edeceğim ve çok kazanacağım prestijli bir işe yerleştir"
    Bu mektupların üzerine çıldıran Hitler, yeğeniyle oynamaya karar verir ve ona "Daha iyi bir iş istiyorsan İngiliz vatandaşlığından vazgeçip yalnızca Alman vatandaşlığına sahip olmayı kabul edeceksin" demiştir.
    Bunu da kabul etmeyen yeğen Patrick, Hitler'i tehdit etmeye devam etmiş hatta amcasına "Bak, büyük büyük babanın bir yahudi tüccar olduğunu medyaya yayarım" demiştir.
    İstediğini yine alamayan Patrick İngiltere'ye dönüp bu seferde Look dergisine "Amcamdan neden nefret ediyorum" diye bir yazı yazmıştır.

    1939'da da Amerika'ya göçmüş ve annesiyle oraya yerleşmiştir. Savaşın sonlarına doğru Amerika'nın savaşa dahil olup savaşın seyrini değiştirdiğini gören Patrick Roosevelt'e yazdığı özel bir istek üzerine savaşın sonunda 1944'te Amerikan deniz donanmasına katılıp II. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya karşı savaşmıştır. 1947'de de ordudan çıkıp soyadını Stuart-Houston olarak değiştirerek yaşamına Amerika'da devam etmiştir. 14 Temmuz 1987'de de New York'ta ölmüştür.

    Kaynak: http://www.facebook.com/yazaratakanbuyukdag
    0 0
  • Atilla İlhan

    1925 Menemen, İzmir doğumlu, 2005 İstanbul ölümlü yazar ve şairimizdir. Aynı zamanda Sadri Alışık'ın eşi, Kerem Alışığın annesi Çolpan İlhan'ın da abisidir.
    Ben sana mecburum şiirini ise zannederim bilmeyen yoktur.

    Ben sana mecburum bilemezsin
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin
    Ben sana mecburum bilemezsin
    İçimi seninle ısıtıyorum.

    Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    Bu şehir o eski İstanbul mudur
    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    Sokak lambaları birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur kokusu
    Ben sana mecburum sen yoksun.

    Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

    Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
    Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
    Durup köşe başında deliksiz dinlesem
    Sana kullanılmamış bir gök getirsem
    Haftalar ellerimde ufalanıyor
    Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    Ben sana mecburum sen yoksun.

    Belki haziran da mavi benekli çocuksun
    Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
    Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
    Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
    Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Bu kurtlar sofrasında belki zor
    Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Sus deyip adınla başlıyorum
    İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
    Hayır başka türlü olmayacak
    Ben sana mecburum bilemezsin.
    0 0
  • Sözlük günden güne boşalıyor

    Ben de şahsen aynı fikirdeyim az ve öz olsun. Boş adamlar temizlenmiş demekki. Sozlük ilk açıldığından beri buradaydım ve takip ettiğim belli başlı kişiler vardı onlar hala burada onlar gitmesin de yüzlercesi gitsin önemli değil :)
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    blokların avantajları dezavantajlarını ve ekonomik bütünleşme modellerini bitirdik. şimdi gelelim avrupa birliğine.
    avrupa birliğinin kuruluşu hem siyasi hem de ekonomiktir. ii. dünya savaşında hitler'in darma duman ettiği avrupa aynı olayı bir daha yaşamamak için hem siyasi bir işbirliği (demin anlattığım siyasi birlikle karıştırılmasın) hem de ekonomik çöküntüden hızlıca kurtulma amacıyla kurulmuştur. hedef önce marshall planını yönetmek sonra ise avrupa'yı yeniden yapılandırmaktır. bu amaç doğrultusunda önce avrupa ekonomik i̇şbirliği örgütü kuruldu. bu örgüte batılı avrupa ülkelerinin yanı sıra abd, kanada ve japonya'da katıldı. sonra ise ibreyi üretime çevirdiler ve 1952 yılında lüksemburg, belçika, fransa, i̇talya, hollanda ve batı almanya ( o dönemler almanya batı almanya ve doğu almanya olarak ayrıydı) avrupa kömür ve çelik birliğini kurdular. bu birlik tam anlamıyla bir ortak pazardı. ortak bir para birimi yoktu ama üretim faktörlerinin hepsi yani teknoloji, istihdam ve ürün serbest bir şekilde dolaşabiliyordu. şimdi bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum kömür ve çelik nedir? savaş sanayinin ta kendisidir. bu birliği elinde tutan kimseler de siyasi ortamda kesin söz sahibi olacaklardır. bu nedenle bu birlik kısa zamanda siyasi etkinliğe de erişmiştir. bu birlik 5 sene sonra daha da büyüme ihtiyacı duydu ve 1957'de avrupa birliği kuruldu. birlik roma antlaşması ile kuruldu. kurucuları yine kömür ve çelik birliğini kuran aynı 6 ülkeydi. birliğin sadece ismi değişmişti. i̇lk başta 6 olan ülke sayısı tabi ki kısa zaman içerisinde büyümeye başladı. türkiye de 1963 ankara antlaşmasıyla üyelik sürecini başlatmıştı ama bize sırada bekleyen 12. ülkesiniz cevabı verildi. zaten gerekli oyalamalar yapıldıktan sonra 1996 yılında tansu çillerin bize attığı en büyük kazıklardan birisi olan gümrük birliği antlaşmasını da imzalayınca türkiye'nin ab'ye girmesine gerek kalmadı. çünkü g.kore gibi ülkeler ab ile ikili anlaşma imzaladıklarında aldıkları gümrük indirimini artık gümrük birliği anlaşması gereği türkiye'den de alıyorlardı. fakat g.kore aynı imtiyazları türkiye'ye vermek zorunda değildi. yani antlaşma tek taraflıydı. bu olay modern tarihin en büyük kapütülasyonlarından biri olarak tarihe geçti zaten. neyse konudan çıkmayalım.
    i̇lk başta ismi avrupa ekonomik topluluğu olan birlik kısa zaman sonra ismini avrupa birliği olarak değiştirdi.
    birliğin kuruluş amaçları şunlardır.
    1) üye ülkelere serbest ticaret alnı yaratıp, gümrük vs gibi ticareti zorlayan unsurları ortadan kaldırmak
    2) üretim faktörlerinin ve işletmelerin daha rahat hareket etmesini sağlayıp yatırımları ve istidhamları kolaylaştırmak
    3) tarım üzerine eğilerek ortak tarım stratejileri geliştirmek
    4) var olan sermayenin birlik dahilindeki gelişmiş ülkelerden daha az gelişmiş ülkelere kaymasını sağlayarak bir yatırım fonu oluşturmak
    5) birlik dışındaki ülkelere tek bir gümrük planı uygulamak bu şekilde gümrük birliği sağlamak

    bu süreç bazı ülkeleri tedirgin etmişti çünkü artan ulus devlet ve milliyetçilik akımına ters düşüyordu. bunun üzerine bazı ülkeler avrupa birliğine dahil olmak istemeyip avrupa serbest ticaret antlaşması olan efta'yı kurdular. efta, i̇zlanda, lihtenştayn, i̇sviçre ve norveç arasında kuruldu daha bünyesine birçok ülkeyi daha aldı. i̇ngiltere, danimarka ve portekiz gibi efta üyelerinin ileriki yıllarda ab'ye üye olmalarıyla birlikte efta poüleritesini yitirdi. ab ile içiçe girdi.
    ab çok başarılı oldu. ortak para birimi oluşturdu, üye ükeler arasında eşgüdüm sağladı, üçüncü parti ülkeler için gümrük birliği oluşturdu. üye sayısı gittikçe arttı şu an 28'e ulaştı.
    ta ki o zamana kadar herşey güzel gidiyordu ama derler ya nerede çokluk orada b*kluk aynen öyle oldu. bazı üyeler birliğin siyasi kararlarından memnun olmadılar hatta bazıları kendi endüstrilerini kurmaya yönelik yatırımlar yaptılar. tarım startejileri ve politikaları zaten çökmüştü.
    birlik iyice almanya merkezli hale gelmişti. öte yandan i̇zlanda, yunanistan ekonomk krizleri gibi durumlar birliği aşırı yıprattı hatta çökme noktasına getirdi. bu da tüm ülkelerin ab üyeliğini tekrar düşünmesine ya da üye olmalı mıyız, olmamalı mıyız sorularını sormasına sebep olmaktadır
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.