insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1

insearchofsunrise Sözlük Seceresi

  • Yazarları derinden etkileyen filmler

    Requiem for a dream'i izledikten sonra hem dinamik kamera çekimleri (bu videoda gördüğünüz gibi. Bu çekim yöntemi ilk defa Requiem for a dream'de kullanılmıştır)
    hem de konunun içeriği beni haftalarca etkisinde bırakmıştı.
    0 0
  • Amerika Birleşik Devletleri'nin Tarihi

    Cenova'da doğan Kristof Kolomb'un denizcilik merakı ve arkasına aldığı İspanyol Kraliçesinin maddi desteği Kolombu seyre çıkarmaya itmişti. Amacı doğunun zenginliklerine ulaşmak olan Kolomb, Atlas okyanusunu takip ederek Hindistan'a varacağını varsayıyordu.
    Yani kısacası Kolomb Amerika'yı keşfettiğinde orayı Hindistan zannediyordu.
    3 Ağustos 1492 tarihinde Kolomb’un komutasındaki 3 gemi 88 kişilik mürettebatıyla İspanya’nın Palos Limanı’ndan Atlas Okyanusu’na açıldı. 10 hafta geçmişti fakat hala bir kara parçasına bile rastlamamışlardı. Bu durum mürettebat arasında gerginliğe ve psikolojik bir bunalıma yol açmıştı. Denizciler, suların bitmeyeceğine sonsuzluğa doğru yola çıktıklarına inanıyorlardı.
    Nihayet 12 Ekim’de Kolomb’un daha sonra 'San Salvador' adını vereceği ada karşılarına çıktı. Burada üzeri çıplak yerliler gören Kolomb bunları Hindistanlı zannettiği için bu insanlara Hindistanlı anlamına gelen "Indian" dedi.
    Bu adaya ispanyol bayrağını çeken Kolomb adadaki hatıralarını şöyle kaydetti

    "Irmaktan yukarı ilerlerken ağaç topluluklarını görmek, serinliğin, pırıl pırıl akan suyun, kuşların, görünümdeki iç açıcılığın tadına varmak olağanüstü bir şeydi gerçekten; bu topraklardaki her şey gerçekten olağanüstü. Bu ülkede ne gibi yararlar sağlanabileceğini yazmama gerek yok. Ama şurası kesin ki, bütün bu gördüğümüz topraklarda inanılmaz zenginlikler yatıyor. Toprak çok verimli, göz alabildiğine uzanan alanlarda namey yetiştiriyorlar; dağlarda, büyük ağaçlar hâlinde kendiliğinden bitiyor. Bin bir türlü meyve var, tek tek anlatmam imkânsız. Hepsi de çok yararlı olsa gerek.

    Ayrıca her yerin çok bakımlı, güzel ekilmiş olduğunu söylüyorlardı. Vadinin ortasında çok geniş bir ırmak varmış, suyu öyle bol, öyle gürmüş ki bütün yöreyi sulamaya yetermiş. Yemyeşil bütün ağaçlar, meyve yüklüymüş. Yollar çok geniş, çok bakımlıymış. Hava Kastilya’nın Nisan ayındakine benziyormuş. Her yer bülbül sesleri, küçük kuş sesleri içindeymiş, tam İspanya’nın Nisan ayındaki gibi. Yeryüzünde bundan daha hoş sesler olamaz, dediler. Yer çok yüksek. Ama en yüksek dağın tepesi bile, ekip biçmeye elverişli düzlüklerden, vadilerden oluşmuş. Güzelliğine, zenginliğine gelince; Kastilya’nın hiçbir bölgesi burasıyla aşık atamaz. Hispaniola ülkesi öyle verimli, öyle zengin ki övmeye dil yetmez, görülmedikçe de anlaşılmaz. (...) Genç bir çocuk, ölçülemeyecek kadar önemli birkaç yer buldu; gördüğü ırmakları sayıp döktü bize; sularında öyle zenginlikler akıyormuş ki inanamayacaksınız, dedi. Bu adaların üstüne yok; dağlarıyla, tepeleriyle, akarsularıyla, vadileriyle eşsiz güzellikteler... Yeryüzünün güneş altındaki hiçbir yerinde buralardan daha güzeli, daha görkemlisi bulunamaz. İlk üç yıl için buraya, adanın ve altın ırmaklarının güvenliğini sağlayacak bin adam yerleştirmek çok uygundur: yüz de atlı adamımız olsa zararlı değil kârlı çıkarız bu işte.
    Bunlar pek yumuşak başlı, pek ürkek insanlar, daha önce söylediğim gibi hepsi de çıplak. Ne silâhları var ne de kanunları. Köylerinde de ne disiplin varmış, ne de örgütlenme... Bunlar kötülük nedir bilmeyen insanlar, hem de hiç savaşmamışlar... Ben kendim, elimin altındaki üç-beş adamla bütün bu adaları hiçbir tehlikeyle karşılaşmadan dolaşabilirim. Geçenlerde, adamlarımdan üçünün karaya indiğini, yalnızca şöyle bir görünmeleriyle oradaki bir sürü Hintlinin çil yavrusu gibi dağıldığını gözlerimle gördüm. Adamlar silâh nedir bilmiyor... Savaş inceliklerinden haberleri yok. Bin kişi gelse bile bizim üç adamımızla baş edemez. Demek istediğim, bunlar buyruk almaya, çalıştırılmaya, ekip biçmeye, yararlı olabilecek her şeyi yapmaya yatkın insanlar. Kentler kurdurabiliriz onlara, bizim gibi giyinmelerini, davranmalarını öğretebiliriz. Daha önceden söylediğim gibi, elimin altındaki az sayıda adamla burayı, Portekiz’den daha büyük, ondan iki kat kalabalık bu adayı kolayca ele geçirebilirim. Halkının hepsi çıplak, silâhsız, öyle de ödlekler ki o kadar olur. Kötülük nedir bilmiyorlar. Öldürmek nedir, düşmanlarını tutsak almak nedir bilmiyorlar. Hiç silâhları yok; öyle ödlekler ki, bizim adamlardan biri şaka olsun diye, yanlarına yaklaşmaya görsün, yüzü birden toz oluyor. İnanmaya açıklar, gökte tek bir Tanrı olduğunu biliyorlar. Gökten geldiğimize kesinlikle inanıyorlar. Kendilerine hangi duâyı öğretirsek öğretelim tekrarlamaya hazırlar, istavroz bile çıkarıyorlar. Bu sabahki gidişim bütün bu ayrıntıları görüp anlayarak siz yüce efendimize rapor hazırlayabilmek, ayrıca bir tabya yeri seçebilmek içindi. Bir ada oluşturur gibi denize sokulan bir dil gördüm, karadan büsbütün ayrılmış değildi, üzerinde de altı ev vardı. Bu çıkıntı iki günlük bir çalışmayla karadan koparılıp bir adaya dönüştürülebilir; ama kendi payıma, bunu pek de gerekli görmüyorum, çünkü bu adamlar çok temiz yürekli ve kesinlikle savaş sanatını bilmiyorlar... Yüce Efendimiz buyruk verselerdi bunların hepsini Kastilya’ya getirebilir, diyelim olmadı, kendi adalarında tutsak tutabilirdik, çünkü bu adamlara gık dedirtmemek ve kendilerinden sağlanmak istenecek her şeyi yaptırabilmek için elli kişi yeter de artar bile. Bunlara en ağır işler gördürülebilir; uyanık adamlar; bakıyorum, dediklerimi hemen tekrarlıyorlar "

    Kolomb oradan bir takım esiri alıp İspanya'ya döndü ve büyük coşkuyla karşılandı.
    İşte Kızılderililerin Amerika kıtasındaki yaşantısı böyle bozulacaktı.
    0 0
  • Hançer Tümeni

    Adolf Hitler'in Balkan müslümanlarından oluşturduğu bir Nazi tümenidir.
    Özellikle Bosna'daki Müslümanlardan oluşan bu tümene kendi ülkelerinde özgür ibadet olanağı vaad edilmiş ve Hristiyan ve Yahudi zulmünden bıkan Bosnalılar Nazilerin tarafına geçip müttefiklere karşı savaşmaya başlamışlardır.
    İkinci dünya savaşında niceleri hayatını kaybetmiştir.
    0 0
  • Bayrampaşa Silahlı Saldırısı

    Ülkeyi devamlı olarak provoke etmelerinde mutlaka bir amaç vardır. Özellikle polislerin ve askerlerin seçildiği bu eylemler zaten YPG'nin tarzı. IŞİD sivilleri hedef alırken YPG göz dağı vermek amacıyla genellikle Polis ve Askerleri hedef alıyor.
    Bu terör tamamıyla bitmeden bizlere huzur yok.
    0 0
  • 24 kasım öğretmenler günü

    Öğretmen Atatürk
    0 0
  • beethoven

    Bana göre gelmiş geçmiş en büyük müzisyendir. Özellikle 9. senfonisi müziğe vokali katan bir devrim niteliğindedir. 9. senfonisini çalarken "neredeyse" sağır olması da ayrı bir takdir unsuru.
    Zaman makinam olsa 9. senfoninin ilk çalındığı ana katılıp, insanların yüzündeki o ifadeyi görmek isterdim.
    0 0
  • Serbest ticaret bölgesi

    Bu en az taviz verilen ekonomik bütünleşme formudur. Bu işbirliğinde ülkeler arasındaki ticari engeller tamamen kaldırılır. Belirlenen bu bölgede hizmet ve malların dolaşımı serbest bırakılır. Bu dolaşım dahilinde ne vergi, ne kota ne de gümrük devreye girer.
    Şunu da belirtmek lazım Serbest ticaret bölgesi tam kapsamlı veya sadece bir mal veya hizmete ait olarak da sınırlandırılabilir. Mesela hayvancılık ile ilgili bir serbest bölge oluşturulmuşsa sadece hayvancılık için bu ticari işbirliği geçerli olur.
    Serbest ticaret bölgesinin en önemli özelliği üye ülkelerin kendi ekonomik stratejilerini işbirliği içerisinde olduğu ülkeden bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilmesidir.
    Bu işbirliğinin en önemli örneklerinden birisi Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA)'dır. 1960'da Avusturya, Finlandiya, İzlanda, Lihtenştayn, İsveç, İsviçre ve İngiltere'nin katılımıyla kurulmuştur. Ve üye ülkeler arasında serbest ticaret başlamış fakat yine de tüm ülkeler kendi ekonomik stratejilerini bağımsız olarak yürütebilmişlerdir. Bir başka örneği ise 1989 yılında Kanada ile ABD arasında oluşturulan serbest bölgedir, daha sonra buna ABD ile Meksika arasında oluşturulan serbest bölge de katılmıştır.
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • Stalin Tarzı Gökdelenler

    Resimde gördüğünüz bu yapı Moskova Devlet Üniversitesine ait olup, Stalin'in zamanında inşa ettirdiği Seven Sisters (Yedi Kızkardeşler)'den bir tanesidir. Peki Seven Sisters'ın hikayesi nedir?

    Stalin II. Dünya Savaşı'nı kazandıktan sonra hızını alamayı bir de Batılı Devletlere karşı güç gösterisi yapmaya karar vermiştir. Bu doğrultuda da Stalin baş mimarlarını toplayıp onlara şu cümleleri kurmuştur:

    "Savaşı kazandık. İnsanlar dünyanın dört bir yanından Moskova'yı ziyarete gelicektir, şehiri turlayacaklardır ve etrafta hiç gökdelen yok. Eğer turistler Moskova'yı dünyadaki diğer başkentlerle karşılaştırırlar ise bu bizim için utanç olur. "

    Stalin ardından ülkenin en tecrübeli mimarlarından oluşan bir komisyon kurdurmuştur. Komisyon ile beraber Ocak 1947'de inşa edilecek yerler belirlenmiştir ve Haziran 1947'de topluca temelleri atılmıştır.

    Bu 7 Gökdelen ise şu şekildedir:
    Moskova Devlet Üniversitesi,
    Raddison Royal Hotel - Hotel Ukrayna,
    Dış İşleri Bakanlığı
    Hilton Moskova Leningradskaya Hotel
    Kotelnicheskaya konut evi
    Kudrinskaya konut evi
    Red Gates idare binası

    Not: Başta 8 adet Stalin tarzı gökdelen inşa edilmesi planlanmış ama 8. gökdelen Zaryadye İdare Binası'nın inşası tamamlanamamıştır

    Atakan BÜYÜKDAĞ

    Kaynak: http://www.facebook.com/yazaratakanbuyukdag/
    0 0
  • Film İçin Fiziksel Değişimin Dibini Yaşamış Aktörler

    Yukarıda gördüğünüz resimde soldaki adam Mahmut Tuncer, sağdaki Ferhat Güzel.. Şaka şaka ikisi de Christian Bale.
    Christian Başe, bir aktörün rolü için verdiği en yüksek rolü vererek bir deri bir kemik kalmıştır.
    Bahsettiğimiz film "makinist" bu arada.
    Christian Bale makinist filmindeki rolü için 4 aydan kısa bir sürede 28,3 kg vermiştir. Bunu yaparken genel olarak günde bir elma ve bir kavanoz ton balığı yemiştir. Bazı günler de 2 ince yulaf ezmesi yemiştir. Bunun yanında sade kahve ve bolca su da var tabiki.
    Bu kadar da basit değil aslında, her gün vitamin takviyesi almış ve kardiyo ağırlıklı spor da yapmıştır.
    Makinist için istediği fitliği yakaladıktan sonra filmi çekmiş bu sefer de Batman Begins için kilo alıp vücut yapması gerekmiştir. Ve bunun için sadece Bale'a 6 ay verilmiş.
    Bunun üzerine Bale 6 ayda 45 kilo almış bunun rolü için fazla olduğu anlaşılınca da yönetmenin isteği üzerine Bale, 18 kilo daha vermiş ve vücut yapmış bir şekilde role hazır hale gelmiştir. (Resimde sağdaki)
    Bale 2013'deki American Hustle filmi için de bu sefer yaklaşık 20 kilo almış bunu yaparken de durmaksızın fast food yemiştir. Genellikle de cheeseburger yemiştir.
    Bu nedenle de Christian Bale sadece oyunculuk alanında değil, fiziğine hükmetme alanında da bir efsanedir.
    0 0
  • türkiyenin en kötü lideri kimdir

    @suryon ne yüklenmişsin Şükrü Saraçoğluna :))
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    3) Ortak Pazar
    Ortak pazar, hem serbest ticaret bölgesinin hem de gümrük birliğinin bir üst kademesidir.
    Hem serbest ticaret bölgesinin hem de gümrük birliğinin yaptırımlarını içerisinde barındırır. Ticari engeller kaldırılır, üye olmayan ülkelere karşı ortak ekonomik politikalar geliştirilir. Ortak pazarı diğer ikisinden ayıran özelliği üretim faktörlerinin de serbest dolaşım sergileyebilmesidir. Yani bir diğer deyişle sermaye, işgücü ve tekonolojinin serbest dolaşımını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu da büyük yatırımcıların ortak pazar içerisindeki ülkelerde yatırım yapabilmesini kolaylaştırabilmekte ve ihtiyaç duyulan işgücünün aktarılmasına olanak sağlamaktadır. Ortak pazarın kısıtlayıcı özellikleri de çoktur. ülkelerin makroekonomik politikalarına direk müdahale eder. Üyeler, sadece parasal değil, istidham gibi makroekonomik konularda işbirliği içerisinde olmalıdır çünkü artık işgücünün ve sermayenin sınırları olmamaktadır. Bu da tahmin edeceğiniz gibi bazı ülkelerin diğer ülkelere göre daha avantajlı konuma geçmesini sağlar. Ucuz işgücü olan ve yatırım maliyetleri düşük olan ülkeler daha çok yatırım alacaklardır. Bu rekabeti artırırken bir yandan da bazı ülkelere keskin avantajlar sağlar.
    Bu işbirliğinin en bilindik örneklerinden birisi, Avrupa Birliği'nin bir önceki yapılanması olan Avrupa Ekonomik Topluluğudur.
    0 0
  • En İyi Şiirler

    Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
    Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
    Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

    Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
    Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

    Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
    Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
    Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

    Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
    Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta..

    Ahmet Haşim
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Hala Türkiye'nin dış politikasına geçemediğimin farkındayım ama az kaldı öncesinde bunları bilmek lazım.

    Bir ekonomik bloğa girmenin avantajları nedir diye bir soru sorarsak, bir ülkenin başarılı firmalarının 100 birim satarken bloğun getirmiş olduğu çeşitli ticari avantajları kullanarak 400 birim satması örneğini verebiliriz.
    Peki dezavantajları nedir sorusunun cevabı ise ülkelerin ticari çıkarlarıyla alakalıdır. Örneğin siz Çin ile ticaret yapmaya karar verdiniz ve belirli imtiyazlar tanıyarak Çin mamüllerini ülkenize sokacaksınız. Bir ekonomik birlik içerisindeyseniz ne farklı bir para birimi kullanabilir ne de özel gümrük oranı belirleyebilirsiniz. Öte yandan ihtiyacınızı üye devletlerden almak durumunda kalacağınız için düşük rekabet ortamında daha ucuzu varken daha pahalıya satın alabilirsiniz. Tabiki bu dezavantajlar ancak ve ancak siz bir dünya devi iseniz geçerlidir. Öte yandan orta ölçekli bir ülkenin birliğe girmesi üretim ve dolayısıyla ihracatını artırabilir. Tüm dünya Güney Kore'den teknoloji satın almak ister, ama birliğin Güney Kore ile anlaşması yoksa ve siz birlikteyseniz öncelikle sizden satın alınır. Çünkü gümrük yok.
    0 0
  • sevgililer günü

    Tam bir ticari mantıkla oluşturulmuş günlerden birisidir. Tüketim artırma amaçlıdır ve para yerel piyasada döndürüldüğü sürece ekonomiye de faydalıdır.
    0 0
  • Bayrampaşa Silahlı Saldırısı

    @DonQuixote bahsi geçen terör örgütü 2 ay önce yaptığı son düzenlenmesi ile birlikte şehir içi ve arazi birliklerini tek bir çatı altında yani YPS çatısı altında topladı. Bu da şehir içerisindeki saldırıları yapanlar ile kırsal kesim saldırılarını yapanların aynı militanlar olduğuna işaret ediyor.
    Öte yandan isimleri YPG, YPS, YDG-H (lağvedildi), öz savunma birlikleri olan bu örgütlerin hepsinin tek bir çatı altında toplandığını ve bu çatının da bizlerin gözünde bir örgüt olduğunu unutmamak lazım.
    DHKP-C de bu çatının altındaki bir oluşumdan başkası değildir. Bunlar sadece bölgesel olarak ayrılmış ve farklı isimlendirilmiş, aynı ailenin aynı kandan çocuklarıdır.
    Bu nedenle aralarında bir bağlantı olmadığını, bunların bağımsız hareket eden örgütler olduğunu söylemek de büyük bir yanılgı olur. PKK tarafından ele geçirilen gazetecileri, asker cesetlerini gidip de HDP milletvekilleri teslim alıyor da Hepar alamıyorsa arada HDP'den PYD'ye kadar aynı çatı altındaki oluşumların birbirinden bağımsız hareket edip eylemlerinden sadece kendilerini sorumlu tutmak, günümüzün başarılı siyaset oyunlarından biri olan böl-dikkat dağıt'a alet olmak anlamına gelir.
    0 1
  • Osmanlı ve Türkiye Tarihindeki Uluslararası Başarılar

    Sevgili arkadaşlarım, Osmanlı ve Türkiye tarihindenki uluslararası başarıları bir sıralayalım istedim. (Başarısızlıklara da geleceğiz daha sonra)

    Ben bir örnekle başlayıp sizlerin katkılarına sunmak isterim bu durumu
    Örneğin (bkz:Mahmudiye Kalyonu) bir uluslararası başarıdır. Çünkü yapıldığı dönemde (II. Mahmud Dönemi) dünyanın en büyük savaş gemisi olmuştur.
    0 0
  • Silopi ve Cizre'deki Olaylar

    Bilmeyenler için kısaca özet geçeyim. Hükümet belirli aralıklarla buralarda sokağa çıkma yasağı düzenliyor ve bölgeyi PKK'dan temizlemeye çalışıyor.
    Hala sokağa çıkma yasağı var. Binalar kurşun içerisinde, ilçeler hayalet ilçelere dönmüş durumda.
    Haberlerden izlediğimiz kadarıyla el yapımı patlayıcıları imha ediyorlar, hendekleri kapatıyorlar.
    Çıkıp da birisi sormuyor. Kardeşim kablolarla bu patlayıcılar yerleştirilirken, hendekler kazılırken, betonlar dökülürken bu şehrin güvenlik güçleri neredeydi? Vali ne yapıyordu bu sırada?
    Aldınız mı oranın valisini görevden? Emniyet müdürünü?
    Olan mehmetçiğe vatandaşa oluyor.
    0 0
  • Ekonomik Tetikçisi Nedir?-John Perkins

    John Perkins'in harika bir eseri "Bir ekonomik tetikçinin günlüğü" burada olması gereken kısımlardı. Teşekkürler @statik
    0 0
  • Enrico Fermi

    29 eylül 1901'de roma, i̇talya'da doğmuş ve 28 kasım 1954'de chicago, abd'de ölmüştür.
    atom bombasının babalarından birisidir.
    nötron bombardımanı tekniği ve uranyumötesi elemenlerin keşfi ile 1938 yılında nobel ödülü almıştır. çalışmaları genellikle kuantum teorisi ve nükleer parçacıklar üzerinedir.
    ferni, atom bombasının geliştirildiği manhattan projesinde de aktif rol oynamıştır ve nagazaki ve hiroşimayı kabusa boğan ürünü ürüten kişilerden birisi olmuştur.
    özellikle ablert einstein atom bombasını üretmeye başladıklarından sonra projeyi terkedince yerine opphenheimer ile ferni geçmiş ve ürünü tamamlamışlardır.
    enrico ferni, 28 kasım 1954'de chicago'daki evinde mide kanserinden ölmüştür.
    0 0
  • Silopi ve Cizre'deki Olaylar

    @dragoa4545 bir millet ancak bu kadar salak yerine konabilir. Diğeri de çıkmış barışı savunuyoruz diyor. Barış için silahların durması için diyor. Barış için terör mü yapılır? Bu kadar tezat bir açıklama olabilir mi? İdeolojinin arkasında dur bari. Toprak için de. Yeni bir vatan için de ama barış için deme. Bu ülkenin maliye bakanı Kürt, bir zamanlar başbakanımız Turgut Özal Kürttü, Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar Kürt, bunlar bu ülkenin topraklarında buralara gelmediler mi? Hani nerede barışsız ortam? Barış hali varken Kürtler güzel mevkilere gelirken, herkes barış içindeyken barışı bozanlar silah sıkanlar şimdi barış için diyor.
    Bir de demirtaş bey Cizre ve silopide hafif silahlar var diyor. Ne hafif silahı adam sniper koymuş oraya, top tüfek getirmiş. Ağır çatışma var. Camide adam öldürülüyor. Okullara kurşunla PKK yazılıyor.
    Bunlar olurken buna izin verenler de görevden alınmıyor aksine teşvikleniyor. Bu ülkede yaşanmaz hale geldi de neyse...
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.