Ortak Pazar

    Ortak Pazar kavramı ülkelerin sermaye, işgücü ve yatırım portföyü (üretim faktörleri) konularında ortak ekonomik ve stratejik politikalar yürütme çabalarını simgeler. Aslında bu ticari anlaşmanın odağında gümrük birliği, pazarda samimi bir ortaklık ve ortaklığa kabul edilen ülkeler arasında mal, sermaye ve ilgili hizmetin olabildiğince hızlı hareketi amaç edinilmektedir. Bu ticari ortaklık konsulü, aynı zamanda iktisat terminolojisinde ekonomik entegrasyonun dördüncü safhasını oluşturmaktadır.

    Ortak Pazar ve tek Pazar terimleri birbirlerine karşı çok kullanılmaktadır. Fakat tek pazar, ortak pazarın aksine daha ayrıntılı bir işlem sürecini temsil etmektedir. Tek Pazar terimini kısaca belirmek gerekirse, ilgili ticari ortaklık tarafların karşılıklı olarak sınırlamak, teknik ve mali engellerin egale edilmesi demektir. Burada ana amaç, taraflar arasında yapılacak ticarette sınırların, formalitelerin ve gümrük vergilerinin esnetilmesine yönelik mutabakatı içerir. Bu tür bir ortaklık, tarafların siyasi bağımsızlıkları ve ortak ekonomik politikaları için bir araya gelmelerini zorunlu kılar.

  • Dünya’da Devam Eden “Tek Pazar” Örnekleri
    • Avrupa Birliği, genel literatüre 1951 yılında imzalanan Paris Antlaşması’na ek olarak Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu adında siyasi mevzuata dahil oldu. Bu topluluk 1957 yılında Roman Antlaşması ile birlikte Avrupa Ekonomik Topluluğu şeklinde bir yapılanmaya büründü. 1968 yılında ilk olarak topluluk içindeki üye ülkeler arasında iç gümrük uygulaması kaldırıldı. Bu kararın izleyen yıllarında topluluğa üye olan ülkeler arasında yapılacak bir tek Pazar girişimi için pek fazla bir yol kat edilemedi. Tarihler 1986 yılını gösterdiğinde bu girişim için Avrupa statüsünde bir tek Pazar için Avrupa Tek Pazar senedi imzalandı. Bu antlaşma uyarınca üye ülkeler arasında sermaye, işgücü ve hizmet dolaşımı kesintisiz dolaşımı hedeflendi. Bu amaç tam anlamıyla sağlanamasa da bu senet varoluş amacına iyi hizmet etti.
    • Bu tek Pazar örneklerinden Avrupa Ekonomik Alanı, birer Avrupa ülkesi statüsü taşımamaları ve Avrupa Birliği ülkesi olmamalarına rağmen Norveç, İzlanda, Lihtenştayn ve Avrupa Birliği’ne dahil olan ülkeler arasında kabul edilen bir Tek Pazar emsalidir.
    • Arap dünyasına doğru göz attığımızda altı Basra Körfezi ülkesi tarafından ve ekonomik olduğu kadar sosyal birleşimlerin de söz konusu olduğu Körfez Arap Ülkelerinin İşbirliği Konseyi, bir Tek Pazar örneğidir.
    • Tarihler 1989 yılını gösterdiğinde bir Tek Pazar örneği de, Karayip ülkeleri arasında oluşturuldu. Bu antlaşma, ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan Karayip Topluluğu (CARICOM) ile resmileşti.
  • Ortak Pazar Uygulamalarının Tarihçesi ve Yapılan Ekonomik Antlaşmalar

    Öncelikli sorunumuz, “devlet ya da ülkeler neden ortak Pazar çabası içine girmişlerdi?” sorusuna cevap bulmaktır. Bu soruya en güzel yanıt Avrupa genelinde büyük gelişmeler sağlanan Avrupa Birliği’nin kuruluşunda ve gelişiminde saklıdır.

    Avrupa Birliği, kuruluşundan itibaren siyasi ve ekonomik birçok kriz ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Karşılaşılan bu krizler, ülkeler arasında yapılan işbirliği, yapılandırılan kuruluşlar ve bazı kurum yapılarında revizyona gidilerek aşılmıştır. Yaşanan bu siyasi krizler AB üyeleri arasında patlak vermiş ve AB Anayasası konusunda yaşanmıştı. Yeni kurulacak olan hukuki sistemin, özellikle AB için hayati önem taşıyan Fransa ve Hollanda tarafından reddedilmesi, Avrupa Birliği çatısı altında yaşayan tüm üye ülkeleri endişelendirmişti. Bu aşamada durumun çözümü için yeni bir antlaşma metninin hazırlanması ve devletlerin Ulasal simge ve özelliklerini yitirmelerinin önüne geçilmeye çalışıldı. Bu antlaşma Lizbon Antlaşması’dır ve 2009 yılında meşrulaşmıştır. Bu antlaşma ile birlik, hem kurumların modernleşmesi, hem demokratik gelişimin sürdürülmesi hem de birliğin köklerini daha da derine salması için önemli bir adım atmış oldu.

    AB politik ve ekonomik karakterini, geçirdiği birçok krize borçludur. Fakat son yıllarda yaşanan krizler birliği çok etkilemiştir. 1970 yıllarında birliğin yaşadığı kriz, üye ülkeler arasında ticari olarak engeller azaltılarak atlatılmıştı. Fakat bu dönemin atlatılmasının ardından 1980 yılında pazarlardaki bu bölünmüşlük gösterdi ki, AB, Japonya ve ABD karşısında rekabet gücünü nerdeyse tamamen kaybetmişti. Bu durumun düzelmesi için birlik öyle bir Tek Pazar örneği kurdu ki, bu ortaklık tüm engellerden arındırılmıştı. AB üyesi olmamalarına rağmen Norveç ve İsviçre gibi ülkeler de bu ortaklığa dahil edildiler.

    Avrupa Birliği üyeleri arasındaki bu ekonomik işbirliği aynı zamanda ülkelerin refah seviyelerini de arttırdı. Bu ekonomik ortaklı ticaretin önünde engel olan gümrük duvarları ve dıştan gelen ticarete karşı kurulan korumacılığın kaldırılması anlamına geliyordu. Bu bağlamda AB içinde gümrük duvarları yıkılmış, ayrıca ticari antlaşmanın yapıldığı üçüncü muhataplara karşıda göreli imtiyazlar sağlanmıştır. Daha önce sağlanan gümrük birliği teriminin ana düşüncesi aslında Tek Pazar kararı ile tamamen gerçekleşmiştir. Bu nedenle 1993 yılından bu yana AB üyesi ülkeler arasında mal taşıyan araçların ülkelerden geçerken işlemlere tabi tutulması söz konusu olmamaktadır. AB üyesi ülkelerin hepsini tek bir yapı olarak düşünmek mantıklıdır. Evet mallar ithalat ve ihracat kotasına sokulur ve en yakın ülke sınırına götürülür. Bu ülkede uygulanan ticari tarife ve kazanç büyük bir bilgisayar ağı ile bütün ülkeler tarafından takip edilir.

  • Euro Bölgesinin Kabulü ve Ortak Pazar Düşüncesi

    Euro bölgesi kavramında üyeler bir anlaşmaya vardıktan sonra, herhangi olumsuz bir krizin eşiğinde olan üye ülkeye yardım için ortak bir yardımlaşma mekanizmasının kurulması fikri gündeme geldi. Ayrıca üye ülkeler arasında oluşturulacak bu işbirliğinden sonra ülkeler arası rekabetin azaltılması fikri de gündeme geldi. Bu birleşimin sağlanması adına ortaya çıkan Euro Bölgesel Krizi, Fransa ve Almanya düşmanlığını diriltmişti. Fakat bu durum birliğin Almanya ve Fransa olmadan entegrasyonu tamamlayamayacağı gerçeğini değiştirmedi.