Mutlak MonarÅŸi

    Daha önceleri, Mısır ve Babil monarÅŸileri için kullanılan mutlak monarÅŸi terimi daha çok Batı monarÅŸileri, özellikle XVI.-XVIII. yy’lar arasında Fransız ve Ä°spanya monarÅŸileri için kullanıldı. Mutlak kral, senyörler senyörüydü. Kralın, senyörü olmayanlara senyör olma hakkı, buradan kaynaklanıyordu. Reims’de kutsanan mutlak kral Tanrı’nın iktidarını kullanıyordu ve yalnızca Tanrı’ya hesap verirdi. Bu durum ona belirli görevler yüklüyor ve özellikle Tanrı saygısı ve “gerçek inancı” savunma yükümlülüğü veriyordu. Hiçbir prens dinlerin çokluÄŸunu hoÅŸgörüyle karşılayamazdı. Bu nedenle Nantes Fermanı kabul edilemez nitelikteydi ve yürürlükten kaldırılması mutlakiyetçiliÄŸin mantığının gereÄŸiydi. Bununla birlikte kral, uyrukları baÄŸlılık yeminleri bakımından “baÄŸlı tutmak ve serbest bırakmak” gibi papaların kendi kendilerine verdikleri hakkı kabul etmiyordu. Kral ile Papalık arasındaki çatışma 1682’de yeniden alevlendi, sonra yatıştı. Fransa kralı, kendisini Kutsal Roma Germen imparatoruna baÄŸlı olarak da görmüyordu. Kral yasama gücüne, yargı gücüne (son yargılama yetkisi kralındı ve her uyruk ona baÅŸvurabilirdi), vergi toplama hakkı, niÅŸan ve rütbe verme hakkına, para basma, barış ve savaÅŸ ilanı hakkına sahipti.

    Bahsi geçen mutlak monarÅŸi hakkı yine de sınırsız deÄŸildi. Tahta geçmeye iliÅŸkin kurallar gelenekle ve krallığın “temel yaslarıyla” belirlendiÄŸi için kral kendisinden sonra gelecek kiÅŸiyi seçemezdi. Kral naipliklerinin örgütlenmesi iÅŸini belirleyemezdi. Louis XIII ve Louis XIV’ün aldıkları kararlar Parlamento tarafından bozuldu. Kral, ülke toprağının bir bölümünü devredemezdi, kral, ayrıcalıkları ve her bölgenin geleneklerini almak zorundaydı. Krallık yasası, öbür yasalara yalnızca eklenir ve onlara her zaman egemen olamazdı. Krallık iktidarının sınırlarını iyi anlayabilmek için, yasaların yazıya geçirilmelerinin ve özellikle uygulanmalarının güçlüklerini göz önünde tutmak gerekir. Unutkanlıklar, kasıtlı ya da kasıtsız savsaklanmaları da bunlara eklemek gerekir. Yeni devlet memurluklarının açılmasına gelince bunlar, babadan oÄŸla geçer hale geldi. Bu görevlerin sayısı, kralın mali gereksinimlerine baÄŸlı olarak artıyordu. Yeni memurluklar açılması, bazen planlar kuran bir görevliler topluluÄŸunun kurulmasına yol açıyordu. Krallık iktidarının bir bölümünü elinde bulundurduÄŸunun bilincinde olan topluluk, güç anlarda bunu hissettirmesini bildi. Kral, bastırdığı parayı kuÅŸkusuz zorla kabul ettirebiliyordu, ama uluslararası büyük tacirlerin verdikleri deÄŸere göre belirlenen paranın kurunu zorla kabul ettiremiyordu.

  • MeÅŸruti MonarÅŸi (Parlamenter Yönetim)

    Ä°ktidar yönetiminin hükümdarın yanında bir meclis tarafından paylaşılmasıdır. Birçok ülkedeki toplumsal ve siyasal geliÅŸmeler özellikle 18. yüzyıl sonlarında meÅŸruti yönetimlerin doÄŸmasına ortam hazırladı. Hükümdarın bu koÅŸulsuz gücü yazılı bir Anayasa ile tanımlanmış ve sınırlandırılmıştır. Bu yönetim ÅŸekli demokratik yönetime yakın özellikleri içermektedir. Kral devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükümete bırakır. Hükümet de halk tarafından seçilmiÅŸ bir millet meclisinin kararlarına uymaya zorunludur. Bu yönetim ÅŸeklinin uygulandığı bazı devletler Danimarka, Ä°ngiltere, Ä°sveç ve Belçika’dır. Avrupa’da mutlakiyetçi kraliyet rejiminden parlamenterizme geçiÅŸ, Ä°ngiltere’de baÅŸlamıştır. Kıran kırana geçen siyasi mücadelenin sonucunda Ä°ngiliz soylular, Kral Yurtsuz John’a 1215 yılında Manga Carta (Büyük Ferman) adı verilen bir fermanı kabul ettirerek, parlamento yönetimini kurdular. Kurulan meÅŸruti yönetimlerdeki parlamenter sistem bazen iÅŸletilerek, bazen de askıya alınarak 17. yüzyıla kadar gelebildi. 17. yüzyıl mutlakiyetçi yönetimlerin özgürlükçü kitlelerle olan savaşına ÅŸahit olmuÅŸtur.

    Kral I. Charles’ın parlamentonun fikrini almaksızın Ä°spanya ve Fransa’ya savaÅŸ ilan etmesi ve bu savaÅŸların maliyetini karşılayabilmek için vergileri arttırması üzerine, Ä°ngiliz Parlamentosu 1628 yılında Haklar Bildirisi (Petition of Rights) adı verilen belgeyi yayımladı. Bu bildiride, kralın yetkileri sınırlanarak hukuksal süreçten geçmeden kralın kimseyi suçlayamayacağı, cezalandıramayacağı ve orduyu halka karşı kullanamayacağı belirtiliyordu. Kral buna tepki göstererek parlamentoyu dağıttı. Ancak, vergi izni alabilmek için 1640 yılında parlamentoyu tekrar toplamak zorunda kalmıştır. Parlamenter rejimin doÄŸduÄŸu ve günümüzde uygulanmaya devam edilen Ä°ngiltere’deki Parlamenter rejime “Westminster Modeli” adı verilmektedir. Ä°ngiltere’de uygulanan bu modelde yasama erki halkın temsilcilerinin oluÅŸturduÄŸu yasama organında vücut bulur. Bu erk baÅŸka hiçbir kurum tarafından paylaşılamaz. Ãœstelik, serbest ve adaletli seçimlerle temsilcilikleri yetkileri onaylanan milletvekillerinin halk adına siyasal karar alma yetkisine meÅŸru olarak sahip olan tek heyettir. Dolayısıyla, halkın temsilcisi konumunda bulunan parlamento, her türlü konuda meÅŸru otoriteye dayalı karar alma yetkisine sahiptir. Onlar, ancak seçim döneminde halka siyasal kararları dolayısıyla hesap verirler. Alınan kararların kaldırılması veya yerine yeni kararların alınması bir dönem sonra seçilecek olan temsilcilerin görevidir. Bu uygulamada halkın siyasal sistemin yönetimine doÄŸrudan doÄŸruya bir etkisi yoktur; halk kararları ancak dolaylı olarak etkiler. Ä°ngiltere’deki parlamenter sistemin özellikleri ÅŸunlardır:

    1.Yasama organı iki meclisli olup alt meclis siyasal egemenliğin kullanıcısı durumundadır.

    2.Parti hükümeti esastır ve yürütme gücünü kullanan başbakan ve bakanlar kurulu, aynı zamanda yasamayla kaynaşmıştır ve onu etkisi altında tutar.

    3.Bu parlamenter rejim iki partili bir parti sistemine dayalı olarak çalışır.

    4.Sağ-sol ayrımı sosyal sınıf esasına dayalı tek bir boyuttan ibaret bir yalınlık içerir.

    5.Seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenlenmiştir.

    6.Merkezi ve üniter bir yönetim sistemi egemendir. Yazılı olmayan, hatta bazı düşünürlere göre mevcut olmayan, bir anayasaya göre, tamamen yasama egemenliğine ve münhasıran temsili olan bir demokrasi anlayışına göre yönetim Westminster sisteminin esaslarını içerir.

İlginizi çekebilecek diğer olaylar

Ãœlkeler

Biyografiler

  • Mustafa Kemal Atatürk CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Kanuni Sultan Süleyman CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Nejat Uygur CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Adolf Hitler CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Joseph Goebbels CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Nasrettin Hoca CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Alexander Graham Bell CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Hulusi Kentmen CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Yılmaz Güney CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Nikola Tesla CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Che Guevara CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Salvador Dali CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Henry Ford CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Franklin D. Roosevelt CV
    BÄ°YOGRAFÄ°
  • Adam Smith CV
    BÄ°YOGRAFÄ°

Tarihiolaylar.com internet sitesinde bulunan bütün içerikler Tarihi Olaylar editörleri tarafından hazırlanmaktadır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Copyright 2024 - Tüm Hakları Saklıdır.