Tarihi Olaylar

Britanya Krallığı’nın ordusuna bağlı İrlandalı bir asker olan Thomas Plunkett, tarihin bilinen ilk keskin nişancısıdır. Plunkett’in kullanmış olduğu silah ise üstün özellikleri olmayan fakat kısa mesafe için tasarlanmış bir silahtır. Plunkett'in adının keskin nişancı olarak bilinmesini sağlayan olay ise 95. Tüfekli Piyade Alayı’nda er olarak görevdeyken 800 metre mesafedeki Fransız General Auguste François-Marie de Colbert-Chabanais’i vurması olmuştur. Bu atışın rast gele olmadığı kanıtlamak amacıyla aynı generalin emir erini de aynı mesafeden nişan alarak öldürmüştür. Plunkett’in başarısını diğer askerlerle karşılaştırırken şu ifadelere yer verilir; dönemin Britanya ordusuna mensup askerler 50 metreden atış yapmak talimi yaparken Plunkett talim mesafesinin 12 katı uzaklıktan hedefi üstüste 2 kere vurabilmekteydi. 

Sergeant Grace, 1864 yılının Mayıs ayında Amerikan İç Savaşı’nın en hareketli bölgelerinden biri olan Spotsylvania'da oldukça inanılmaz bir olaya imzasını atmıştır. Savaşın daha başlamadığı dakikalarda General, John Sedwick savaş alanlarını gezerken erlere “Merak etmeyin, bu mesafeden bir fili bile vuramaz onlar” diye cümlesine başlamış ve daha sözünü bitirmeden sol gözünün altından vurularak öldürülmüştür. Tarihte bu olayın gerçekleştiren keskin nişancı, Sergeant (Çavuş) Grace olarak anılmıştır. Olayın araştırılması yapıldıktan sonra Sergeant (Çavuş) Grace’in atışını tam 915 metreden yapmış olduğu öğrenilmiştir.

Avusturya doğumlu bir keskin nişancı olan Josef Allerberger, II. Dünya savaşında Naziler adına savaşmıştır. Allerberger, kayıtlı olarak 257 düşman askerini öldürmüştür. Kendisi savaş sırasında yaralanıp düşman askerlerinin eline geçmiştir. Fakat Josef Allerberger, düşman askerlerinin elinden kaçıp evine dönmeyi başarmıştır. Sonrasında da sıradan bir insan olarak hayatınını marangozluk yaparak geçirmiştir. 

Normalde askeri eğitmen olan Ivan Sidorenko, aynı zamanda oldukça başarılı bir keskin nişancıdır. Sovyetler adına II. Dünya savaşına katılmış ve kayıtlı olarak toplamda 500 düşman askerini öldürmüştür. Eğitmenlik döneminde ise 250 tane de keskin nişancı yetişmesini sağlamıştır. Nazilerin korkulu rüyası haline gelen Ivan, Rus ordusundan binbaşı rütbesiyle ayrılmıştır. Ivan Sidorenko, ordudan ayrıldıktan sonra kömür madeninde işçi olarak çalışmaya başlamıştır.

Tabiri caizse seri keskin nişancı olan Chuck Mawhinney, çocuk yaşında Amerikan Deniz Kuvvetlerine katılmıştır. Mawhinney, ordu da iken en büyük hayali olan sniper tüfeğini de ilk kez Vietnam savaşında kullanmıştır. Mawhinney’in toplam bilançosu ise resmi 103, gayriresmi 213 ceset olmuştur. Mawhinney’in keskin nişancılıktaki bu başarısı yıllar sonra tertiplerinden birinin anılarını yazdığı "Dear Mom: A Sniper">Sniper’s Vietnam" adlı kitabı ile öğrenilmiştir. 

Vasily Zaytsev’i Emeny at the Gates (Kapıdaki Düşman) adlı filmden hatırlarsınız belki. Kendisi dünyanın en çok tanınan keskin nişancısıdır. Rusların Kızıl Ordusunda memur görevlisi olan Vasily Zaytsev, Stalingrad Savaşı’yla beraber Nazilerin sınıra dayanmasıyla birlikte cepheye gönüllü olarak gitmiştir. Tarihte “Soysuzlar Çetesi” olarak tanınan keskin nişancılar grubuna dâhil olmuştur. Vasily Zaytsev, Ocak 1942’den Ekim 1943’e kadar 242 Naziyi nişan alarak öldürmüştür. Savaş sonrasında ise yeni keskin nişancılar yetiştirmek üzere emekliye ayrılmıştır. Vasily Zaytsev’in eğitmiş olduğu keskin nişancıların öldürdüğü insan sayısının da 3000 civarında olduğu düşünülmektedir. 

Kanadalı eski bir paralı asker olan Rob Furlong keskin nişancıların arasında kırılması zor olan bir rekorun sahibidir. Furlong El Kaide’ye yönelik yapılan Anaconda Operasyonu’nda şimdiye kadar kaydedilmiş en uzun mesafeden başarılı atış yapma rekoruna imza atmıştır. Furlong'un 2,430 metre ile kırmış olduğu bu atışın alanını tarif etmek gerekirse yaklaşık 26 tane futbol sahası büyüklüğündedir.

Matthaus Hetzenauer, tarihte Nazi Almanyası'nın en ölümcül nişancılarından birisi olarak tanınır. Hetzenauer, kayıtlı olarak 345 düşman askerini öldürürmüştür. Kendisinin tespit edilen en uzun mesafeli atışı ise 1100 metre olmuştur. II. Dünya Savaşının sonralarına doğru Sovyetler tarafından yakalanmış ve ancak 1950'de serbest bırakılmıştır.

Francis Pegahmagabow, I. Dünya Savaşı’nın en gizemli isimlerden bir tanesidir. I. Dünya Savaşı’nda Kanada adına Mount Sorrel, Passchendaele ve Scarpe Muharrebeleri’ne gönüllü olarak katılmıştır. Akli dengesiyle ilgili kafalarda soru işareti bırakan Pegahmagabow toplamda arkasında 378 ceset 300 esir bırakmıştır. Pegahmagabow, almış olduğu madalyalardan oluşan koleksiyonunu tamamladıktan sonra da askerliği bırakmış ve sırra kadem basmıştır. Kendisiyle ilgili öldürülmesi en zor adamlardan biri olduğu için ortalıktan kaybolduğu düşünülüyor.

Keskin nişancılar arasındaki tek kadın olan Lyudmila Mikhailovna, Sovyet askeri olarak görev yapmıştır. Sovyetlerin Nazilerle savaşmak için kurmuş olduğu 2 bin kişilik kadın keskin nişancılar arasındaki en başarılı isimidir. Kurulmuş olan bu ordu “ölümcül güzeller” adını almıştır. Ordu ardında adeta cesetlerden bir dağ bırakmıştır. Lyudmila Mikhailovna, ise bu ordu da Odessa işgali sırasında toplamda 2,5 ayda 187 Naziyi nişan alarak öldürmüştür. Lyudmila sonraları Kırım ve Sivastopol’deki muharebelere katılmış II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar 36’sı düşman sniper olmak üzere 309 kişiyi öldürmüştür. 

Tarihteki önemli keskin nişancılardan Carlos Hathcock 17 yaşında Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne katılmıştır. Burada sadece özel yetenekli insanların kabul edilip yetiştirildiği Camp Lejeune’de bir keskin nişancı olarak alanında üst seviyelerde yetiştirilmiştir. Carlos Hathcock’un ilk görev yeri Vietnam savaşı olmuştur. Hathcock’un iki hafta görev yaptığı bu savaşta resmi olarak 93, gayriresmi olarak da 103 kişiyi öldürmüştür. Onun ünü o adar yayılmıştır ki Kuzey Vietnam ordusu onu öldüren kişiye 30.000 dolar ödül koymuştur. Ayrıca Hathcock, uzaktan atışlardan çok kamuflaj konusunda ustalaşmıştır. Yapmış olduğu kamuflajlarla Vietnamlılar kendisine “Lông Trung du Kich” (Beyaz Tüylü Sniper) lakabını vermiştir.  

Albert Waldron, Amerikan Ordusunun gelmiş geçmiş en iyi keskin nişancısı ünvanına sahiptir. Waldron’un Vietnam’da toplamda 109 tane onaylanmış öldürdüğü kişi söz konusudur. Michael Lee Lanning’nin ‘Inside the Crosshairs: Snipers in Vietnam’ adlı kitabında Adelbert Waldron hakkında denilene göre; Mekong Nehri’nden askerlerin üzerlerine doğru ateş açarak gelen bir düşman botundaki keskin nişancıyı tam 900 metre uzaklıktaki bir ağacın üzerinden vurmuştur. Böylelikle Waldron, bütün birliğin yok olmasını engellemiş ve Amerika’nın savaş kahramanları arasında olmaya hak kazanmıştır. 

Tarihte lakabı “Beyaz Ölüm” olarak bilinen Simo Hayho, savaş tarihinin gelmiş geçmiş en ölümcül keskin nişancısıdır. Simo Hayho, 1925 yılında Fin ordusuna katılarak ordunun vazgeçilmezi olmuş Ruslara yıllarca unutulmaz bir korku yaşatmıştır. 1939-1940 yılları arasında Rusya ve Finlandiya’nın arasında Kış Savaşı olarak bilinen savaşta kendisi İskandinav kurdu namıyla ilk kez tanınmıştır. Simo Hayho, -40 derece soğukta toplamda 100 gün boyunca kayıtlı 705 kişiyi öldürmüştür.   

I.Dünya savaşı sırasında Anzaklar tarafınfan Korkunç Abdül olarak bilinen Osmanlı ordusuna mensup bir askerdir. Tarihteki tam ismi bilinmeyen Korkunç Abdül’ün, tüm gün oyunca düşman askerlerden gizlenip yaptığı atışlarla Anzak askerlerini öldürmesi Osmanlı Ordusu için oldukça moral kaynağı olmuştur. Anzakların ünlü nişancısı Billy Sing'i bir hafta boyunca takip etmiş fakat onu ıskalayarak vurmuştur. Sing yaralı olarak kaçarken iyileşip tekrar cepheye dönmüştür. Bir sonraki kez karşılaştıklarında ise Korkunç Abdül, tetiğe basmakta geç kalmış ve savaşta şehit düşmüştür.