Erkayaa
En Beğenilen Yazar Sırası
:
11
Toplam Başlık Sayısı
:
23
Toplam Puanı
:
103
Toplam Giri Sayısı
:
51
Bu Ayki Puanı
:
9
En Aktif Yazar Sırası
:
12
  • Sözlük yazarlarının birbirine saygısı , sözlüğü elit bir yer yapmaları

    Bugünlerde biraz konunun dışında başlıklar açsam da siz değerli yazar arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bildiğimden kaynaklanıyor. Gerçekten çok seviyeli , küfürün kullanılmadığı , sadece bilginin ve öğretinin yer aldığı belki de bukadar kişinin bir araya gelip saygısızlaşmadan bir şeyler öğrendiği tek yer . Bu sözlük bizim eserimiz , hepimizin emeği var hep beraber bilgi paylaşımının ve olaylara tarihçi gözüyle yaklaşımın devam ettiği bir yer olarak kalır inşallah .
    0 1
  • Sözlüğümüzde anket özelliği olsaydı ?

    Çok güzel fikir (1)
    0 1
  • Sözlüğümüzde anket özelliği olsaydı ?

    Ben mükemmel olacağını düşünüyorum . keşke olsa, çok iyi olurdu . Bilginin yanı sıra nabız da ölçülebilirdi . Ve sözlük daha aktif bir hale gelebilirdi . Biz yazarların talebi doğrultusunda adminlerin yapabileceğini düşünüyorum . İlk anketvari çalışmamız bu olsun ozaman . siz yorumlarınızı paylaştıktan sonra bu özelliğin gelmesini istiyorsanız yorumunuzun sonuna (1) koyunuz . İstemiyorsanız (2)
    0 1
  • Zafer işareti

    Arkadaşlar bu konu hakkında herkes farklı bir şeyler söylemekte . Ama bana çoğu inandırıcı gelmiyor . Dünya görüşü olan insanlar olarak bana yardım edebilir misiniz ? Bu ne demek ?
    Bugün baktığımızda , genelleme yapmak gibi olmasın ama gençlerimizin çoğu fotoğraflarında bu sembolik işareti kullanıyor.
    0 1
  • Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler

    mustafa kemal ve enver pasaya gelince ittihat teraki kesinlikle osmanliya en buyuk zarari vermistir.Enver pasa ermeni capulcularla abdulhamid han i tahttan indirdiginde mustafa Kemal le Enver pasa yuzbasiydi enverpasa general oldu mustafa kemal hala yuzbasi hani sacmalagi burdan anliyabiliriz nitekim Enver pasa hic bir strateji ogrenmeden bir anda general olunca 90 bin kisiyi soguktan öldurmek gibi hatalari yapti.Belki iyi niyetliydi ama mehmet akifin dedigi gibi aptaldi.Mustafa Kemal ise basa gectikten sonra Osmanliyi unutturmak icin alfabeyi degistirdi fesi kaldirdi ama ayni zamanda turk tarih kurumunu acti hani sanki simdi unutunda yillar sonra turkiyeye alistiginizda geri hatirlarsiniz demek istedi niyetini bilemem ama osmanliya zarar vermismidir zaten osmanliyi o bitirdi.
    1 1
  • Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler

    oncelikle ii.abdulhamid in siyaseti ve basarilari;
    1.dunya savasinin gelicegini sezen abdulhamid almanlarla flort eder bakin flort eder diyorum kalkip direk muttefik olmaz flortunun amaci ingiliz ve fransizlarin gozunu korkutmaktir bana karsi is yaparsan bende hasmini yanima alirim.
    abdulhamid le 2.wilhelm birbirlerine hediyeler gonderir o arada alman imparatoru 2.wilhelm abdulhamide kuduse gelmek istedigini soyler abdulhamidte tamam der.
    lakin wilhelm almanyada propaganda yapmaya baslar ben kuduse atla giricem ben kudus fatihiyim diye soylemlerde bulunur. o donemde bi şehre atla girmek demek o şehrin fatihi olmak demektir. abdulhamid atla giremezsin derse dostlugu bozucagindan wilhelmle kuduse dogru yola cikarken hemen kuduse haber yollar ve yolu yikin yerine araba yolu yapin der wilhelm geldiginde arabadan inip ata binmek icin hazirlik yaparken askerler wilhelm e padisahimiz sizin icin araba yolu yapti der wilhelmde yok illede ata binicem derse bu sefer kendi dostlugu bozucagindan ata binemez.


    munevver ayasli beyrutta babasi osmanli valisi alman okulunda okurken abdulhamid beyruda kiz okulu yapar.munevver ayasli o okula gecer ama hocalarin ve mudure halide edip adivarin avrupali gibi suslenme merakindan babasina beni alman okuluna geri gonder yoksa okulu birakirim der ve tekrar alman okuluna doner yani abdulhamid ne kadar biseyler yapmak istesede elinde kadro yok.

    ilk tiyatro ilk denizalti ve devrin en buyuk arkeoloji muzesini acmistir halen daha ulkenin en buyugudur

    abdulhamid mekke şerifi şerif huseyini ingilizler kandirmasin diye arabistandan cagirir gel bogazda otur der ve yali verir şerif huseyinin arabistana gitmesine asla izin vermez abdulhamide darbe yapilip basina itiihat teraki gectiginde serif huseyin beni gonderin arabistana der ittihatcilar gonderir ve hemen ingilizler yanina gidip onu kandirirlar seni arabistan krali yapalim oglun abdullahi urdun krali yapalim obur oglun faysali irak krali yapalim derler ve isyan baslar


    enver pasa darbe yapmak icin geldiginde abdulhamid in arnavut ordusu komutani izin verin onlarin istanbula girmesine izin vermiyeyim der abdulhamid izin verse enver pasanin ordusu istanbula dahi giremiyeceklerini bilmesine ragmen(ki enver pasanin ordusu çapulcu ordusudur ermeni koylulerden felan olusur) bana ahir zamanda musluman kani doktu derler korkusuyla izin vermez ve darbe gerceklesir


    abdulhamide darbe yapildiktan sonra canakkale savasi zamaninda talat pasa abdulhamidin yanina gelir ve istanbulu bosaltma karari aldiklarini ingilizlerin canakkale duserse istanbula gireceklerini soyler. devletin basini bursaya tasiyacaklarini ve abdulhamitinte konyaya gidicegini soylemek icin yanina gelir abdulhamid benim burdan ancak ölum cikar size tavsiyem istanbulu bosaltmayin burdan 1 kez cikarsak birdaha geri donemeyiz sonra ben atalarimin yuzune nasil bakarim der ve cikmaktan vazgecilir.eger cikilsaydi muhtemelem çanakkale gecilmisti hic bir asker o moralle savasamaz.


    ve abdulhamid in yaptigi en zekice sey şehzadeyken asla gorusunu belirtmez sessiz sakin icine kapaniktir sadece kutuphanede takilir onun basa gecmesinide bu sessizligi saglar onu basa gecirenler bu cocuk sessiz vururuz kafasina aliriz ekmegini mantigiyla basa gecmesini saglar.ama iclerinden kendileri icin en tehlikelisini secmislerdir abdulhamid butun avrupayi parmaginda oynatir.ve sehzadeyken yasadigi bir olayi anlatayim donemin emniyet binasina girecegi zaman abdulhamid in soforu binanin guvenligine sehzadenin iceri girecegini soyler guvenlik padisahtan baskasini alamam der sofor icerdeki sehzade desede adam sehzade felan anlamam padisahtan baskasini tanimam der abdulhamid soforunu cagirir tamam der uzatmayin lakin ismini alir.ilk basta akliniza idam etmek icin ismini aldigi geldi muhtemelen fakat abdulhamid kendine bir defter olusturuyordur parayla satin alinamiyacak adamlari o deftere yaziyodur sehzadeyken kendisine kadro olusturuyodur o ismide onun icin almistir.

    abdulhamid balkanlarda hristiyanlarin birlesip isyan cikaramamasi icin elinden geleni yapmistir lakin o tahttan indirildikten sonra basa gecenler hristiyanlari birlestrip balkanlari kaybetmemize sebep olmustur.bi kismi ortadoks bi kismi katolik bi kismi gregoryen nasil birlestiler bunu nasil yaptilar derseniz pasalarimiz sagolsunlar kiliseler yasasi cikarip onlarin birlesmesini saglamistir.

    şuam kudusun yahudilerin eline gecememesinide ii. abdulahmid saglamistir zamaninda ruslara kuduse ortadoks kilesisi yaptirir hem ruslarla dusman olmaktan kurtulur hemde ruslar veya yahudiler kudusu sahiplenmesin diye ingilizlere ortadokslarin kilisesi var sizin neden olmasin der ingilizler seve seve kabul eder almanlara ingilizlerle ruslarin var almanlarin neden olmasin der almanlarda hemen kabul eder sonrasinda ermenilere kilise yaptirir.suan halen daha orasi karmakarisik bi durumdadir yahudiler her firsatta kudusu baskentimiz desede hristiyanlar bunu kabul etmez ayrica hristiyanlarda kendi iclerinde birlesemez suan muslumanlar olmadan kuduste bir merdiven bile kaldiramazlar oda abdulhamid in koydugu bir kuraldir
    1 2
  • Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler

    Bide bana kalirsa en buyuk hatayi Genc Osman yapmistir belki Osmanliyi yenicerilerden kurtaricak hamleyi yapicakti ama sır tutamamasi yuzunden kendini öldurttu yeniceriler buna asla cesaret edemiyecekti ama aksi taktirde kendileri ölucekti bu yuzden can korkusuyla saldirdilar ve genc osmani öldurduklerinde artik hukumdar kaninin tadina bakmislardi ve bundan sonra istediklerini tahttan indirip istediklerini tahta cikarmaya basladilar en sonundada isin icinden cikilmaz bir hal aldi
    0 1
  • Sözlüğün günden güne tenhalaşması

    İlk başlarda mükemmel bir entry girişi , yorumlar varken 2 aydır son derece boş ve talebi karşılamaz oldu . bir kaç daimi yazar kaldık . daha çok konu daha çok görüş için bir şeyler yapmamız gerek . saygısızlığın ve küfürün sıfıra yakın olduğu bu sözlüğü canlandırmamız gerek bence . üniversitede tarih bölümü okuyan arkadaşlar varsa bence sınıfına önermeli . ben sınıfta sessiz biri olmama rağmen yapacağım bunu . sizler ne düşünüyorsunuz ?
    0 1
  • sözlüğün en kaliteli yazarları

    Bu arada @Erkayaa açtığı başlıklarla kendini ifade eden bir yazarımızdır. Çok güzel başlıklar açıyor bence. O da değerli bir yazarımız. Herkes birbirinden değerli bence burada kesinlikle boş adam yok.
    0 1
  • resneli niyazi bey

    1873 yılında bugün Makedonya sınırları içerisinde kalan Manastır yakınlarındaki Resne kasabasında doğdu. Bu nedenle Resneli Niyazi Bey olarak anılır.

    Manastır Askeri İdadisi’nde öğrenim gördükten sonra Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve teğmen rütbesi ile 1897 Osmanlı-Yunan savaşına katıldı.[1] Savaşta gösterdiği yararlılık nedeniyle mülazım-ı saniliğe (üsteğmenlik) yükseltildi. Kendisine “Padişah yaverliği” ünvanı da verilmek istendi; ancak kazaskerin 13 yaşındaki oğluna da aynı ünvanın verilmesi üzerine bu ünvanı kabul etmeyip cepheye dönmeyi istedi.[2]

    Resne’de ambar memurluğu gibi pasif bir göreve atanan Niyazi Bey, 1903 yılına dek bu görevde kaldı.[2] Daha sonra Balkanlar'da ayaklanan Sırp ve Bulgar çetecilerle mücadele görevi verildi. Bu mücadele sırasında vatanseverliği ve silahşörlüğü ile tanındı. Rütbesi kolağası (yüzbaşı) rütbesine yükseltildi. Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı ve cemiyetin önde gelen kişileri arasına girdi.

    Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini önlemek ve Sultan Abdülhamit’e meşrutiyeti zorla kabul ettirmek üzere İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda bir isyan başlatarak 3 Temmuz 1908 Cuma günü, emrinde topladığı 150 kadar asker ve gönüllü ile Ohri yakınındaki dağa çıktı. [2] Bu olay, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine öncülük etti. Padişah II. Abdülhamit’in 1878 yılında askıya aldığı meşrutiyet rejimi 24 Temmuz 1908’de resmen ilan edildikten sonra Resneli Niyazi Bey, şehre indi. Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak büyük gösterilerle karşılandı. Dağda bulunduğu sırada evcilleştirdiği geyik, bir hürriyet sembolü kabul edildi, "gazal-i hürriyet" olarak tanındı.[3]

    1908’de İstanbullu bir ailenin kızı olan Feride Hanım ile evlendi. Mithat (1911) ve Saim (1913) adlı iki oğlu oldu.[1]

    31 Mart Olayı'nda yanındaki fedailerle Hareket Ordusu'na katıldı, isyan bastırılınca Resne'ye çekildi. Bir kez daha ordudan ayrılan Niyazi Bey, Resne’'nin imarı ve halkın eğitim-öğretimi ile ilgilendi.[2] 1910 yılında doğruluğunu ‘İttihat ve Terakki Cemiyeti'’ne de tasdik ettirdiği hatıralarını "Hatırat-ı Niyazi" adıyla yayımladı.[2]

    Balkan Savaşı sırasında birlikleriyle orduya katıldı. Savaştan sonra 17 Nisan 1913'te Arnavutluk'un Avlonya limanında İstanbul'a gitmek üzereyken İttihat ve Terakki’nin ona muhafızlık edip, korumalık yapmakla görevlendirdiği kişi tarafından vuruldu. Öldürülme sebebi karanlıkta kaldı. Mezarının Avlonya’da olduğu düşünülür. Buraya bir heykeli dikilmiştir.[kaynak belirtilmeli]

    Öldürülme sebebinin karanlıkta kalmış ve kendi koruması tarafından vurulmuş olması "Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi" deyiminin kaynağı olmuştur.[3] Resneli Niyazi Bey adına İstanbul'un Şişli semtinde Fulya’da bir okul açılmıştır.
    0 2
  • resneli niyazi bey

    1873 yılında bugün Makedonya sınırları içerisinde kalan Manastır yakınlarındaki Resne kasabasında doğdu. Bu nedenle Resneli Niyazi Bey olarak anılır.

    Manastır Askeri İdadisi’nde öğrenim gördükten sonra Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve teğmen rütbesi ile 1897 Osmanlı-Yunan savaşına katıldı.[1] Savaşta gösterdiği yararlılık nedeniyle mülazım-ı saniliğe (üsteğmenlik) yükseltildi. Kendisine “Padişah yaverliği” ünvanı da verilmek istendi; ancak kazaskerin 13 yaşındaki oğluna da aynı ünvanın verilmesi üzerine bu ünvanı kabul etmeyip cepheye dönmeyi istedi.[2]

    Resne’de ambar memurluğu gibi pasif bir göreve atanan Niyazi Bey, 1903 yılına dek bu görevde kaldı.[2] Daha sonra Balkanlar'da ayaklanan Sırp ve Bulgar çetecilerle mücadele görevi verildi. Bu mücadele sırasında vatanseverliği ve silahşörlüğü ile tanındı. Rütbesi kolağası (yüzbaşı) rütbesine yükseltildi. Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı ve cemiyetin önde gelen kişileri arasına girdi.

    Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini önlemek ve Sultan Abdülhamit’e meşrutiyeti zorla kabul ettirmek üzere İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda bir isyan başlatarak 3 Temmuz 1908 Cuma günü, emrinde topladığı 150 kadar asker ve gönüllü ile Ohri yakınındaki dağa çıktı. [2] Bu olay, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine öncülük etti. Padişah II. Abdülhamit’in 1878 yılında askıya aldığı meşrutiyet rejimi 24 Temmuz 1908’de resmen ilan edildikten sonra Resneli Niyazi Bey, şehre indi. Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak büyük gösterilerle karşılandı. Dağda bulunduğu sırada evcilleştirdiği geyik, bir hürriyet sembolü kabul edildi, "gazal-i hürriyet" olarak tanındı.[3]

    1908’de İstanbullu bir ailenin kızı olan Feride Hanım ile evlendi. Mithat (1911) ve Saim (1913) adlı iki oğlu oldu.[1]

    31 Mart Olayı'nda yanındaki fedailerle Hareket Ordusu'na katıldı, isyan bastırılınca Resne'ye çekildi. Bir kez daha ordudan ayrılan Niyazi Bey, Resne’'nin imarı ve halkın eğitim-öğretimi ile ilgilendi.[2] 1910 yılında doğruluğunu ‘İttihat ve Terakki Cemiyeti'’ne de tasdik ettirdiği hatıralarını "Hatırat-ı Niyazi" adıyla yayımladı.[2]

    Balkan Savaşı sırasında birlikleriyle orduya katıldı. Savaştan sonra 17 Nisan 1913'te Arnavutluk'un Avlonya limanında İstanbul'a gitmek üzereyken İttihat ve Terakki’nin ona muhafızlık edip, korumalık yapmakla görevlendirdiği kişi tarafından vuruldu. Öldürülme sebebi karanlıkta kaldı. Mezarının Avlonya’da olduğu düşünülür. Buraya bir heykeli dikilmiştir.[kaynak belirtilmeli]

    Öldürülme sebebinin karanlıkta kalmış ve kendi koruması tarafından vurulmuş olması "Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi" deyiminin kaynağı olmuştur.[3] Resneli Niyazi Bey adına İstanbul'un Şişli semtinde Fulya’da bir okul açılmıştır.
    0 2
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.