Parvus Efendi, eski bir Bolşevik ve Osmanlı İstanbul'unda zengin olmuş bir Yahudidir.
Önceden yazdığı marksist yazılar ile pek para kazanamamış olan Parvus Efendi, Rusya'dan Almanya'ya geçip burada yaşadığı dönemlerde Almanya'daki radikal solun önderlerinden Rosa Lüxemburg ile de aşk hayatı yaşamış, sol görüşlü ekonomi yazılarını burada pazarlamaya çalışmıştır. Lakin burada da başarılı olmayan Parvus Efendi, en nihayetinde savaşın başlayacağını öngördüğü noktaya Balkanlara gelme kararı almış ve kendisini en nihayetinde İstanbul'da bulmuştur. Burada sarf ettiği ekonomi yazıları oldukça beğenilen, İttihat ve Terraki ile oldukça iyi ilişkiler geliştirip hükümet içerisinde kendisini bir danışman olarak kabul ettiren Parvus Efendi, aynı zamanda Rusya'da İmparatorluğu'nun yıkılması ve devrimin olması için yegane unsurun savaşı Almanların kazanması olduğunu öne sürüp yazılarında Alman yanlısı bir propaganda politikası izlemiştir. En nihayetinde Almanya'dan maddi destek de alarak bu destekleri Bolşeviklere aktaran Parvus Efendi hem Rusya'daki devrimin aracısı hem de savaş zamanı yaptığı kritik ticaretlerle bir savaş vurguncusu olmuştur.

Basit bir konu gibi gözükse de Berlin duvarının yapılışı ve yıkılışı Dünya'nın en önemli olaylarından ikisidir. Ülke resmen ikiye bölünmüş, Doğu Almanya ülkesi Sovyetlere bağlı Batı Almanya ülkesi ise batı mentalitesine bağlı bir tutum izlemiştir. Hatta Batı Almanya Avrupa Birliği'nin kurucu üyesidir. Batı Almanya'nın durumun Doğu Almanya'dan çok çok daha iyi olmasından dolayı da Doğu'dan Batı'ya daimi bir kaçış gerçekleşmiştir.
1990'ların başında alının bir karar ve duvarın yıkılması, 2 ayrı ülkenin siyasi olarak birleşmesi demektir. Sadece bir düşünün ikisinin isimlerinde de Almanya geçiyor olması önemli değil ikisi de ayrı bir ülke hatta rejim olarak zıt iki ülke. Ve bu ülkelerin siyasi olarak birleştiğini ve birleşimden sonra da başarılı bir şekilde devam ettiğini
sırıtmadığını düşünün. Bu çok büyük bir olay ve büyük bir başarıdır.

Nazi Almanyası'nın (Üçüncü Reich)'ın lideridir. Almanya'daki Yahudi egemen ekonomiyi düzeltmeyi ve bunun çözümü için de Yahudi soykırımı yapmayı öngören iktidar zehirlenmesi yaşamış bir liderdir.
Tüm bunlar yanında askeri bir deha olduğu gerçeğini de azımsamamak lazım. Versay antlaşmasından çıkıp da bu kadar kısa bir sürede ülkeyi bir savunma sanayi devi haline getirmek, (tobkz: Tiger ) tankları serisini üretmek, hatta (tobkz: ferdinand ) gibi tank yok edicileri dünyaya kazandırmak bunları yaparken de 4 koldan birden savaşmak oldukça zor bir iş olsa gerek. Tarihin en kanlı operasyonu Barbarossa Harekatına kadar Hitler'in tüm dünyayı ele geçirmesinden korkuluyordu. Fakat Rus halkının beklenmedik bir şekilde ülkelerine sahip çıkmaları ve kötü hava şartları Hitler'i 4 yıllık bu mücadeleyi kaybetmeye ve sonuç olarak Berlin Muharebesini kaybetmeye zorladı.
Ne kadar insani duygulardan yoksun bir lider olsa da tarihi kesinlikle baştan yazmıştır. Şu bir gerçektir ki eğer Hitler, II. Dünya Savaşını başlatmasaydı Almanya o Versay antlaşmasının şartları altında asla bugünkü Almanya olamazdı.