Öncelikle şunu belirteyim geçtiğimiz gün bu konuyla ilgili bir bilimsel makale bile okudum. O kadar ders niteliğinde bir vakadır.
Facebook sayfasındaki iletileri en aktif olan ilk 10 Türk kurumundan birisi olan (o dönem 1. Avon'du) Onur Air, 2011 Van depreminin ardından 25 Ekim 2011 günü 220 bin kişilik Facebook sayfasından şu haberi duyurur:
Değerli Takipçilerimiz;
Dev bir aile olmamızı sağlayan Facebook sayfamızdaki 220.000 kişilik grubumuz adına hem Van'da yaşanan depremin felaketzedelerine hem de aziz şehitlerimizin bize emanet bıraktığı ailelerine olmak üzere her bir takipçimiz adına Onur Air olacak 0,5 TL'lik bedelli toplamda 110.000 TL'lik (55 bin Tl kızılaya, 55.000 TL Mehmetcik Vakfına) yardımı bugün yapıyoruz .
Şu andan itibaren kampanyamızı güçlendirmek adına kurumsal Facebook sayfamıza katacağınız her yeni takipçi için 0,5 TL'lik bir bağış daha yapacağız.
Hedefimiz 250.000 TL (yani 500.000 takipçi)
(Birazcık yazıyı kısalttım ama genel hatları bu)

Bundan sonra ise resmen kıyamet koptu. Yazının altına 300 adet yorum geldi. "Felaketten bile çıkar sağlamaya çalışıyorsunuz. Van'da insanlar öldü siz takipçiyi düşünüyorsunuz" dediler. Ve bu noktadan sonra Onur Air'ın sosyal medyasını yöneten ajans veya kişinin acemiliği baş gösterdi.
İlk başta kötü yorumları sildiler. Bu insanları daha da ateşledi. İnsanlar olayı twitter'a taşıdılar ve konuyu TT yaptılar. Daha sonra ise Onur Air daha da beter bir ileti gönderdi o da şöyle:

Evet burada da Onur Air yetkilisi acemi kişi kullanıcıları geri zekalılıkla suçladı. Bu insanların daha da ateşlenmesini sağladı. Sonra Onur Air iletiyi değiştirdi bu sefer de sadece "özür diliyoruz" dedi.
Bu noktadan itibaren de Onur Air Türkiye'nin en nefret edilen markası haline geldi.
Şu anda bile bu olayı Sosyal Medya yönetiminin önemi konusunda ders olarak okutuyorlar.
Olaydan sonra ise Onur Air'ın marka değeri bodozlama düştü. Takipçi sayısı fln da o kampanyayla birlikte artmadı.