Oppenheimer Ödülü
Julius Robert Oppenheimer, 22 Nisan 1904 yılında New York’da dünyaya geldi. Babası giyim sektöründe faaliyet gösteren varlıklı bir Yahudi-Alman göçmeni, annesi Ella Friedman ise ressamdı. Atom bombasının babası sayılan Oppenheimer, Harward’a ilk katıldığı yıllarda kimya üzerine çalıştı; ancak üç yıl sonra çok başarılı bir şekilde mezun olduktan sonra deneysel fizik ile ilgilenmeye başladı. Buradan daha sonraları birlikte çalıştığı Ernest Rutherford’un da bulunduğu Cambridge Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Söylentilere göre burada kendisine zorla fizik okutulmak istendiği için hocasını (Tutor) zehirleme girişiminde bulundu ancak başarılı olamadı. Bu dönemde İsveç’te Nils Bohr ile tanıştı ve doktorasını Max Born’un altında çalıştığı Göttingen’de tamamladı.
Born ve Oppenheimer’in moleküllerin kuantum teorisi üzerine yazdıkları makale çok meşhur oldu. Bu sırada Oppenheimer, kuantum ve relativite teorisiyle uğraşan bilim adamlarının hemen hemen tamamını tanıdı. 1928 ve 1929’da Zurich’de kuantum teorisinin kurucularından Wolfrang Pauli ile çalıştı. Böylece maddenin yapısıyla daha yakından ilgilenmeye başladı. Oppenheimer, daha önce P.A.M. Dirac tarafından ortaya atılan “antipartikül” kavramını, 1930’da açıklığa kavuşturdu. Partikül ve antipartüküllerin aynı kütleye sahip olması gerektiğini kavuşturdu. Daha sonra elektron ile aynı kütleye sahip antielektron (pozitron) keşfedildi. Bundan sonra ABD’ye dönen Oppenheimer California Üniversitesinde ve California Teknoloji Enstitüsünde profesör oldu.
Oppenheimer, 1929 yılında Amerika’ya döndü ve birkaç yıl kadar California Üniversitesin de çalışmalarını sürdürdü. He ne kadar kendisi Komünist Parti üyesi olmadıysa da, bazı politikalarını destekliyordu. Hatta babasının ölümü ile kendisine kalan 300.000 dolarlık mirasın bir kısmını sol görüşlü gruplara aktardığı söylenmektedir. Politikacıları ile güçlü bağlantılar kurmaya başladı ve Nazi Almanya’sının faşist yaklaşımlarına karşı kampanyalarda aktif rol aldı.