• araplar bizi ingilizlere satarken hilafetin nerde oldugunu soyluyeyim ittihat terakki nin mahalle baskisi altinda guvensizlestirilmekteydi.yinede buna ragmen abdulhamid han doneminde ingilizler araplara isyan etsin die para akitirken(ornegin ingilizlerin bir tren yolu demirini parcasini sökup getirene iki altin verdigi bilinir ulasimi engellemek icin benzer bi yontemi hindistandada uygularlar) abdulhamid in bir selamiyla araplar tekrar duruluyodu hatta o donem ingilizler isyan edermiş biz bu kadar para harcarken bu adam iki selamla nasil tekrar etrafi toparliyo diye peki bu ne zamana kadar surdu araplar bize ne zaman ihanet etti mekke emiri şerif huseyin son derece kaypak bi adamdi abdulhamid bunu gordu onu istanbula çagirdi ve şahane bi yali verdi yanimda kal dedi şerif huseyin ne zaman mekkeye gitmek istese onu bir bahaneyle istanbulda tuttu tam 20 sene boyunca istanbuldan cikartmadi cunku biliyoduki mekkeye gitse ingilizlerle isbirligi yapicak hic bi sekilde izin vermedi ta ki ne zamana kadar ittihat terakki darbe yapana kadar ittihat terakki başa gecti şerif huseyin artik mekkeye gideyim dedi ve 3 aptal direk yolladi e mekkeye gidincede ingilizler ne yapti hemen şerif huseyinin yanina gittiler ve gel seni hicaz krali yapalim oglun abdullahi urdun krali yapalim obur oglun faysali irak krali yapalim.Kaypak herifte hemen kabul etti peki arap milliyetciliginin oncusu kim oldu oda hristiyan araplar Butros El-Bustani, Faris Şadyak, Nakkaş, Corci Zeydan gibi adamlarin onderliginde başladi .Yani bu arap topraklarinin bizden çikisini sagliyan başli başina ittihat terakki.


    Hilafette insanlar ne zaman sonuncu sinifa atilmiş yada şuan hilafet yok siz kendinizi kacinci sinif goruyosunuz yada papalik olan hristiyanlar suan bizden alt bi sinifta mi ?

    çinlilerle ilgili dediginizi bilmiyorum hiç bi çinliye alfebeni seviyo musun diye sorma firsatim olmadi ama gorunen o ki çinliler japonlar bu zor alfebeye ragmen egitimde basarililar yani alfabenin zor olmasinin hic bi anlami yok allah askina hangi cocuk 7 yasinda yahu bizim alfabe zor ben bunu degil baska alfabe ogrenmek istiyorum der ya :)harf inkilabi basli basina sacmalik

    ibni sina nin osmanliyla ne alakasi var anlamadim ibni sina osmanlidan cok once.Ve yazili kaynaklarimiz neden yok bulgaristana 30 ton kaynagi kagit diye yolladigimizdan oturu olabilir mi(peki bunu kim yolladi) yada istanbul isgalinde fransiz askerlerinin isgal ettigi konaklarda kaynaklari kuran tasvirlerini vs. tuvalet kagidi diye kullanmasi yada yine istanbul işgalinde o koca konaklari ele geciren isgalci guclerin isinmak icin tek çare olarak gordugu evlerdeki kitaplari yakma ve bu şekilde isinmasi.Peki Istanbul işgali nasil gerceklesti aaa tabiki ittihat terakki nin baslica aptalliklari hatta istanbulu bosaltma karari bile aldilarda allahtan abdulhamid han a sordularda onu dinlediler ilk defa. Yada enver paşa ermeni birlikleriyle abdulhamid in yildiz sarayindaki kutuphanesine girip kitaplari yakmak istemedi mi orda onlari tek bir adam durdurdu o kitaplarin yakilmasini engelledi peki sonra o kitaplara ne olduhttp://m.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1178823-abdulhamidin-kutuphanesi-28-subatta-cope-atilmis
    (yazi murat bardakcinin tarafli aptal bi siteden almadim okuyun)

    Ayrica o donemki egitim seviyesini gunumuzle kiyaslayamazsin bu net acimasizlik bugunku egitim seviyemizin diger ulkerle kiyaslarsin o gunku egitim seviyesini o gunun diger ulkeleriyle kiyaslarsin ve bi cikarimda bulunursun o donemde osmanli insanlari pek tabi okuma yazma biliyodu bilmek zorunda cunku kuran dili ve bu insanlar gercekten dindar insanlar bunu kimse reddedemez haa ama ne kadar kitap okuyolardi az cunku insanlar tarlada calisirdi alimler disindaki toplumun kitapla pek işi olmazdi peki şuan nasi hic farkli degil :)

    ilim ve bilimin ataturkle geldigini sizim gibi bi adamin soylemesi beni cidden uzdu yani bu basli basina bi konu onuda bi ara yazicam zamanim bitti. suan icin tek soru sorayim dusunun o arada suan ilim ve bilim bizde ne seviyede sizce suan basarili miyiz bu anlamda ?gelmiş hali buysa yanmişiz
    2 0
  • Arap fikri uyanışı diğer Osmanlı halklarında olduğu gibi Fransız İhtilali’nin etkisiyle başladı. Batılı eğitim kurumlarında eğitim görmüş Hristiyan Arap aydınların çabalarıyla düzenli bir milliyetçilik hareketine dönüştürülmeye çalışıldı.
    Ömer Aymalı / Tarih Dosyası / Dünya Bülteni
    Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri kısa süre içinde başta Avrupa olmak üzere tüm dünya halkları üzerinde etkili olmaya başladı. Özellikle çok uluslu yapıya sahip olan imparatorluklar milliyetçilik fikrinin etkisiyle çözülme sürecine girdi. Türk, Arap, Sırp, Rum, Bulgar, Ermeni vs. gibi unsurları içinde barındıran Osmanlı Devleti de milliyetçilik fikrinden en çok etkilenen devletlerden biriydi.
    Hem nüfus çoğunluğu, hem de yaşadıkları coğrafya itibariyle Araplar Osmanlı Devleti içinde önemli bir unsur olan Araplar arasında, Arap fikri uyanışı da diğer Osmanlı halklarında olduğu gibi Fransız İhtilali’nin etkisiyle başladı. Batılı eğitim kurumlarında eğitim görmüş Hristiyan Arap aydınların çabalarıyla düzenli bir milliyetçilik hareketine dönüştürülmeye çalışıldı. Öncülüğünü çoğunlukla Lübnanlı Hıristiyanların yaptığı bu hareket, Butros El-Bustani, İbrahim Yazıcı, Faris Şaydak, Nakkaş, Corci Zeydan, Abdurrahman El-Kevakıbi, Necip Azuri gibi milliyetçi önderler sayesinde yayılarak özelikle Suriyeli aydınlar arasında etkili oldu.
    Beyrut Gizli Cemiyeti
    Arap milliyetçiliğinin en önemli isimlerinden biri Butros El-Bustani idi.1875’te Beyrut’ta çevresine topladığı kişilerle gizli bir cemiyet kuran Bustani bu cemiyet vasıtasıyla yayınladığı gizli bildirilerle, Suriye halkının Osmanlı Devleti’ne karşı Lübnan ile birleşip, müstakil bir devlet kurması yönünde çalışmalar yaptı. Faaliyetlerine ara vermeden devam eden cemiyet mensupları, 1880 yılında Arap Milletinin Beyannamesi başlıklı bir beyanname yayınlayıp, hem Müslüman Araplara hem de gayrimüslim Araplara hitap ederek, onları Türklere karşı birleşip ayaklanmaya çağırdılar. Hatta beyannamenin bir bölümünde:
    ‘…Şimdi son harp zamanıdır. Fırsatı ganimet biliniz, yoksa esaretten kurtulamazsınız, sakın evlatlarınızdan bir kişiyi Türk Ordusu’na asker olarak göndermeyiniz, malınızdan bir dirhem vermeyiniz…’ şeklinde ifadeler sarf ederek, Arap halkını tahrik etmek için ellerinden geleni yapmaya çalıştılar.
    1895 yılında Suriyeli aydınların Milli Arap Komitesini kurmasıyla yeni bir döneme giren Arap Milliyetçiliği, bu tarihten sonra Arapça konuşan bütün Osmanlı tebaasını hedeflemeye başladı. Bu dönemde hareketin içinde bazı Müslüman Arap aydınlar da katılmaya başladı. Bunlar arasında önemli bir yer alan Abdurrahman El-Kevakıbi, Arap hilafetinin tekrar tesis edilmesini, İslam’ın kurtuluşunun ancak Arap Müslümanlar tarafından gerçekleştirilebileceğini, Arapçanın tüm Müslümanların ortak dili olarak belirlenmesi gerektiğini savundu.
    1860’lı yıllardan itibaren yeşermeye başlayan Arap milliyetçiliği, II.Abdülhamid döneminde gerçekleşen iki önemli hareket dışında önceki hızını kaybetmiştir.Bu hareketlerden biri Beyrut Gizli Cemiyeti’nin faaliyetleri (Büstani) , diğeri ise Abdurrahman El-Kevakibi’nin Arap hilafetini kurma teşebbüsüdür. Osmanlı topraklarında bu teşebbüslerin yavaş yürüdüğünü gören Hıristiyan Araplardan Necip Azuri ise, 1905 yılında Paris’te faaliyete geçmiştir. Mezopotamya’dan Süveyş’e, doğu Akdeniz’den Umman’a kadar uzanan bölgede Birleşik Arap Devleti kurma çalışmalarını başlatmıştır.
    Azuri’nin planına göre, Avrupalıların bu bölgede sahip oldukları bütün hak ve imtiyazlar aynen kalacak, Lübnan otonom idaresini sürdürecek Yemen, Necid ve Irak prensliklerinin bağımsızlıkları kabul edilecekti. Ayrıca imparatorluğun tahtı Mısır’da Hidiv ailesine verilecekti. Hilafet ise Hicaz bölgesinde müstakil bir idare olacak ve oradan bütün Müslümanları idare edecekti.
    II.Abdülhamit'in siyaseti: İslam Birliği
    Hristiyan Arapların çabaları ile oluşturulmaya çalışılan Arap milliyetçiliği fikri 1900’lü yılların başlarına gelindiğinde önemli seviyeye ulaştı. Hatta bu süreç içerisinde Osmanlı yönetiminden memnun olmayan bazı Müslüman Arap aydınları da bu çalışmaların içinde yer almaya başladı. Ancak bu tarihlerde padişah olan II.Abdülhamit uyguladığı İslam Birliği siyaseti ile Araplar arasında milliyetçilik fikrinin yaygınlaşmasını engellemeye çalıştı. II.Abdülhamit ülkede milliyetçi anlayışın güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyordu. Ancak güçlendirilmesi gereken milliyetçilik etnik milliyetçilik değildi, dini milliyetçilik idi. Bu amaçla Arap bölgelerinde eğitim kurumları açıldı. Bedevi şeyhlerin çocukları çeşitli merkezlerde eğitime alındı. Arapların ileri gelenleri çeşitli rütbelerle taltif edildi. Afrika’da bulunan tasavvuf tarikatları desteklendi. Arap danışmanlara yer verildi. Hicaz demiryolu gibi büyük bir proje gerçekleştirildi. Tüm bu çalışmaların amacı İslam birliğini sağlamak ve Araplar arasında milliyetçilik fikrinin yaygınlaşmasını engellemekti.
    Bu çalışmaların da etkisiyle Arap aydınlar arasında belli bir noktaya ulaşan Arap milliyetçiliği fikri Müslüman Arap halkları arasında önemli bir taban bulamadı. Osmanlı Devleti I.Dünya savaşına girdiğinde ( 1914-1918) Şerif Hüseyin ve kabilesi dışındaki Araplar ( Filistin,Suriye, Irak ve Lübnan) Osmanlı bayrağı altında düşmana karşı mücadele ettiler.

    http://www.dunyabulteni.net/haber/209404/arap-milliyetciligi-nasil-dogdu-
    0 0
  • @Billythekid tesekkur ederim :) gaza getirdin
    0 0
  • @sotarih bence bu yaziya baslik acmalisin herkes gorsun
    0 0
  • Böyle giderse burada çok kalıcı değilim sen açabilirsin istersen..
    2 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.