• "Ah bir ataş ver" türküsünün hikayesi de buradan gelmiştir.
    Askerleri o dönemde oradan kurtarmak çok zordu. 22 kişi sığınarak hayatta kalmıştı ama denizin dibini boylamışlardı. Merkez ile irtibata geçmeleri lazımdı. Denizaltının üzerine fırlatılan bir şamandıraya bağlı telefon hattı aracılığıyla iletişime geçtiler.
    Karşıdan gelen sesi duyunca umutları yeşermişti. Merkeze duruma anlattılar ve "kurtarın bizi dediler". Onlara sembolik olarak "konuşmayın, türkü söylemeyin sigara sakın içmeyin" diye bir cevap geldi. Çünkü Denizaltının içerisindeki hava erişebilecekleri tek havaydı. Bu havayı maksimum yeterlilikle kullanmaları gerekiyordu. Aslında bu uyarı elbette gereksiz bir uyarıydı telsizin diğer ucundaki kişi de kurtarılamayacaklarını biliyordu, o dönemde denizin dibini boylamış bir denizaltını kurtarma gibi bir teknololiye sahip değildik O 22 kişiyi ilk çarpışmada ölen kişilerden daha hazin bir son bekliyordu. ama yine de en uzun süre dayanabilmeleri için bu uyarıyı yapıyordu. Yine de askerlerimiz son bir umut bekliyorlardı. Devletimiz bir yolunu bulur da kurtarır diye. Tüm ülke seferber oldu ama mümkünatı yoktu o torpidodaki o 22 kişinin çıkarılmasının. Zaman ilerliyor askerler ölümlerini bekliyordu. Ölüm zordu ama o kahraman askerlere öleceklerini anlatmak daha da zordu. En sonunda bu görev telsizin başındaki görevli askere verildi. o da o kahreden cümleyi söyledi "artık konuşabilirsiniz, hatta türkü söyleyebilirsiniz, dilerseniz sigara da içebilirsiniz" .
    22 asker ölüme terkedilmişti. O anons askerleri ölüme terkeden anonstu. Şimdi 22 asker kurtarılmayı değil havasızlıktan boğulacakları anı bekleyeceklerdi... O anda herşeyin bittiğini anlayan yiğitler "Herşey buraya kadarmış kumandan birer cigara yakalım mı" dediler ve son sigaralarını tüttürdüler.
    İşte bu yüreğimizi burkan türkü de buradan geldi. Bu türküyü her dinlediğimde o anlar gözümde belirir... 22 fidanın solduğu o gün, bazılarımıza göre tarihimizin en karanlık günüydü...

    Not: Askerleri kurtarmak adına Kurtaran gemisinin gelmesi. Olaydan 12 saat sonra ancak gelebilmesi ve 25 saat sonra ancak sabitlenebilmesi, sabitlenirken iletişim kablosunu koparması. Bu nedenle kabloyu takip edemeyen dalgıçların canı pahasına 80 m'ye kadar dalıp şuurunu kaybetmesi olayları pek bahsedilen olaylar değildir. Özellikle kurtaran'ın kabloyu kesmesinden pek bahsetmezler ki olayın suçunun donanmaya atılmasını istemezler. Bu olay tam bir trajedidir ama kurtarma çalışmaları daha da büyük bir trajedidir. Bu arada çarpışma sırasında 8 kişinin güvertede olması ve bunlardan 5'inin kurtulması büyük bir şanstır. (2'si pervaneye takılarak ölmüş, 1'i boğulmuştur) Anlatsam sabaha kadar konuşurum, konunun özünden çıkmamak için özet geçtim.
    0 4
  • ne güzel anlatmışsın hocam ellerine sağlık
    0 0
  • gerçekten ne güzel yazmışsın hocam yine okudum yine sanki o anı yaşamış gibi oldum. Ellerine sağlık
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.