• i̇talya'da 29 temmuz 1883'te faşizm kelimesini hayata geçirecek hatta böyle bir terim doğuracak olan bir agresif bebek dünyaya gelmişti: benito. baba alessandro mussolini sosyalist bir adamdı. annesi rose mussolini ise katolik bir okul öğretmeni.
    babası o kadar koyu bir sosyalistti ki benito ismini meksikalı devrimci benito juarez'den almıştı. göbek adı da "andrea" ve "amilcare" idi ki bunlar da i̇talyan sosyalist devrimciler olan andrea costa ve amilcare cipriani'nin ilk isimleriydi.
    şimdi aklınıza şu soru gelecek bu kadar sosyalist bir babanın oğlu nasıl faşizmin kurucusu olabilir? hitler'i faşist yapan sebepten dolayı yapabilir: i. dünya savaşı...
    benito mussolini gençliğinde aşırı sosyalist bir kimliğe bürünmüştü 1902'de garibaldinin ölüm yıldönümünde halk önünde etkili bir konuşma bile yapmıştı. bir de öyle bir haylaz gençti ki aman aman. 2 kere okuldan uzaklaştırma aldı. yıl gelip çatmıştı, tarihler 1902'yi gösteriyor zorunlu askerlik mussolini'yi çağırıyordu. o da azılı bir sosyalist olarak askere gitmek yerine i̇sviçre'ye kaçmaya karar verdi. 1902'de i̇sviçre'ye giden mussolini orada duvarcılık vs gibi işler yaptı ama sabit bir iş bulamadığı için arta kalan çok boş zamanı vardı. bu boş zamanlarında friedrich nietzsche, karl marx gibi düşünürlerin eserlerini okuyan mussolini bir yandan da direk askeri müdahale, kapitalizmin şiddetle kullanılması, machiavellist karşıtı eserleri de okuyordu.
    machiavelli i̇talya'ya faşist yönetimi 1500'lerde öneren kişiydi.
    o ideal bir liderin dini kullanması gerektiğini, kaba ve ahlaksız görünmemek için dindar gözükmeyi ve dini bahane ederek yeni yerler fethetmeyi önermişti. mesela macchiavelli i̇spanya kralı ferdinand'ın dini bahane ederek i̇talya'ya saldırmasını çok över. machiavelli'ye göre i̇nsanlar dini sorgulamazlar ve din insanları bir araya getirir. bu nedenle dini kullanan iktidara halkın itaati artar. bunun yanında savaşta her yol müdahtır diyip sana ayaklanana öyle bir güç uygula ki bir daha ayaklanamasın diye öğütler de vermiştir. bunun için de ordunun kuvvetinin önemini vurgulamıştır. mussolini de makyevelist karşıtı düşünceleri bensimişti o hala sıkı bir sosyalistti.
    i̇sviçre'de i̇talyan sosyalist hareketini destekleyen bir gazetede çalışmaya başladı, sosyalistleri devrime sürükleyen yazılar yazmaya başladı ve bu nedenle 2 kere de tutuklandı. (benito mussolini'nin i̇sviçre'de tutklandığı zamanki resmi)

    1904'te i̇talya'ya dönen mussolini, 1904 ile 1906 yılları arasında orduda görev yaptı ve sonra öğretmenliğe başladı. 1909'da i̇talya'yı yine terketti avusturya macaristan'a gitti orada da sosyalist parti için çalışmalar yapıp, 1910'da yine i̇talya'ya geldi. burada da gazetecilik yapıp politik yazılar yazan mussolini'yi fikirlerini tamamen değiştirecek bir dönem bekliyordu. 4 yıl sonra savaş başlayacaktı. bundan habersiz bir şekilde sosyalistim diye geçinen mussolini yazmaya devam ediyordu.
    en sonunda beklenen olmuştu. i. dünya savaşı patlak verdi. sosyalistler şimdi ikiye ayrılmıştı savaşa destek verip de habsburg hanedanını yıksak mı yoksa nötr mü kalsak. i̇talyan sosyalist partisi nötr kalmaya karar verdi fakat mussolini bu görüşe katılmadı. o savaşı destekleyip habsburg hanedanının çökmesi gerektiğini düşünüyordu bu nedenle de partinin dışında bir görüş sergileyip savaş yanlılarına destek vermeye başladı. bu hareket mussolini'nin tabi ki i̇talyan sosyalist partiden atılmasıyla sonuçlandı.
    partiden atılan mussolini aşırı radikal bir dönüş yaparak faşist görüşleri benimseyen bir gazete olan ii popolo d'italia'da yazmaya başladı. şimdi devir değişiyordu. artık mussolini başka biri olmuştu. o faşizm denilen terimin kurucusu olacaktı... tüm dünya mussoli'nin yapacaklarını izleyecek adolf hitler bile ondan etkilenecekti.

    sınıf farklılığı olmasın diyen mussolini, birden biri sınıf ayrılığını savunan bir milliyetçi olmuştu. ekim 1914'te artık mussolini milliyetçi gazetelerde yazıyor, karşı çıkanı asalım diyordu. sosyalist bir babanın aşırı sosyalist oğlu birden bire faşizmin temellerini kazıyacak kadar saltanat duygusuna erişmişti.
    mussolini artık sosyalistleri ve devrimcileri de etkilemeye başlamıştı. mussoliniye göre sınıfın artık bir önemi yoktu. sınıfsal fark var ya da yok mussolininin umrunda bile değildi. kimsenin de umrunda olmamalıydı. asıl önemli olan "milletti". millet içerisinde kültürü, gelenekleri, görenekleri taşırdı, sınıf da bunların bir parçasıydı. milletsiz bir sınıf olamazdı önce millet gelirdi. bu nedenle savaşta italyan milleti savunulmalıydı artık i. dünya savaşı başlamıştı.
    mussolini artık kendini nasyonal sosyalist olarak tanımlıyordu, önceki i̇talyan sosyalist partisi deneyimini bir hata olarak görüp, hatta italyan sosyalist partisinin ortodoks sosyalizm fikrini ifşa ediyordu. i̇şte tam bu görüşte mussolini kendi ve takipçilerine faşist devrimciler adını taktı ve faşizm kavramı tam olarak da böyle doğdu.
    i̇lk başta faşistler oldukça küçük bir kesimdi, hükümet tarafından dışlanıyorlar, büyük toplantılar yapamıyorlar, sosyalistlerle kavga ediyorlardı. sosyalistlerin faşistlere uyguladığı şiddet o kadar fazlaydı artık sosyalistler bile i̇talyan sosyalist partisinin çok ileri gittiğini ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını söylüyordu. "yazık şu faşistlere" deniliyordu.
    tabi ki bu i̇talyan sosyalist partisinin uyguladığı şiddet ileride mussolini'nin saltanatını korumak için veya hükümdarlığa geçmek için uygulayacağı şiddetin temellerini oluşturuyordu. çocuk babasına çeker sonuçta.
    mussolini i. dünya savaşına katılmaya karar verdi fakat bu kararı çok uzun sürmedi neredeyse 1 sene olmamıştı ki yanlışlıkla patlayan bir bomba mussolini'yi hastanelik etti, vücudundan 40'a yakın metal parçası çıkardılar ve ağustos 1917'de taburcu oldu.
    (mussolini 1. dünya savaşında)

    şimdi mussolini daha da doluydu, askeri tecrübesi olan bir liderdi. 1917'de taburcu olduktan sonra şef editör olarak gazeteye döndü ve yazmaya devam etti. artık yazacak daha çok şey vardı.
    artık mussolini için sosyalizm ölü bir doktrindi. 1919'a kadar sosyalizm karşıtı yazılarına devam etti. 1919'da ise bombayı patlattı. 200 kişilik bir ekiple i̇talyan mücadele birliğini kurdu. faşist bir topluluk olan bu birliğin amacı sınıf falan değil, hangi sınıftan olursa olsun milletin bir bütün olması ve i̇talya'nın eski roma dönemindeki gücüne ulaşmasını sağlamasıydı.
    sık sık plato'nun devlet adlı eserini okuyup kendisine faşist düşüncenin temelini atıyordu tabi ki çok uzaklara gitmesine gerek yok faşist düşüncenin temeli i̇talyan (bkz:niccolo machiavelli) de yatıyordu. plato'nun devlet kitabı ordu kurmayı öneriyordu ama savunma için, devlet kitabı komünist bir özel mülkiyet önerirken, faşizm tam tersini öngörüyordu. mussolini plato'nun devlet kitabını anlamıştı fakat çok yanlış anlamıştı.
    mussolini almanya'nın arı ırk düşüncesine benzer bir düşünce geliştirip ülkenin ekonomisinin büyümesi için hayati yerleri çıkarmıştı. ona göre britanya'nın elindeki bazı topraklar i̇talya için hayati topraklardı. bu topraklar ekonominin ilerlemesi için şarttı ve bunlar roma i̇mparatorluğu zamanında i̇talya'nındı. şimdi de olabilirdi.
    (i̇leride bahsedeceğimiz hitler'in nasyonel sosyalist politikasına çok benzemektedir. hitler kesinlikle mussolini'den esinlenmiştir ama mussolini'yi daha sonra çok geride bırakmış mussoli'nin hayal ettiklerinin ötesine geçmiş ve tek tek eyleme dökmüştür)
    mussolini'ye göre i̇talya verimsiz ve işe yaramaz insanlarla doluydu bu işe yaramaz insanlar fazla kalabalık yapıyordu bunları da bu ülkeden acilen sürmek lazımdı.
    şimdi mussolini gözlerini slav halkına dikmişti.
    1920'deki konuşmasında "barbar slavlara hoşgörü göstermemeliyiz çok katı olmalıyız, 50 bin i̇talyan için 500 bin barbar slav'ı rahatlıkla feda edebiliriz demişti"
    mussolini'ye göre afrika'daki siyahilere de iyi davranılmamlıydı. onlar düşük ırktı. üstün olan ırk i̇talyan ırkıydı. dünya'da kesinlikle ırklaşma vardı ve üstün olan i̇talyan ırkı diğerlerinden faydalanmalıydı. düşük ırklar üstün i̇talyan ırkına hizmet etmeliydi.
    faşistler bir anda hem devrimci hem de gelenekçi olmuşlardı. i̇ki tarafın da sempatisini kazanıyorlardı. faşistler iki yıl içerisinde o kadar büyüdüler ki artık roma'daki bir kongrede nasyonel faşist partiyi kurdular. 1921'de de mussolini i̇talyan temsilciler derneğine ilk defa seçildi. hareket inanılmaz hızlı büyüyordu. şimdi artık eylem zamanıydı.
    (mussolini roma darbesinde)

    1922'de 27 ekim ve 28 ekimde 30. 000 faşist roma'ya liberal başbakan luigi facta'yı istifaya zorlamak üzere yürüdüler. i̇ndirip yeni faşist hükümeti kuracaklardı. yürüyüş öyle etkiliydi, faşistler öyle dehşet saçıyordu ki kral iii. victor emmanuel bile i̇talya'nın bu harekete engel olmayacağını düşünmüştü. öte yandan kral da zaten faşistlere sempati duyuyordu ona göre de ülkenin kurtuluşu liberallerde değil faşistlerdeydi. kral 28 ekim sabahı liberal başbakanın istifasına karar verdi ve mussolini'yi yeni başbakan yapıp faşist hükümetini başa getirdi. faşist hükümetten yeni bir koalisyon hükümeti kurmasını istedi.
    i̇şte şimdi taşlar yerinden oynayacaktı. tüm avrupa faşist kavramının ne demek olduğunu öğrenecekti.
    tüm bunlar yaşanırken, gelişmeleri dikkatle inceleyen bir de genç vardı. biraz uzaktaydı ama dersine iyi çalışıyordu... almanya'daki bu genç mussolini'nin darbesini 1 yıl sonra almanya'da deneyecekti herşey planına göre gidiyordu..
    devamı için (bkz:Dinleyin! II. Dünya Savaşında Oradaydım Tüm Bilinmeyenleriyle Anlatıyorum) ı bekliyoruz.
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.