insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1

insearchofsunrise Sözlük Seceresi

  • Deniz Aslanı Operasyonu

    deniz aslanı operasyonu, nazilerin i̇ngiltere'yi işgal planına verilen bir kod addır. bu plan alman hava kuvvetlerinin i̇ngiltere hava kuvvetlerine (kraliyet hava kuvvetleri) üstünlük kuramamasından ve hitler'in rotasını sovyetlere çevirmesinden dolayı ertelenmiştir.
    deniz aslanı operasyonu ile alakalı (bkz:dinleyin! ii. dünya savaşında oradaydım tüm bilinmeyenleriyle anlatıyorum) konusunun 22. bölümünden alıntı yaptığım kısmı sizlerle paylaşıyorum
    almanlar sürekli ingiltere’nin masaya oturacağını düşünüyorlardı ama bir türlü olmuyordu. en son şansları deniz aslanı adını verdikleri operasyondu. bu operasyonun sonucunda i̇ngiltere’nin işgal edilmesi planlanıyordu. ama generallere göre bu hiç de karlı bir operasyon olmayacaktı almanya’nın bunun için çok harcama yapması lazım çok efor sarfetmesi lazımdı. bu nedenle de hiçbir zaman bu plan devreye alınmadı hep bombardımanlarla i̇ngiltere’yi psikolojik olarak çökertmeye ve masada sonlandırmaya çalıştılar. belki de bu en büyük yanlışlarıydı. bugün bile birçok tarihçi eğer naziler bu operasyonu gerçekleştirselerdi de i̇ngiltere’yi işgal etselerdi ne olurdu acaba sorusunu sormaktadırlar. şu bir gerçek ki eğer operasyon gerçekleşse ve naziler başarılı olsalardı yeni dünya düzeni çok farklı olurdu abd dahi almanya ile masaya oturup ortak çıkar hesapları yapmak zorunda kalırdı.
    fakat başta luftwaffe’nin üstünlüğüyle başlayan hava savaşı süreç içerisinde el değiştirmişti kraliyet hava kuvvetleri luftwaffe’nin üstünlük kurmasına izin vermemişti. o dönemde kraliyet hava güçleri yeni yeni radar sistemlerini kullanmaya başlamıştı, alman uçaklarını 5 km öteden tespit edebiliyorlar ve buna göre önlem alabiliyorlardı. bu dünya tarihinde radarların kullanıldığı ilk savaş oldu. alman hava kuvvetli bir türlü üstünlük kuramıyordu.
    i̇şgal için hem hava kuvvetlerinin hem de donanmanın daha güçlü olması gerekiyordu, hava kuvvetleri bu şartı şu anda sağlamıyordu bu nedenle de deniz aslanı operasyonunu zaten ertelemek zorundalardı
    0 0
  • Britanya Savaşı

    Britanya Savaşı, Temmuz 1940'da başlayıp Haziran 1941'e kadar sürmüş olan savaştır. Alman hava kuvvetlerinin İngiliz hava kuvvetlerine karşı üstünlük kurma mücadelesidir. Britanya savaşı aktif olarak 1941'in Ekin sonuna kadar devam etmiş olsa da Haziran 1941'e kadar aralıklı olarak devam etmiştir. Özellikle Blitz dönemini de bu savaşa katarsak 1941'in Haziran'ına kadar kesinlikle devam ettiğini söyleyebiliriz. Britanya savaşı hakkında
    (bkz:Dinleyin! II. Dünya Savaşında Oradaydım Tüm Bilinmeyenleriyle Anlatıyorum) konusunun 22. bölümünden alıntı yaptığım kısmı sizlerle paylaşıyorum
    i̇şgal edilmiş fransa tamamen almanlara teslim olmuştu. limanlarında artık alman denizaltıları vardı. fransa ise antlaşması gereği donanmasını almanlara teslim etmedi. fakat hiç birşey daimi değildi her an her şey olabilirdi. almanya’nın kara ordusu zaten müthiş kuvvetliydi bir de fransa’nın donanmasını ele geçirirse eğer donanmayı da kuvvetlendiren almanya’nın karşısında kimse duramazdı.
    bu nedenle de i̇ngiltere, almanya’nın fransa’yı tamamıyla ele geçirmesini önlemek için 3 temmuz’da almanya’ya aktif savaş açtı. i̇şte bu şekilde britanya savaşı başlamış oldu. bu savaş tamamen hava kuvvetleri arasında gerçekleşen tek savaştı. kraliyet hava güçlerine karşı luftwaffe yani alman hava kuvvetleri. savaş alman hava kuvvetlerinin üstünlüğüyle başladı. luftwaffe resmen i̇ngiltere’ye kabus yağdırıyordu. öncelikle i̇ngiltere’nin portsmouth gibi önemli limanları bombalandı, ardından savaş uçağı üreten fabrikaları ardından siyasi korku yaratmak için politik noktaları. bu şekilde blitz dönemi başlamış oldu 1 sene boyunca hitler her gece londra’ya bomba yağdırdı. özellikle geceleri seçiyordu ki tüm i̇ngilitere halkını uykusundan kaldırıyor i̇ngilizleri metro istasyonlarında yatmaya mahkum bırakıyordu.
    resim: blitz döneminde metroda yatan i̇ngilizler

    fakat hitler’i̇n denediği her psikolojik savaş yöntemi başarısız oluyor i̇ngilizlerin savaş cesaretini kıramıyordu.
    hitler 19 temmuz’da “ben britanya i̇mparatorluğunu yıkmak istemiyorum. benimle barış yapın, pazarlığa oturalım” demişti ama i̇ngilizler bu ültimatomu da dinlememişlerdi. savaşmaya devam ediyorlardı. belki de bu tarih boyunca i̇ngilizlerin ön planda olduğu son savaş olacaktı. dünya’da satranç masasındaki insan olarak değil de satranç tahtasındaki bir taş olarak yönetmeyi son kez tecrübe edecekti.
    öte yandan almanlar donanmasal olarak ilginç bir şekilde i̇ngilizlere artık üstünlük sağlıyorlardı. özellikle fransız limanlarını kullanmaları i̇ngilizlerin atlantik’teki hakimiyetini bitiriyordu. alman denizaltıları tam bir baş belası olmuştu. almanlar sürekli ingiltere’nin masaya oturacağını düşünüyorlardı ama bir türlü olmuyordu. en son şansları deniz aslanı adını verdikleri operasyondu. bu operasyonun sonucunda i̇ngiltere’nin işgal edilmesi planlanıyordu. ama generallere göre bu hiç de karlı bir operasyon olmayacaktı almanya’nın bunun için çok harcama yapması lazım çok efor sarfetmesi lazımdı. bu nedenle de hiçbir zaman bu plan devreye alınmadı hep bombardımanlarla i̇ngiltere’yi psikolojik olarak çökertmeye ve masada sonlandırmaya çalıştılar. belki de bu en büyük yanlışlarıydı. bugün bile birçok tarihçi eğer naziler bu operasyonu gerçekleştirselerdi de i̇ngiltere’yi işgal etselerdi ne olurdu acaba sorusunu sormaktadırlar. şu bir gerçek ki eğer operasyon gerçekleşse ve naziler başarılı olsalardı yeni dünya düzeni çok farklı olurdu abd dahi almanya ile masaya oturup ortak çıkar hesapları yapmak zorunda kalırdı.
    fakat başta luftwaffe’nin üstünlüğüyle başlayan hava savaşı süreç içerisinde el değiştirmişti kraliyet hava kuvvetleri luftwaffe’nin üstünlük kurmasına izin vermemişti. o dönemde kraliyet hava güçleri yeni yeni radar sistemlerini kullanmaya başlamıştı, alman uçaklarını 5 km öteden tespit edebiliyorlar ve buna göre önlem alabiliyorlardı. bu dünya tarihinde radarların kullanıldığı ilk savaş oldu. alman hava kuvvetli bir türlü üstünlük kuramıyordu.
    i̇şgal için hem hava kuvvetlerinin hem de donanmanın daha güçlü olması gerekiyordu, hava kuvvetleri bu şartı şu anda sağlamıyordu bu nedenle de deniz aslanı operasyonunu zaten ertelemek zorundalardı.
    fakat yine de almanya psikolojik baskı yapıp blitz döneminde i̇ngiltere’yi bombalamaya devam etti. hitler, i̇ngiltere’nin hava kuvvetleri direncini bir türlü kırıp da ateşkese ikna edemiyordu. aslında bu nazilerin ii. dünya savaşındaki ilk büyük yenilgisi ve savaşın seyrini değiştiren ilk direnişti. keza bu direniş haziran 1941’e kadar sürdü. her ne kadar hitler kraliyet hava kuvvetlerini yok etmekten umudunu ekim sonu gibi kesmiş olsa da haziran 1941'e kadar blitz dönemini devam ettirdi, savaşı artık psikolojik oynuyordu. fakat bu da sonuç vermedi ve dışarıdan bir sovyet tehlikesi geliyordu. balkanlara inen bir sovyet tehlikesi... bu nedenle almanya haziran 1941'de elini eteğini i̇ngiltere'den tamamen çekmek zorunda kaldı.
    bu süre zarfında i̇ngilizler büyük başarılar elde ettiler. alman donanmasının şahı bismarckı 27 mayıs 1941’de batırdılar. aslında gemiyi i̇ngilizler batırmadı fakat gemiye o kadar zarar verdiler ki bismarck’ın mürettebatı gemilerin i̇ngilizlerin eline geçeceğini anladıklarını gemiyi kendileri batırdılar.
    bismarck’ın 2500 kişilik mürettebatından sadece 150 kişiye yakın bir kısmı sağ kalabilmişti. 2500’den fazla top mermisinin ve bazı güçlü torpidoların hedefi olmuştu. bu i̇ngiliz donanmasının en büyük zaferi ve savaşın dönüm noktasıydı. britanya savaşı i̇ngilizlerin üstünlüğü ile tamamlanmıştı.
    0 0
  • Blitz

    Blitz Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe'nin özellikle Londra ve diğer İngiltere şehirlerini Temmuz 1940 ile Haziran 1941 tarihleri arasında aralıksız her gece bombaladığı döneme verilen isimdir. Olay dahilinde 40 Binden fazla sivil ölmüş milyona yakın insan evsiz kalmıştır.
    (bkz:Dinleyin! II. Dünya Savaşında Oradaydım Tüm Bilinmeyenleriyle Anlatıyorum) konusunda 22. bölüm'den altıntıladığım bir Blitz dönemi açıklamasını sizlerle paylaşıyorum
    1 sene boyunca hitler her gece londra’ya bomba yağdırdı. özellikle geceleri seçiyordu ki tüm i̇ngilitere halkını uykusundan kaldırıyor i̇ngilizleri metro istasyonlarında yatmaya mahkum bırakıyordu.
    resim: blitz döneminde metroda yatan i̇ngilizler

    fakat hitler’i̇n denediği her psikolojik savaş yöntemi başarısız oluyor i̇ngilizlerin savaş cesaretini kıramıyordu.
    hitler 19 temmuz’da “ben britanya i̇mparatorluğunu yıkmak istemiyorum. benimle barış yapın, pazarlığa oturalım” demişti ama i̇ngilizler bu ültimatomu da dinlememişlerdi. savaşmaya devam ediyorlardı. belki de bu tarih boyunca i̇ngilizlerin ön planda olduğu son savaş olacaktı. dünya’da satranç masasındaki insan olarak değil de satranç tahtasındaki bir taş olarak yönetmeyi son kez tecrübe edecekti.
    fakat başta luftwaffe’nin üstünlüğüyle başlayan hava savaşı süreç içerisinde el değiştirmişti kraliyet hava kuvvetleri luftwaffe’nin üstünlük kurmasına izin vermemişti. i̇şgal için hem hava kuvvetlerinin hem de donanmanın daha güçlü olması gerekiyordu, hava kuvvetleri bu şartı şu anda sağlamıyordu bu nedenle de deniz aslanı operasyonunu zaten ertelemek zorundalardı.
    fakat yine de almanya psikolojik baskı yapıp bltiz döneminde i̇ngiltere’yi bombalamaya devam etti. hitler, i̇ngiltere’nin hava kuvvetleri direncini bir türlü kırıp da ateşkese ikna edemiyordu. aslında bu nazilerin ii. dünya savaşındaki ilk büyük yenilgisi ve savaşın seyrini değiştiren ilk direnişti. keza bu direniş haziran 1941’e kadar sürdü. ta ki almanya bombardımanı kesip hedefini sovyetlere çevirene kadar...
    0 0
  • ülkücülerin rusya yerine hollonda konsolosluğuna yumurta atması

    gerçekten büyük sıkıntı...
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    @bosveryaaa ve @DonQuixote ben nazarımızdaki kısmı bitirdim artık konu başlığı size emanet :)
    0 0
  • türkiye'nin ilk 5 ihracatçı firması

    Tim'in İhracat verileri ele alınmıştır
    1) tüpraş - 4,11 milyar $
    2) ford - 3, 70 milyar $
    3) oyak - renault - 3,52 milyar $
    4) vestel - 2,25 milyar $
    5) tofaş - 2,1 milyar $
    0 0
  • Türkiye'nin en çok ithalat yaptığı 10 ülke

    2014 tuik verilerine göre
    1) rusya
    2) çin
    3) almanya
    4) abd
    5) i̇talya
    6) i̇ran
    7) fransa
    8) g. kore
    9) hindistan
    10) i̇spanya
    0 0
  • Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı 10 ülke

    2014, tuik verileri alınmıştır

    1) almanya
    2) irak
    3) i̇ngiltere
    4) i̇talya
    5) fransa
    6) abd
    7) rusya
    8) i̇spanya
    9) birleşik arap emirlikleri
    10) i̇ran
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Yazımın sonuna geldim arkadaşlar, umarım birşeyleri anlatmış ve açıklayıcı olmuşumdur. Yazımda bazı kaynakları kullandım belirtmek isterim;

    1) bbc
    2) Dünya Gazetesi
    3) TUİK raporları
    4) Tim Raporları
    5) Prof. Dr. Recai Coşkun, Küreselleşme ve Uluslararası İşletmecilik, Adra Yayıncılık, (sf:52:74)
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    En çok ithalat yaptığımız 10 Ülke

    1) Rusya
    2) Çin
    3) Almanya
    4) ABD
    5) İtalya
    6) İran
    7) Fransa
    8) G. Kore
    9) Hindistan
    10) İspanya

    Burada bakın dikkatinizi birşey çekti mi? Japonya yok. Bu da Japonya'nın tekonoloji anlamında ne kadar geri kaldığını gösteriyor. G. Kore hem tüm bloklarla yaptığı ikili anlaşmalarla hem de üstün teknoloji üretimiyle devleşti. Karlılığı da yüksek.

    Birşeyin daha dikkatinizi çekmesi lazım. Hem de büyük bir şey
    İhracat ve İthalat yaptığımız ülkelerin dahil olduğumuz 3 ekonomik bloktaki ülkelerle alakası bile yok. İşte bu yüzden Türkiye dış politikası bu gidişle daha da kötüleşmeye mahkum. Bizim ithalat ve ihracat yaptığımız bu ülkelerle cross tarde (çapraz ticaretimizin) olduğu ülkelerle iş birliği yapmamız lazım, Nijerya, Malezya ile değil.

    Bu durumda açıkça görülüyor ki büyük ekonomiler değil yerel ekonomilerle yaptığımız anlaşmalar çok yanlış bir politika çünkü yerel eknomilerle ticaretimi yok. Ya ticaretimizi işbirliği yaptığımız ülkelere kaydırmalıyız ya da ticaret yaptığımız ülkelerle işbirliği yapmalıyız.

    Öte yandan Irak ve Suriye'de müthiş bir pazar oluşacak. Tüm dünya ülkeleri şu anda bu coğrafya'dan pay alma çabası içerisinde. Çin Irak'ın Güneyine şirket kurdu ve 10 bin personelini buraya gönderebilmek için burada havalimanı bile kurdu. Rusya, ABD, Fransa, İran, Çin hepsi bu topraklar altında yatan ve henüz çıkarılmamış yeni petrollerin peşinde. Önümüzdeki 50 yıl boyunca dünyanın ihtiyaç duyduğu petrolün Irak'tan karşılanacağını düşünürsek bu bölgeden pay alan geleceğin ekonomisine sahip olacak ülke demektir.
    Türkiye'nin uzun vadeli sanayi kalkınma planlarının olmadığını düşünürsek yapması gereken en mantıklı şey doğru yerde saf tutup bu 2 ülkede doğacak ekonomik çıkarlardan pay almak ve coğrafi konumunun avantajını kullanmak olacaktır. O iki ülke yeniden inşa edilmek zorunda sadece inşaatı için bile ihracat yapılsa bir ülke ihya olur. Tabi ki bu da geçici bir süre için geçerli kazanılan paranın acilen sanayiye yatırılıp kendi hammedelerimizle kendi kendimize bir şeyler üretip ihraç edebiliyor olmamız lazım ve bu şeylerin kesinlikle "hafif" olması lazım.
    0 1
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Türkiye'nin En Çok İhracat Yaptığı 10 Ülke (2014, tuik verileri alınmıştır)

    1) Almanya
    2) Irak
    3) İngiltere
    4) İtalya
    5) Fransa
    6) ABD
    7) Rusya
    8) İspanya
    9) Birleşik Arap Emirlikleri
    10) İran

    Bu tablo sizi yanıltmasın. Biz ne güzel ülkeler ihracat yapıyormuşuz demeyin ihraç ettiğimiz ürünler bize ait değildir. Sadece bizde birleştirilen ürünlerdir ve ihracatı yapanlar da genellikle yabancı şirketlerdir.
    Örneğin, ilk 10 ihracatçı şirketi inceleyelim
    1) Tüpraş
    2) Ford
    3) Oyak - Renault
    4) Vestel
    5) Tofaş
    6) Arçelik
    ...
    Toyota, İçdaş, Mercedes, Petkim diye gidiyor. (2013 verileri, TİM)

    Zaten ihracatımızın da 2014 yılında %20,4'ü otomotiv sektöründe,%12,5 'i kimyevi maddeler, %12,4'ü hazır giyim ve çelik.

    Baktığımız zaman hammedisi bizde olup da tamamen bizim tarafımızdan üretilen hiçbirşey ihraç edilmiyor sadece işgücü burada kullanılıyor ve sonra yine yabancı firmalar tarafından ihraç ediliyor. Öte yandan ihraç edilen malların ağır mal olması karlılığı azaltıyor. Bir çip, hafıza kartı, ram, cep telefonu ihraç eden G Kore ihracatında hafif ürün kullanması nedeniyle Türkiye'ye oranla aynı hacimden 2 kat daha fazla kar ediyor. Bu da Türkiye'nin son yıllarda aynı ihracat cirolarıyla %50 daha az kar etmesini sağlıyor dolaylı olarak bu da firmaların AR GE'ye bütçe ayıramamasıyla sonuçlanıyor. Çok kötü bir kısır döngünün içerisine girmiş durumdayız.
    Şimdi ithalat yaptığımız firmalara da bakalım
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Türkiye Dış Politikasını Nelere Göre Oluşturmalı?

    Demin anlattıklarımı okuyanlar mutlaka şunu düşünmüşlerdir. "Türkiye neden başarılı işbirliklerine dahil olamıyor?" Bunun cevabı aslında Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ve en çok ithalat yaptığı ülkelerde saklı. Eğer ithalat ve ihracatınızın fazla olduğu ülkelerle işbirliği içerisine girerseniz faydalı olur. Ama gidip de hiçbir ticaretinizin olmadığı Pakistan ile, Tacikistan ile işbirliğine girerseniz aynı blokta olmanızın hiçbir anlamı yoktur çünkü ticaretiniz yoktur. Şimdi türkiye'nin en çok ithalat ve ihracat yaptığı ülkelere bir bakalım
    0 0
  • D-8 Gelişmekte Olan Sekizler

    1997'de resmileşen bu birliğin kurucu üyeleri: türkiye, i̇ran, pakistan, bangladeş, malezya, endonezya, mısır ve nijerya'dır.
    d-8 kuruluş amacının demokrasi, eşitlik, adalet vb ilkeleri hayata geçirmek olduğunu belirtmiştir.
    çok verimsiz bir birliktir i̇ran hariç hemen hemen hiçbirisiyle ticaretimiz yoktur. öte yandan ülkeler coğrafik olarak birbirinden çok ayrı noktalardır. din üzerinde buluşmak da mümkün değildir, iran ve türkiye'nin islam uygulamaları anlayışı çok farklıdır
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • ECO - Economic Cooperation Organisation, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı

    eco bölgesel bir işbirliği amaçlayan bir örgüttür.
    kurucuları i̇ran, türkiye ve pakistan'dır. sovyetler birliğinin çöküşünün ardından 1992 yılında azerbaycan, kırgizistan, tacikistan, türkmenistan ve özbekistan da üye oluşlar daha sonra bunları afganistan ve kazakistan da izlemiştir.
    bu ülkeler arasında enerji transferi vb ticari ilişkiler için boru hatları, ticaret hatları gibi ticareti kolaylaştıracak yapılanmalar oluşturulması için fon da toplanmıştır. coğrafi olarak müthiş bir birliktir hepsinin birbirlerine kesintisiz sınırları vardır ve kültürel ve dini olarak birbirlerine çok yakınlardır. fakat bu işbirliği haliyle rusya'nın da çok hoşuna gitmemiş ve hiçbir zaman başarılı olamamıştır. eğer başarılı olsaydı turan'a kadar gidebilirdi.
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • Karadeniz Ekonomik İşbirliği - KEİ

    1992'deki i̇stanbul zirvesinde duyurulmuş, haziran 1998'de yalta'da imzalanmış 1999'da da yürürlüğe girmiştir.
    birliğin kurucu üyeleri: azerbaycan, bulgaristan, ermenistan, gürcistan, moldova, romanya, rusya, türkiye ve ukrayna
    diğer üyeler: arnavutluk, sırbistan ve yunanistan'dır
    örgit merkezi selanikte olan bir kalkınma bankası da açmıştır ama hiçbir zaman istenilen verimi verememiştir. yılda 2 kere konsey toplanır karar alınmaya çalışılır ama aslen verimsiz bir örgüttür.
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • Türkiye'nin Yer Aldığı Ekonomik Bloklar

    Türkiye tarih boyunca ekonomik bloklara dahil olmak için arayışlarda olsa da pek fazla başarılı işbirlikleri kuramamış, önceden imzalanan anlaşmaların da etkisiyle hep güçsüz ve çapraz ticareti olmayan ülkelerle işbirliği yapmıştır.
    Bu 3 blok şunlardır
    1) (bkz:Karadeniz Ekonomik İşbirliği - KEİ)

    2) (bkz:ECO - Economic Cooperation Organisation, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı)

    3) (bkz:D-8 Gelişmekte Olan Sekizler)

    Devamı İçin: (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Türkiye Hangi Ekonomik Bloklarda Yer Alıyor?
    Türkiye tarih boyunca ekonomik bloklara dahil olmak için arayışlarda olsa da pek fazla başarılı işbirlikleri kuramamış, önceden imzalanan anlaşmaların da etkisiyle hep güçsüz ve çapraz ticareti olmayan ülkelerle işbirliği yapmıştır.
    Bu 3 blok şunlardır
    1) Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ)
    1992'deki İstanbul zirvesinde duyurulmuş, Haziran 1998'de Yalta'da imzalanmış 1999'da da yürürlüğe girmiştir.
    Birliğin Kurucu Üyeleri: Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna
    Diğer Üyeler: Arnavutluk, Sırbistan ve Yunanistan'dır
    Örgit Merkezi selanikte olan bir kalkınma bankası da açmıştır ama hiçbir zaman istenilen verimi verememiştir. Yılda 2 kere konsey toplanır karar alınmaya çalışılır ama aslen verimsiz bir örgüttür.
    2) ECO (Economic Cooperation Organisation, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı)
    ECO bölgesel bir işbirliği amaçlayan bir örgüttür.
    Kurucuları İran, Türkiye ve Pakistan'dır. Sovyetler birliğinin çöküşünün ardından 1992 yılında Azerbaycan, Kırgizistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan da üye oluşlar daha sonra bunları Afganistan ve Kazakistan da izlemiştir.
    Bu ülkeler arasında enerji transferi vb ticari ilişkiler için boru hatları, ticaret hatları gibi ticareti kolaylaştıracak yapılanmalar oluşturulması için fon da toplanmıştır. Coğrafi olarak müthiş bir birliktir hepsinin birbirlerine kesintisiz sınırları vardır ve kültürel ve dini olarak birbirlerine çok yakınlardır. Fakat bu işbirliği haliyle Rusya'nın da çok hoşuna gitmemiş ve hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Eğer başarılı olsaydı Turan'a kadar gidebilirdi.

    D-8 (Gelişmekte Olan Sekizler)
    1997'de resmileşen bu birliğin kurucu üyeleri: Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya'dır.
    D-8 kuruluş amacının demokrasi, eşitlik, adalet vb ilkeleri hayata geçirmek olduğunu belirtmiştir.
    Çok verimsiz bir birliktir İran hariç hemen hemen hiçbirisiyle ticaretimiz yoktur. Öte yandan ülkeler coğrafik olarak birbirinden çok ayrı noktalardır. Din üzerinde buluşmak da mümkün değildir, iran ve türkiye'nin islam uygulamaları anlayışı çok farklıdır.
    0 0
  • ASEAN

    Hem amerika'da hem de Avrupa'da birlikler oluşturulmuşken gelişen Asya'da bir ekonomik blok oluşturulmama durumu bir eksiklik olurdu.
    Öte yandan Asya'da dönen ticaret hacmi diğer kıtalara göre çok daha yüksek bu da bu bloktaki ülkelerin bir ticaret antlaşması imzalama ihtiyaçlarını doğurdu. Aslen 1967 yılında kurulan Asean pek bir faaliyet gösteremedi. 1991 yılında ise Bruney, Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland, gümrük birliği anlaşması imzaladıklarını duyurdular ve bu şekilde faaliyet daha da arttı.
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  • Türkiye'nin Dış Politika Tarihi

    Asean
    Hem amerika'da hem de Avrupa'da birlikler oluşturulmuşken gelişen Asya'da bir ekonomik blok oluşturulmama durumu bir eksiklik olurdu.
    Öte yandan Asya'da dönen ticaret hacmi diğer kıtalara göre çok daha yüksek bu da bu bloktaki ülkelerin bir ticaret antlaşması imzalama ihtiyaçlarını doğurdu. Aslen 1967 yılında kurulan Asean pek bir faaliyet gösteremedi. 1991 yılında ise Bruney, Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland, gümrük birliği anlaşması imzaladıklarını duyurdular ve bu şekilde faaliyet daha da arttı.
    0 0
  • NAFTA

    NAFTA
    ABD'nin hem Kanada ile hem de Meksika ile ayrı ayrı serbest ticaret anlaşması bir adım ileri taşınmak istenince nafta doğdu. 1991 yılında Avrupa Birliğinin o dönemki başarısından etkilenen ABD, Kanada ve Meksika ile birlikte NAFTA yani Kuzey Amerika işbirliği antlaşmasını yürürlüğe geçirdi. Bu gelişmekte olan bir ülkenin gelişmiş ülkelerle imzaladığı antlaşmalara nadir bir örnektir. Keza NAFTA'nın ulaştığı tüketici sayısı ve ticaret hacmi AB'den daha yüksektir ve bu antlaşma doğrultusunda siyasi bir hedef hiçbir zaman alınmamıştır. NAFTA'nın avantajları da dez avantajları da vardır.
    NAFTA'nın avantajları ticaret hacminin genişlemesi ve ABD'nin ileride oluşabilecek işgücü ihtiyacını Meksika'dan karşılayacak olması olarak gösterilebilir. Fakat Meksika'yı ele alabilirsek Meksika yerel pazarının öldürülmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Ameriaklı Yatırımcıların ele geçirdiği bir ülke olma ihtimali çok yüksek. Keza Amerikalı yatırımcılar için ucuz Meksika işgücü çok önemli bir faktör olabilir.
    (bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.