Kesinlikle spartacus derim

Tarihin en sistemli soykırımlarindan birisidir. Amerika'nın uzun vadede önce katlet sonra haklar ver stratejisidir. Öyle de olmuştur. Bir ırkın kendini başka bir ırktan daha üstün görme durumudur.

harika bir yazı olmuş, eline sağlık hocam, keyifle okudum

Tasarımı da çok güzel

Bu nedir ya 6 doğru 6 yanlış.

IŞİD'den Fransa Saldırısı Hakkında Resmi Beyan Geldi

"Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla

Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. ama Allah'ın emri onlara ummadıkları bir yerden geldi. o, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri ibret alın. (haşr 2)

Allah azze ve celle'nin sebeplerini kolaylaştırdığı mübarek paris operasyonunda, Allah'ın yardım ettiği ve izzetli kıldığı bir grup hilafet askeri, rezillik ve ahlaksızlığın başkenti ve Avrupa'da (Paris) haçlıların bayrağını taşıyanları hedef aldı. Dünyayı arkalarına atmış ve düşmanlarının üzerine atılmış, dinine ve nebisi sallAllahu ve aleyhi ve selleme yardım etmek için Allah yolunda öldürmeyi tercih etmiş, düşmanlarının burnunu yerde sürtmüş ve Allah'a karşı sadık olmuş bir grup hilafet askerine Allah azze ve celle başarı nasip etti ve haçlıları kendi yurtlarında bunların elleriyle onların kalplerine korku saldı.

8 kardeş istişhad kemerlerini bağladıktan sonra ellerine otomatik silahlarını alarak başkent paris'te yerlerini dikkatlice belirlediler. Bunlardan biri haçlı almanya ve fransa futbol takımlarının maç oynadığı ve Fransa'nın geri zekalı başkanı Holland'ın da hazır olduğu bir top sahasında, bir diğeri; yüzlerce müşriğin toplandığı konferans salonunda yapılan ahlaksızlık konserinde gerçekleşti. Diğerleri ise 10. 11. ve 18. mahallede gerçekleşti. paris, eş zamanlı olarak mücahitlerin adımları altında sarsıldı. Ve paris'in caddeleri halkına dar geldi. bu operasyonda 200'e yakın haçlı öldürülürken 200'den fazla da yaralandı. Allah'a hamd ve şükürler olsun.

Allah azze ve celle kardeşlerimize minnette bulunarak bu başarılı operasyonu onlara nasip etti. Kardeşler kurşunları bittikten sonra istişhad kemerlerini haçlıların ortasında patlattılar. Allah azze ve celle kardeşlerimizin şehadetlerini kabul etsin ve bizleri de onlara kavuştursun.
Fransa ve onun yolunda gidenler bilsinler ki; onlar İslam Devleti'nin hedefinde kalacaklar. Haçlı koalisyonunda kaldıkları ve peygamber efendimize hakaret ettikleri, islam'la savaştıkları için, Fransa'da övündükleri, Paris'in caddelerinde ve kokuşmuş sokaklarında onlara hiçbir fayda sağlamayan uçakları islam devleti'nde müslümanları bombaladığı sürece burunlarından kan kokusu eksilmeyecektir. Bu operasyon gelecek operasyonların ilk damlası ve ibret alacakları bir uyarıdır.
Allah en üstündür.

Halbuki izzet, ancak Allah'ın, peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.

(Munafikun 8)"

Kaynak: http://www.tarihiolaylar.com/gundem/isid-den-paris-saldirisi-hakkinda-beyan-1049

En az 150 kişinin öldüğü ve 7 farklı noktaya düzenlenen Paris saldırılarının ardından bence artık gelişmeleri Fransa'da değil Suriye'de takip edeceğiz.
11 Eylül saldırılarının ardından önce Afganistan'a sonra da Irak'a giren Amerika'nın yaptığı gibi gelişmeleri ABD'den değil ortadoğudan izlemiştik.
Bugün de aynı sonucun çıkacağını düşünüyorum keza Hollande'nin "bu bir savaş sebebidir" demesi, bunun üzerine Putin'in de "Gelin işbirliği yapalım" demesi bunu gösteriyor.
Ama asıl amaç bence Rusya'yla işbirliği yapmak değil, şu anda Suriye'nin kontrolünü elinde bulunduran Rusya'dan o bölgenin kontrolünü geri almak. Fransa'nın elinde kuvvetli bir koz var artık. Geçerli sebepler doğrultusunda Nato'dan bağımsız olarak Suriye'ye savaş açabilir ve ABD ile birlikte bölgenin hakimiyetini Rusya'dan alabilir. Bu durumda ise Suriye'deki dengeler tam anlamıyla değişir. Bence Fransa saldırılarına en fazla üzülen kişi şu anda Başer Esad ve Putin'dir. Bundan sonra olacakları Fransa'da değil Suriye'de izleyeceğimize eminim. Biz de o müthiş jeopolitik konumumuzdan dolayı kurşunlar bombalar üzerimizden geçerken bu durumu seyredebiliriz. Savaş nerdeyse biz oraya hep komşu olduk zaten.

i̇talya bir hayli samimiyetsizmiş yalnız

Başın sağolsun kardeşim, malesef böyle bir ülkede yaşıyoruz...

Yeniçerilerin genç osmanı öldürmesi üzerine IV. Murad'ın amcası I. Mustafa tahta geçmişti. I. Mustafa'nın da akli dengesinin yerinde olmadığı savunulup tahttan indirilince 11 yaşındaki IV. Murad tahta çıktı. 1623 ve 1640 yılları arası IV. Murad'ın hüküm dönemiydi. IV Murad döneminde annesi Kösem Sultan'ın "saltanat naibesi" adı altında devleti yönetmesi ise tarihte ilk defa yaşanmış bir olaydı. 10 sene boyunca hüküm süren Kösem Sultan döneminde Osmanlı devleti hem içten çok karıştı hem de toprakları işgal edildi. 10 yıl sonra yeterli eğitimi görüp kendisini hazır hisseden IV. Murad başa geçmiş ve rüşvet vs gibi olayları devletten uzaklaştırmıştır. En bilinen özelliği alkol, kahve ve tütün yasağı koymasıdır. Bunun nedeni ise İstanbul'da büyük bir yangın çıkması ve araştırmalar sonucunda bu yangının sarhoş yeniçeriler tarafından çıkarıldığının belirlenmesidir. Meyhaneler ve kahvehanelerin de yeniçerilerin toplanma mekanı olması bunun ayrı bir nedeniydi.
IV. Murad diğer padişahlardan farklı olarak sarayda oturmaz halkın arasına karışır, meyhaneleri ve kahvehaneleri bizzat kendisi denetlerdi. Birçok yere baskın yapıp kapattırmışlığı vardır. Fiziki olarak oldukça kuvvetli olduğu bilinmektedir. Hatta bir rivayete göre askerin birini atıyla birlikte ortadan ikiye yarmıştır.
IV. Murad halk arasında sevilen bir padişahtı ve 1640 yılında İstanbul'da beklenmedik bir şekilde hastalanarak öldü.

Origami yapıştırıcı kullanmadan kağıt katlayarak cansız bir figür oluşturma sanatıdır. İsmi Japonca'dan gelmiş olsa da bazı kesimler kaynağının Çin olduğunu belirtmektedir.
Ben birkaç örnek paylaşacağım, siz de buldukça burada paylaşırsanız bir origami listesi oluşturalım burada.

Antik çağın yedi harikasından bir tek Keops piramidi kaldı.

Küba

Diriliş - Tolstoy
Biraz uzun ama harikadır. Tolstoy farkını hemen hissedersiniz.

Amerika'nın en sevilen 3 başkanından birisiydi bence en Abraham Lincoln'den sonra 2. sırayı da hakediyor.
Beni Kennedy suikastinden daha çok etkilemiş bir olay varsa o da Kanlı takım elbise olayıdır. Kennedy'nin eşi Jackie Kennedy o gün Kennedy öldükten sonra hemen Kennedy'nin yerine başkan olacak Lyndon Johnson'ın devir teslim törenine gitti. Ama üzerindeki Chanel marka pembe takım suikaste uğramış eşinin kanlarıyla doluydu.
Jackie Kennedy'e üzerindekileri değişmelerini söyleseler de o çıkarmadı. O Kennedy'i onların öldürttüğünü düşünüyordu ve "onların Kennedy'e ne yaptıklarını görmelerini istiyorum" diyerek çıkarmayı redderek kanlı takım elbiseyle törene katıldı. Olayın tamamı için http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/kanli-takim-elbise-1220

Rusya'nın yüz akıdır. Öncelikle şunu kabul etmek gerekirdi ki Tolstoy, Dostoyevski olmasaydı Rusya hakkında aklımızda kalacak tek şey kadınları olurdu. Bu nedenle tüm Dünya'ya Rusların da bir edebiyatı olduğunu ve hatta bunun çok ileri seviyede olduğunu belirten kimselerden birisidir.
Kendisine gelecek olacak;
Sarhoş bir babanın ve hasta bir annenin oğludur. İkisi de belirli bir zaman sonra ölünce öksüz bir hayat yaşamıştır. Mühendislik okumuş ama edebiyata merak sarmıştır. 1846'da ilk kitabını yayımlayan Dostoyevki bir ara politikaya da yönelmiş bu da devlet aleyhine propaganda yapmaktan dolayı on ay hapis yatmasıyla sonuçlanmıştır. On ay hapisin ardından kurşuna dizilmek üzere olan Dostoyevski son anda diğer arkadaşlarıyla birlikte affedilmiştir. (Kaderin tam bir oyunu)
Affedilmesinin karşılığı olarak verilen 4 yıllık cezaları da çeken Dostoyevski St. Petersburg'a dönüp yazmaya başladı. Bu sırada evlendi de.
Kumara düşkünlüğü tam bir illetti, kumarbaz adlı romanında zaten farkedersiniz.
Petersburg döneminde yazdıklarıyla bir anda dev bir isim oldu, şanı yürüyordu. 1881'de öldü ama tabutunun arkasından da 30 bin kişi yürüdü.
En bilinen eserleri şunlardır: Ezilenler (1861), Ölüler Evinden Anılar (1862), Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870, Ecinniler (1872), Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879)

Bazı insanları öldü zannedersin o hep sizinledir. Cem Karaca da öyle birisi işte. Yalnız zamanlarınızda sesiyle size eşlik eden bir sanatçı....

Cumali: Çok korkuyorum Eşkıya, beni bırakma çok.

Baran: Korkma! Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki o arı ben olacağım.

Eğer bir insan dinlere inanmıyorsa işte o zaman çok herşeyi ihtimalleriyle düşünmeye başlıyor. Aklını yitirmeye kadar gidiyor bu. Reenkarnasyon da bunlardan bir tanesi. Dini bütün insanlar için tartışılmayacak bir konu ama deistler için olabilir mi acaba? sorusunu sorduran ve üzerinde düşünmelerini sağlayan bir konudur.
Ben şahsen kendime şu soruyu sordum. Hadi reenkarnasyon var diyelim. Amacı nedir? Nietzsche'nin dediği gibi üstün ruha erişene kadar sınava tabi tutulacaksak tamam bir nebze kabul edilebilir. Hadi üstün ruh olduk diyelim sonra ne olacak? Cennete mi gideceğiz diyelim. Orada ne yapıcaz? Sonsuza kadar ağzından bal akan bir çeşmeden, tüm dünyevi zevkleri orada tatmaktan da hazımızı aldıktan sonra ne yapacağız. Sonu olmayan birşeyi düşünmek bazen cezbetmiyor ürkütüyor. Bu nedenle reenkarnasyon olsa bile daha büyük bir soru bütün bunların amacı nedir?

abi ne yaptınız siz ya? Bu fotoğraf koyulur mu başlığa, tüm American history x anılarım canlandı. Ne üzülmüştüm bu sahneye ya. Gerçekten konunun hakkını veren bir fotoğraf ama bizi de duygulandırdınız.