-
krallığın ve jirondenlerin bütün çabalarına rağmen savaş iki tarafın istediği sonucu da vermedi. gerek ordu ve subayların zayıflığı ve fransız ordusunun neredeyse dağılmış olması (askerlerin büyük bir kısmı yurtdışına kaçmıştı) gerekse de sosyal ve siyasal anlaşmazlıkların ordu içinde de baş göstermesi ile aristokrat ve vatanseverlerin ayrı düşmesi sonucu disiplinin sarsılmış olması, gerekse de generallerin beceriksizliği sonucu bozgunlar arka arkaya geldi. en sonunda yüksek rütbeli komutanlar, savaşı kazanmanın imkansız olduğunu söyleyerek kralı barış yapmaya ikna etmeye çalışıyorlardı.
tüm bu olanlardan sonra milliyetçi hareket güçlendi. aristokrasi ise kurtuluşu yabancıların işgalinde bekliyorlardı çünkü devrimin kendi ülkelerine sıçrama ihtimalini tamamen ortadan kaldırmak istiyorlardı. yurtdışında ki fransız göçmenleri de orduya alınarak kendi halkına karşı savaşa zorlanıyordu.
bu olaylar karşısında yurtseverlik duygusu güçlenen halk hareketi tekrar hız kazandı. jirondenler devrimin ilk zamanlarında eylemsiz insanları bile silahlandırmaya çalışırken artık şiddetten kaçınıyor, halk hareketine bile tereddütle yaklaşıyordu.
düşmanların fransız topraklarına iyiden iyiye yaklaşmış olması jakobenlerin aralarında ki ayrılığı unutarak birleşmek istemesine yol açıyordu. alt sınıflarla çıkarlarının çok farklı olduğunu anlayan jirondenler ise bu birleşmeye karşı çıktı. mecliste diğer kanadın istifası üzerine jirondenler kralla görüşerek tek başlarına iktidarı devam ettirdi. bu olay artık iyice azalan halkla ilişkilerini de tamamen bitirmişti. -
Güzel bir konuymuş fakat yazar baya ara vermiş sanırım
-
gecikme için özür dilerim. vizelerim bu hafta bitti. yazıyı da muhtemelen bu gece tamamlarım.
dük de brunswick yönetiminde ki prusya ordusu ile göçmenlerden oluşan ve başlarında conde'nin bulunduğu ordu harekete geçince 11 temmuz 1792'de yasama meclisi "vatanın tehlikede" olduğunu ilan etti. tehlike gerçektende kapıya dayanmıştı. dük brunswick, bizzat yazdığı bildiri de parisin işgal edileceğini söylüyor, karşı koyanlarınsa öldürüleceğini duyuruyordu. bunun yanında kraliyet ailesinden kimsenin kılına zarar gelmemesini söylüyordu.
ama bu saray ve çevresinin beklediği gibi bir etki yapmaktan çok uzakta kalmıştı. halkın daha da kızmasına sebep oldu. 10 ağusos 1792de ikinci devrim denebilecek büyüklükte sadece pariste de değil, bütün ülkede bir ayaklanma başladı. bu ayaklanmalar üzerine 1791 anayasası askıya alındı. paris seçim kurulu herkese seçim hakkı tanıdı. robespierre bu hareketi yönetiyordu ve isyan bir kez daha başarılı olmuştu. yeni bir anayasa hazırlandı ve kralın tüm yetkileri düşürüldü. kral ve ailesi "temple hastahanesin" kapatıldı. krallık ve krallıkla beraber feullantlar, zengin burjuvazinin bir kısmı ve krallıkla işbirliği içerisinde olan gruplar sahneden çekilmek zorunda kalmıştı.
yeni seçileceklerle birlikte yeni bir anayasa yapımı için "konvansiyon hükümeti" kurulması kararı alındı. fransız devrimi asıl şimdi gerçekleşmişti. halk siyaset'e doğrudan katılım sağlıyordu. daha halkçı bir hükümet ve daha demokratik(!) bir cumhuriyet kurulmuştu.
geçici bir yürütme kurulu seçildi. bu yürütme kurulu yasama meclisi tarafından seçilmişti. adalet bakanı dantonda kurulda görev alıyordu. yasama meclisinin son dönemlerinde komün* ile meclis arasında bir rekabet ortaya çıktı. sonunda meclis, komünü tanımak zorunda kaldı. meclis ile komün arasında ki bir denge olarak ortaya çıkan kişi dantondu ancak devrimci bir tutum takınan danton, komüne yakın duruyordu.
(*komün ya da asi komün: fransız devrimi sırasında ki paris komünü, 1789da kuruldu ama özellikle 1792-95 arasında paris hükümeti gibi görev yaptı. komün, 1792 yazında yasama meclisinden emir almayı reddedince asi komüne dönüştü.)
Bastille baskınından ve halk ayaklanmasından 3 yıl geçtikte sonra yani 1792de ülke de tam bir birlik sağlanamadı. güç üçe ayrılmıştı; komün, meclis ve yürütme kurulu. -
Hiçbir sınıf, parti ya da kişi tek başına iktidarı temsil etmiyor, genelde yukarıda ki 3 kurum kendi çıkarlarına göre karar almaya çalışıyordu.
böyle giderken komünün ısrarı sonucu karşı-devrimcilerin yargılanması için "cinayet mahkemesi" kuruldu. mahkemeyle birlikte iki günde şüphelilerde dahil 2000-3000 kişi pariste ki hapishanelere gönderildi. yeni bir ohal dönemi başlamıştı. jirondenlerin ileri gelenleri bile şehirden ayrılma planları yapıyordu.
2 eylülde paris ile sınır arasında ki son kale olan verdun'un kuşatıldığı haberi duyuldu. bu haber üzerine paris halkı verduna desteğe gitmeye hazırlanırken hapistekilerin ayaklanacağı dedikodusu yayıldı. abbaye hapishanesinde ki bazı rahipler, muhafızlar tarafından öldürüldü. esnaf, zanaatkar ve milli muhafızlar toplanarak carmes hapishanesini bastı ve oradaki rahip vs. kişileri de öldürdü. bunu takip eden günlerde la force, la conciergerie gibi hapishanelerde basıldı ve bu olaylar sonucunda 1000den fazla insan öldürülmüş oldu.
bu olay tarihe "eylül katliamları" olarak geçti. jirondenler iyiden iyiye korkmaya başlamış ve kendilerini de ciddi tehlike altında görmüşlerdi.
20 eylül 1792de, valmy muharebesi ile prusya ordusu ve fransa ordusu karşı karşıya geldi. bu savaşta fransızlar inanılmaz bir direnç göstererek üzerlerine ateş gibi yağan top ateşlerine karşılık yerlerinden dahi kıpırdamamışlardı.
prusya ve müttefikleri fransız devriminin kolay kolay yenilmeyeceğini anladılar. bu insanlar 1789da bir zafer, 1792de başka bir zafer kazanmışlardı ve şimdi bunlardan o kadar da kolay vazgeçemeyeceklerdi. bu fransa ve devrim için daha çok manevi bir zaferdi. prusya ordusu geri çekildi. daha sonra da yasama meclisi yerini konvansiyona bıraktı. -
konvansiyonun ilk icraati yeni bir anayasa oluşturmak ve 22 eylül de yeni bir cumhuriyet ilan etmek oldu. konvansiyonda ki iki grup arasında ki çekişmenin (yüksek burjuvaziyi temsil eden jirondenler ve halkı temsil eden montagnardlar) ilk kazananı jirondenlerdi. kazanan grup sık sık "üçler" denen grubun liderlerine karşı çıkıyordu (üçler: robespierre, danton, marat). bir bakıma onlara karşı güçlerini yokluyorlardı. bunlardan biri dantonun üzerine giderek, hesabını veremeyeceği bazı hesapları itiraf etmesini sağlamak olmuştu. bu dantonun ciddi bir miktar itibarını kaybetmesine neden olacaktı.
bu iki grup arasında ki çatışma hızla bir sınıf çatışmasına döndü ve arada ki iplerin tamamen kopmasını sağlayan son olay da kralın yargılanması süreci oldu. uzun bir soruşturmadan sonra kralın, düşman ile işbirliği içerisinde olduğu ortaya çıkınca davanın da sonuna gelinmiş oldu. kralın suçlu bulundu ve 21 ocak 1793te idam edildi.
bu olay tüm fransayı etkiledi. bunun dışında bütün avrupa genelinde de bir şaşkınlık yarattı. devrimci fransa ile ancien regime'e bağlı avrupa arasında ki anlaşmazlık, tıpkı jironden ve montagnard grupları arasında ki sorunlar gibi en üst seviyeye çıkmıştı.
bu olay avrupa'da fransaya karşı bir ittifak oluşmasını sağladı. avusturya ve hollandanın yanı sıra tarafsızlık siyaseti izleyen ingilizlerde bu ittifaka katıldılar.
Aslında bu savaşın asıl nedeni, Hollanda bankasına el konulması, ingiltere ile Fransa arasında son yıllarda iyice şiddetlenen yayılmacılığın yarattığı gerilimler gibi ekonomik sebeplerdi. Savaş kısa zamanda yayıldı, İspanya ve İtalya da müttefiklere katılmıştı daha sonra. Böylece isviçre ve iskandinav ülkeleri hariç bütün avrupa, fransa'ya karşı savaş ilan etmiş oluyordu. ülke içindeyse ciddi ekonomik bunalımlar yaşanmaya devam ediyordu. St. Just paranın değerinin düşürülmesi konusunda sık sık çağrı yapsa da pek umursanmıyordu. Halk arasındaysa açlık iyice artmıştı.
dışarıda bu 1. karşı devrimci koalisyona karşı fransa ilk anlarda başarılı olduysa da daha sonra bozguna uğramaktan ve rennes'den ötesini kaybetmekten kurtulamadı. bunun üzerine gönüllü askerlik adı altında 300.000 kişi toplandı. ama bu askerlerin toplanması vendee isyanına neden oldu. aslında bu gönüllü askerlik olayı bir aldatmacaydı, uzun süredir faaliyet yürüten rahip ve aristokratlar sonunda başarılı olmuşlar ve bir isyanı tertiplemişlerdi. ekonominin kötüye gitmesi, açlık ve sefalet, savaşların kaybedilmesi gibi başlıca nedenler halkın cumhuriyet rejimine karşı düşman olmasını hayli kolaylaştırmıştı. vendee ayaklanması başarılı oldu ve giderek şiddetlenmeye ve yayılmaya başladı. ekim ayına kadar bastırılamadı.
bütün bu gelişmelerle jirondenler ve montagnardlar arasında ki uçurum bir daha kapanmamak üzere açılmasına ve birinin artık tamamen yok olmasına neden olacaktı. jirondenler bir çok şehirde karşı devrimci faaliyet yürütüyorlar ve gizli işler çeviriyorlardı. en sonunda baştan beri hedefleri olan komüne saldırarak montagnardları iktidardan tasfiye edilmesini sağlamak için komünün kapatılmasını teklif ettiler ve ardından komün savcı yardımcısı Hebert'i yakalattılar.
iktidarı jirondenlerin aldığını fark eden jakobenler ise bir isyan düzenledi. bu isyana seçim komitelerinin yanı sıra komünden de destek veren birçok kişi onlara katıldı. jironden şeflerinin iktidardan düşmesini isteyerek meclisin etrafını sardılar. ama konvansiyon hükümeti bunu kabul etmedi ve isyan başarısız oldu. bunun üzerine pazar gününe denk gelen 2 haziran günü jakobenler tekrar bir isyana kalkıştılar ve bu sefer 80.000 kişi ile meclisi tekrar kuşattılar. başta bu isyana da karşı koyulduysa da topçuların toplarının başına geçmesi emri üzerine yapılacak bir şey olmadığını anladılar. 29 jironden milletvekili ve iki bakanın yakalanması emri verildi. böylece jirondenler ve montagnardlar arasında ki mücadele bitmiş, jirondenler tamamen silinmişti. -
3 haziran 1793te büyük toprak sahiplerinin arazilerini köylülerin, parasını daha sonra ki 5-10 yıl içerisinde ödemesi koşuluyla satın alabilecekleri bir kanun çıkarıldı. bir toprak reformuydu bu. daha sonra konvansiyon vakit kaybetmeden asli görevini yerine getirerek 24 haziranda yeni anayasayı çıkardı. bu 1793 anayasası siyasi bir demokrasi rejiminin temel hatlarını belirliyordu.
jirondenler bu süreçte yine bir isyana kalkıştı ancak konvansiyon hükümeti bu isyanı çok şiddetli bir şekilde bastırarak karşılık verdi. ispanya, normandiya gibi sınırlarda ise cumhuriyet ordusu sürekli geri çekilmekteydi. 1793'te marat'ın bir kadın tarafından öldürülmesi, beklenmedik bir sonuç doğurdu ve montagnardların güç kazanarak yeni bir devrimci sıçrama yapmasına olanak verdi. bunun sebebi maratın halk arasında çok sevilmesi ve ölümünden sonra mirasının sahiplenilmesiydi.
daha sonra kamu güvenliği komitesi de yenilendi ve danton komiteden atıldı. sonraları bu komiteye robespierre de alındı. anayasa henüz yürürlülüğe girmemişti. daha sonra bir kuraklık baş gösterince tekrar başlayan isyanlar da toulon'un kral taraftarları tarafından ingilizlere teslim edildiği haberi gelince jakobenler artık harekete geçmeye karar verdiler.
bir süredir baskıyla tutulan halk galeyana geldi. bu sefer işçiler komünden ekmek istemek için bir araya geldiler. komün ise, ertesi gün toplanmalarını ve bu isteklerini konvansiyona kabul ettirmelerini söyledi ve bunun için zor da olsa ikna etti. ertesi gün işçiler, pariste kalabalık gruplarla yürüyüşe başladı. bu yürüyüşler sonucunda konvansiyon isteklerine boyun eğdi. bunun yanı sıra konvansiyondan bir de şüpheli görülenlerin yakalanması kararı çıktı ve 5-6 bin kişilik bir devrim ordusu kurulması kararı çıktı. halk hareketi büyük bir başarı daha kazanmıştı.
ekim ayında davalara başlandı. fransız devriminden yaklaşık 70 yıl sonra charles dickens tarafından yazılan "iki şehrin hikayesi" kitabında anlatılan korkunç terör günleri başlamıştı. önce jirondenler ve marie antoinette mahkemeye verildi. önce 16 ekim günü kraliçe marie antoinette giyotine yollandı daha sonra 21 kişilik jironden grubu idam edildi. bunların yanı sıra hapishanede ki mahkum sayısı hızla artıyordu. karşı-devrimcilerin yargılandığı ve giyotine yollandığı bu döneme "terör dönemi" adı verilmişti. rennes ve nantes gibi fransız şehirlerinde ki asiler de kimlikleri tespit edilir edilmez idam ediliyordu. hatta nantes şehrinde mahkeme bile yapılmadan, devrim ordusu tarafından birçok kişi loire nehrinde boğularak infaz edildi. 1793 sonları ve 1794 başlarında yaklaşık 3 bin kişiden oluşan rahip, kralcı vs. suçalamalarıyla giyotine gitti ya da yargılanmadan infaz edildi. halk adalet komisyonu yerine kurulan devrim komisyonu, 1667 kişi hakkında idam cezası verdi ve giyotine göre daha hızlı olan kurşuna dizme yöntemi ile infaz edildi. -
5 ekim 1793te, devrim için ölenlere tören düzenlenmesinin yanı sıra, kilise çanlarının silah sanayisinde kullanılmak için sökülmesi, rahipler anayasasına yemin etmiş olan birçok rahibin kralcı oldukları gerekçesiyle ücretlerinin kesilmesinin önerilmesi gibi durumlarda hristyanlıktan uzaklaşılmasına yol açtı. ve bu durumun en somut kanıtı ise "devrim takviminin" kabulü oldu.
bazı derneklerde, din kastedilerek batıl inançlar yerine ulusal ibadetleri yerine getirme gibi din karşıtı kararlar alındı. ekimde fouche kilise dışındaki her türlü ibadeti yasakladı. cenaze alayları ve mezarlıklar sekülerleşerek biraz daha dinden arındırıldı. somme'da pazar günü ayini yasaklandı. bir başka yerde ise değerli ve altından olan eşyalar batıl inançların, cehaletin simgeleri olarak suçlandı ve devlet hazinesine kazandırıldı. hatta bazı yerlerde rahiplerin evlendirilmesi bile konuşuluyordu.
daha sonra kilise dışında ki dini törenlerin yasaklanması olayı tüm ülke geneline yayıldı. bunun yanı sıra konvansiyon tarafından, halka "katolik inancından vazgeçme hakkı" tanındığı duyuruldu. bunun gibi olaylar hristiyanlığın popülaritesini gittikçe düşürdü.
daha sonra dini kurumlara ayrılan bütçenin kaldırılması gibi öneriler meclisden onaylanarak geçti. paris piskoposu gobel görevini bırakmak zorunda kaldı. eskiden piskoposluğu temsil eden notre-dame kilisesi bir tür rasyonalite, sekülerizm mabedi gibi bir hale büründü. daha sonra neredeyse fransa genelinde ki tüm kiliseler bu rasyonalite ve sekülerizm mabedi durumuna girecekti. daha sonrasında ise komün bu gerçeği kabul ederek kiliselerin kapatılmasına karar verecekti.
bu olayların halk içinde ki yanılsamaları da çok geçmeden ortaya çıkıyordu tabii ki. özgürlük ve devrim uğruna ölenler için yapılan törenlerin niteliği de değişti ve eski dini törenlerin gösterişi bu yeni törenlerde de görülmeye başladı. bunun yanında korolar da daha düzenliolarak ortaya çıkmaya başlamıştı. -
Ancak tüm bu gelişmeleri durdurmak için harekete geçenlerde vardı. konvansiyon, bir milletvekilinin "hiçbir dine para harcanmaması" önerisini hemen kabul etmek yerine bekletmeye karar verdi. robespierre bu "dinsizleşme" sürecini, kendilerini destekleyen ama inançlı birer hristiyan olan fransızların gözünü korkutacağını ve kendilerinden uzaklaştıracağını düşünüyordu. dinine bağlı halk kitlelerinin, cumhuriyet rejimine karşı bir cephe almasını sağlayacak siyasi bir hata olarak görüyordu bunu.
daha sonra konvansiyon tekrar din ve inanç özgürlüğü kanununu kabul ettiyse de resmi dine karşı yürütülen kampanya fransanın çeşitli bölgelerinde devam etti ve kapatılan kiliselerden sadece bir kısmı tekrar açıldı.
bu gelişmelerin yanı sıra ordunun modernizasyonu sağlanmıştı ve ordu da bir düzene girmişti. eğitimli subaylar işbaşı yapmış, silah fabrikaları ve dökümhaneler geliştirilmişti. bu gelişmelerin ilk sonucu 1793 sonbaharında görüldü. lyon, toulon ve en sonda vendee de ordu bütün isyancıları yenilgiye uğratmış ve isyanı bastırmıştı.
(vendee isyanıyla ilgili ek bilgi: bu olay ilk modern soykırımdır ve fransız arşivlerinde durmaktadır. daha detaylı bilgi için http://tr.wikipedia.org/wiki/Vendee_isyan%C4%B1)
kaos döneminin yavaş yavaş sona ermesiyle ve düzenin tekrar tesis edilmesiyle birlikte konvansiyon üzerinde gücünü ve denetimini kaybeden devrim hükümeti, dantonun başını çektiği ılımlılar ve radikal sol grupların muhalefetine hedef olmaya başladı. 93 sonu ve 94 başında karşılaşılan ekonomik sorunların yanında demokrasiye getirilen çeşitli kısıtlamalarda devrim hükümetinin arkasında ki halk desteğini önemli ölçüde azalttı.
sokaklarda ki çatışmaların tekrar şiddetlenmesi üzerine, devrim hükümeti önce radikal sol grubun önderlerini daha sonra da ılımlı kanadın önderlerini sert yöntemler kullanarak tasfiye etti. bunun sonrasında bu baskıcı tutum halk hareketinin sinmesine yol açtı ve devrimci hükümetin arkasında ki o "devrim çoşkusunun" kaybolmasına neden oldu. çeşitli komiteler arasında ki anlaşmazlıklar baş göstermeye başladı. temmuz 1794te konvansiyon hükümetinde ki çeşitli muhalefet grubundan kimseler kendi aralarında anlaşarak hiç beklenmedik bir şekilde robespierre ve yoldaşlarını tutuklayarak giyotine gönderdi. -
bu da yazımın son kısmı. bitirebildim sonunda, bazı hatalarım eksikliklerim vs. olduysa affola. gözümden kaçmış olabilir, onun dışında herkese keyifli okumalar.
devrim takvimine göre "thermidor" ayında gerçekleştirilen darbeyle birlikte yeni bir dönem başladı. bu dönemde meclise "seçkinler" diye adlandırılan yeni varlıklı çevreler egemen oldu. güdümlü ekonomiye son verilmesi üzerine iyice yükselen enflasyon ve vurgunculuk 1794-1795 yılında yoksulluğu dayanılamaz boyutlara getirdi. yeniden ayaklanarak ekmek ve iş isteyen paris halkınaysa bu sefer şiddetle karşılık verildi.
ancak bu olayların yanı sıra cephe de cumhuriyet orduları başarı kazanmaya devam ediyordu. cumhuriyet orduları hollandanın büyük bir kısmını ele geçirmişti. birinci koalisyonun dağılmasıyla da prusya, hollanda ve ispanya ile barış yapıldı. ancak yeni hükümetin benimsediği yayılmacı politikadan dolayı ingiltere-avusturya ittifakı giderek güçlendi ve savaş devam etti.
1795 ortalarında devrimin kazanımlarının bir çoğunu ortadan kaldıran "iii. yıl anayasası" kabul edildi. bu anayasa muhafazakar bir çizgiyi temsil ediyordu ve yürütme yetkisi "direktuvar meclisine" bırakıldı. böylece konvansiyon da ortadan kalkarak yerini direktuvar meclisine bırakmış oldu. halkın ve eski burjuvazinin de yönetim dışında kalmasıyla, bu yeni direktuvar rejimi dar bir toplumsal temele dayanıyordu. ve bu durum büyük bir hoşgörüsüzlük ile karşılaştı. 1796 yılının başlarında eski anayasaya dönülmesini amaçlayan babeufçular ve jakobenlerin ayaklanma girişimleri bastırıldı.
bu olay sonucunda direktuvar rejimi daha sağa kaymış oldu. ekonomik sistemin iflas etmesiyle birlikte kriz iyice derinleşti. direktuvar bu krizler nedeniyle gittikçe güçsüzleşip, otoritesini yitirirken, cephede zafer kazanan büyük komutanların otoritesi artmaya başladı. italya'ya yaptığı seferde avusturyayı dize getiren bir komutan bir adım daha öne çıkmıştı. bu komutan Napoleon Bonaparte idi. ve bu kazandığı savaşın koşullarını meclise bağlı olmadan kendisi belirleyecek kadar bağımsız bir güç kazanmıştı.
ekonomik krizin aşılabilmesi için girişilen yayılmacı politikalar ve napoleon'un mısır seferi ingilterenin başını çektiği ikinci koalisyonun doğmasına neden oldu. 1799 yılında arka arkaya gelen ağır yenilgiler üzerine jakobenler tekrar güç kazanmaya başlamıştı. ve cumhuriyetçi grupların tekrar yönetimi ellerine alarak direktuvarı dağıtması bu yeni "seçkin burjuvaziyi" korkutmuştu ve bunun sonucunda napoleon'a tam destek vermişlerdi. napoleon, yeni anayasanın kendisine verdiği "göstermelik sistem" çerçevesinde i. konsül seçilmişti ve tüm yetkileri elinde topladı. böylelikle fransız devrimleri süreci bitmişti ve imparatorluk süreci başlamıştı.
kaynaklarım: halkların dünya tarihi-neil faulkner, 1793 devrimi-victor hugo, çeşitli viki sayfaları, -
bu döneme neden aydınlanma devri dendiğini alın illuminati başlığına ekleyin.
Bu konuda 2 sayfada toplam 20 adet üst yorum vardır.