• avrupa ve batı dünyasını belki de temelden sarsıp, değişen devrimdir. öncelikle yazacağım şey uzun olduğu için tamamını bugün yazabilir miyim bilmiyorum. burada ilk olarak devrime dair biraz daha özel tanımları vs. vereceğim. kalan kısmını da tamamladıktan sonra girerim buraya.

    önemli kişiler (burada dönemin kralı, voltaire, rousseau gibi çok bilindik kişilerden ziyade politik grupların önderlerini vs. vermeyi tercih ediyorum. daha sonra eklemek isteyen olursa bunları da ekleyebilir.)

    georges danton: monarşinin yıkılıp birinci cumhuriyetin kurulmasında rol oynayan devrimci önder ve hatip. bir dönem adalet bakanlığı, kamu güvenliği komitesi başkanlığı gibi önemli görevlerde bulundu. radikallere karşı ılımlılarının yanında yer alması robespierre ile arasının açılmasına neden oldu ve konvansiyona şiddetle muhalefet edince de giyotin onun için kaçınılmaz oldu. daha sonraları seveni kadar sevmeyeni de çok olacak, devrime ihanet ile suçlanacaktı.

    jean paul marat: jakobenlere yakın olan montagnard grubuna mensup siyasetçi, doktor ve gazeteci. bir ara tutuklanıp idama mahkum edildikten sonra kaçıp, mücadelesini sürdürüyor. daha sonra kurulacak olan konvansiyon da üye olarak görev almış ve çeşitli reformları savunup, karşı devrimcilerin idamını istemiştir. jakoben - jironden çekişmesinde yine jakobenlere yakın oldu. jirondenler tarafından yargılanmak üzere devrim mahkemesine çıkarak kendini çok iyi savunması üzerine müthiş bir üne kavuştu ve halkın en benimsediği isimlerden birisi oldu. daima en radikal isimlerden birisi olan ve şiddetten çekinmeyen marat, bu şiddet ortamının daha fazla yükselmemesini ve barış gelmesini isteyen bir kadın tarafından, şiddet ortamını ateşlediği gerekçesi ile öldürüldü.

    luis de saint-just: devrim sırasında sorumluluk almaktan kaçınmayıp, bir ulusal muhafız birliğinde komutanlık görevi üstlendi. daha sonra belediye meclis üyesi oldu. 1792'de konvansiyon'a seçilerek radikal Montagnard grubunda yer aldı. robespierre'in sağ koluydu ve ona daima sadık kaldı. kamu güvenliği komitesi ve konvansiyon başkanlığına seçildi. başkanlığı sırasında karşı devrimcilerin yağmalanan mallarının yoksul halka dağıtılması gibi önemli bir karar aldı. daha sonra robespierre ve diğer yoldaşlarıyla birlikte giyotine gitti.

    joseph fouce: yerel jakoben kulüplerinden birine katıldı ve olduğu yerde başkan seçildi. başlarda jirondenlerden taraf olduysa da daha sonra Montagnard grubuna kaydı. lyon'daki büyük bir isyana katıldı ve örgütleme safhasında önemli görevler aldı. 94te katıldığı konvansiyonda jakoben grubunun başına geçti ama robespierre'in rahat vermemesinden dolayı ayrıldı. daha sonra robespierre'in devrilmesinde önemli bir rol oynadıktan sonra direktuvar döneminde yine jakobenler içinde yer aldı.

    Jacques Pierre Brissot: jirondenlerin meclis içerisinde ki sözcüsü ve en önemli isimlerden birisi. ancak krala yakın olması ve monarşiden bir türlü kopamaması sonunu hızlandırdı. jakobenlerle sürekli bir tartışma içerisinde olmuştu. robespierre en büyük rakibiydi ancak onun yıkılışını göremeden giyotine gitti.

    devrim içerisinde aktif olarak mücadele veren gruplar (bunları vikiden alıntılıyorum direkt olarak. merak eden varsa oradan inceleyebilir.)

    Feuillants, jirondenler - Jakobenler - Montagnardlar - Hébertistler - Club des Cordeliers


    devrime dair birkaç kavram:

    ancien regime: eski krallık rejimi.
    direktuvar dönemi: Direktuvar. Fransız Devrimi'nden sonra meydana gelen yönetim şeklidir. Yaşlılar meclisi ve 500'ler olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Yaşlılar meclisinde yasama yetkisi yoktu. Bunu 500'ler yapabilirdi, ancak asıl güç direktörlerdeydi. 5 tane direktör vardı ve 4 yıllık süre içerisinde 13 direktör görev yaptı. İlk beşinin isimleri Louis-Marie de la Revellière, Etienne-François le Tourneur, Jean François Rewbell, Barras ve Lazare Carnot'du. Bu rejim Napolyon tarafından yıkıldı. (viki.)
    konvansiyon hükümeti ya da ulusal konvansiyon: en özet haliyle devrim sırasında ülkeyi yöneten, kralı vs. yargılayan fransız ulusal meclisi. çok daha detaylı tamamını buraya yazamayacağım için böyle kısa tuttum. internetten araştırılabilir.
    etats-generaux: genel meclis.
    tiers-etats: halk meclisi.

    bir de kısaca devrim öncesi fransız ekonomisini anlatacak olursam:

    ekonomik durumu kendi çağdaşlarına göre iyi sayılsa da kendi içinde önceye göre bir hayli gerilemişti. köylerde hayatın giderek zorlaşması, şehirlere göçü arttırmıştı. bu da doğal olarak tarımın düşmesi gibi uzun vadede ciddi sorunlara yol açacaktı. bunun yanı sıra kalabalıklaşan şehirler de insanlar yemek bulamayacak hale gelmiş küçük homurdanmalar başlamıştı. bunun yanında işsizliğin artması üzerine vergi ödemelerinde ki aksamalarda hazineni gelirlerine ciddi bir zarar vermişti. eh bir de savaşların uzaması ve istenilen sonuçların alınamaması hazineye ciddi zarar vermişti.

    tabi bir de bunun yanında yedi yıl savaşlarında fransanın neredeyse tüm kolonilerini kaybetmişti. ingilizlerin bu savaşın masraflarını kolonilerden çıkarmak için yeni ve ağır vergiler almaya başlaması kolonilerde bağımsızlık savaşına (amerikan bağımsızlık savaşı) yol açmıştı. fransanın bu savaşta kolonileri desteklemesi de ciddi mali sorunları doğurmuştu.

    ilk kısımı bu kadar tutuyorum, diğer kısımları da yazdıkça ekleyeceğim. yanlış olan kısımları uyarırsanız düzeltirim.
  • Yeni bir yazı dizisi basliyor sanirim heyecanla bekliyoruz @DonQuixote
  • Eline sağlık @DonQuixote devamını heyecanla bekliyoruz
  • @DonQuixote hocam kritik bir olaydan başlamışsın. Buradan sanayi devrimine oradan Karl Marx ve Marksizm akımına oradan da Leninizm ile birlikte Bolşevik ihtilaline bağlarsan eğer harika bir yazı dizisi olur. Böyle birşey yapabilirsen de farklı bir başlıkta yazı dizini devam ettirmeni öneririm...
  • 1789 devrimi temelde güçlenen burjuva sınıfının geniş halk yığınlarının da desteğini arkasına alarak feodal monarşiyi yıkmak için harekete geçmesiyle gerçekleşti. tabii bu devrim, diğer krallık rejimleri için doğal bir korku kaynağı olmuş, devrimin kendi ülkelerine sıçraması korkusundan dolayı diğer ülkelerin, devrimi takip eden yıllarda fransaya karşı bir tutum takınmasına neden olmuştu.

    devrime kadar olan süreçte birçok ekonomik ve sosyal gelişme yaşanmıştı. Ancien Regime'in (eski krallık rejiminin) mutlakiyetçi, baskıcı ve feodallere tanıdığı ayrıcalıklar halkın tepkisine yol açmış ve geri dönülemez bir süreci başlatmıştır. giderek güçlenen, siyasal alanda söz hakkı olmayan ve söz sahibi olmak isteyen burjuvazi ise bu geri dönülemez süreci hızlandırmıştı. feodalite karşısında halkın en alt kesimlerine göre daha örgütlü olan burjuvazi, feodallere karşı verilen mücadele de önder sınıf olarak öne çıkmıştı. tabii halkında desteğini arkasına alıp, bu dağınık halk yığınlarını örgütlü bir güç haline getirmesi sadece fikren değil somut olarakta güçlenmesini sağlamıştı.

    bu süreci hızlandıran ve kitleleri yönlendirme de muazzam rol oynayan bir diğer olay ise aydınlanma felsefesinin hızla yaygınlaşması ve fransız düşünürlerde de vücut bulmasıdır. rousseau ve voltaire gibi devrime müthiş teorik katkılarda bulunan filozoflar aklın ve bilimin, bireysel ve toplumsal hakların her şeyden üstün tutulması gerektiğini savunuyorlardı. bu ilkelerle birlikte hızla eşitlik, özgürlük ve milliyetçilik düşünceleri güç kazandı.

    burada ek olarak, amerikan bağımsızlık savaşının başarıya ulaşması ve ardından amerikan bağımsızlık bildirgesi gibi temel insan haklarının esas alındığı bir bildirgenin yayınlanmasının da ciddi katkısı vardır.

    bu kısım da devrim öncesi fransanın sosyal durumuyla ilgili kısımdı.

    bundan sonrasında devrimin gelişini vs. yazacağım. aslında ayrı ayrı yazmak istemiyordum ama hem okunma zorluğu olmaması açısından hemde bazı kişisel problemlerimden ötürü böyle yapmak mecburiyetindeyim. keyifli okumalar.
  • Avrupada ki güçleri denge de tutmak isteyen ve gittikçe güçlenerek yayılmacı bir politika izleyen İngilizleri durdurmak Kral Louis'in temel hedefiydi. ancak bu temel hedef yedi yıl savaşlarında ki (1756-1763) ağır kayıplarla büyük zarar görmüştü. bir süre sonra başlayan amerikan bağımsızlık savaşıysa halkı heyecanlandırarak, bir isyan ve kurulu düzene başkaldırma fikrini güçlendirmişti.

    bu yaşananlar kralın, halk içinde ki desteğini iyice azaltacaktı. bunun yanına bir de maddi olarak kötü bir durumda olan ülkede vergi reformuna gitme önerisi 1787 de soyluların, ruhban sınıfın ve yüksek yargıçların katılımı ile toplanan "ileri gelenler meclisinde" reddedildi. otoritesini neredeyse tamamen kaybeden kral louis etats-generaux'yu (genel meclisi) toplamak zoruında kaldı. denetimin neredeyse tamamen kaybedildiği kırsalda ise köylü isyanları patlak vermeye başlamıştı. bu sırada, 1789 da isyanların en doruğa ulaştığı zamanda "etats-generaux" toplandı.

    kral, genel meclisi oluşturan meclislerin aynı anda değil de, ayrı ayrı toplanmasını istiyordu (genel meclisi oluşturanlar; halk meclisi, soylu meclisi, ruhban sınıfının meclisi). bu meclislerden birisi olan tiers-etats (halk meclisi, halkın soylular ve din adamlarından sonra kalan tüm sınıfları bu mecliste temsil ediliyordu ancak kalabalık tabii ki burjuvazinin elindeydi) bunu kabul etmedi ve 17 Ağustos 1789 da kendini "ulusal meclis" olarak ilan etti. bu meclis daha sonraları "kurucu meclis" ismini alacaktı. kralın zorla dağıtmaya çalıştığı bu meclisi halk çoktan benimsemişti. bu dağıtma girişimi sonucunda iyice galeyana gelen halk Ancien Regime'in sembolü olarak görülen Bastille hapishanesini zapt etti.

    1789-1791 arasında geçen dönemde başkent dışında ki kentlerde resmi görevliler uzaklaştırıldı ve yeni meclise bağlı yerel yönetimler oluşturuldu. köylülerin silahlanması, yıllardır kanlarını emen feodallerin de sonunu getirmişti. son zamanlarda iyice azalan kırsalda ki soylu egemenliği de bu olaylarla fiilen yıkılmış oldu. daha sonra 4 ağustosda kurucu meclisin aldığı karar ile de feodallerin bütün hak ve ayrıcalıkları kaldırıldı. böylelikle feodalitenin tasfiyesi sağlanmıştı. 2 kasımda kilise malları satışa çıkarıldı. buna benzer bir çok kararla ekonomi düzeltilmeye çalışıldı.

    eylül 1791 de yeni anayasa kabul edildi ve ulusal egemenlik ile güçler ayrılığı ilkesine dayalı meşruti monarşiye geçildi. 1 ekim 1791 de kurucu meclis yerini yasama meclisine bıraktı.
  • Yasama meclisinde 745 milletvekili vardı. Bunlar ana hatlarıyla iki gruba ayrılmıştı. sağcı grup "feullant" adı verilen bir kulübe üye 246 milletvekilinden oluşuyordu. bu grup ne mutlak bir krallığa razı oluyor ne de tam bir demokrasiyi savunuyordu. 1791 anayasasına dayalı meşruti monarşiyi destekliyorlardı. kendi içlerinde "lameth" ve "la fayette" olarak ikiye ayrılmışlardı.

    solcu grup ise jakobenler olarak bilinen bir kulübe üye 146 mv.den oluşuyordu. bunlarında içinde çeşitli hizipler bulunuyordu. jakobenlerin çoğu banker, tüccar gibi orta sınıfa mensuptu. bunların dışında "bağımsızlar" ya da "anayasacılar"dan oluşan 345. mv vardı.

    feullantlar kulübüne, yalnızca 1791 anayasasını savunan bir grup ile ılımlı burjuvalar mensuptu. buna karşılık olarak jakobenlerr giderek daha halkçı hale gelerek, orta sınıfın yanında esnaf ve zanaatkarlarında desteğini almayı başardı. bu süreçte jakobenler sadece mecliste kalmamış, giderek halk içinde de yayılmaya başlamış ve ülkenin dört bir yanında açtıkları kulüplerle halkı da örgütlemişti. grubun en önemli sözcüsü ve devrimin neredeyse lideri haline gelecek olan Maximilien Robespierre ve yine dönemin en önemli hatiplerinden birisi olan jacques pierre brissot bu kulübe üyeydi.

    yasama meclisinde kral ile meclis arasında ortaya çıkan problemler giderek daha büyük anlaşmazlıklara sebep oluyordu. ekonomik sorunlar yine ortaya çıkmış, 1791 sonbaharında isyanlar yeniden patlak vermeye başlamıştı. bunların en büyük sebeplerinden birisi paranın değerinin düşmesi ve gıda maddeleri gibi en temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatlarının artmasıydı. halk, esnafı fiyatları düşürmesi için sıkıştırıyor, reddeden dükkanları yağmalıyordu. bunun yanı sıra gıdda maddesi taşıyan araçlar yağmalanıyor, halk tarafından el konuyordu. orta ve güney fransa da yeni meclise bağlı şato gibi yerler de yağmalanmaya ve ateşe verilmeye başlanmıştı.

    bu karışıklıkların üstüne, din alanında ki sorunlar da eklenmeye başladı. bunun başlıca sebebi "rahipler medeni yasasına" yemin etmeyen rahiplerdi. mevcut düzene karşı çıkmakla kalmıyor, ellerinden geldiği sürece devrime karşı olan halkı kışkırtıyordu.

    fransa daki bu karışıklıkları endişe ile izleyen diğer ülkeler devrimin kendi ülkelerine sıçrama ihtimalinden korkuyorlardı ve bu doğal olarak fransa için bir dış tehdit oluşturuyordu. bu karışık dönemde meclisin ürkek ve kararsız tutumu da olayların iyice alevlenerek artmasına neden olmuştu...
  • @DonQuixote devamını bekliyoruz hocam arayı açmayalım :)
  • @DonQuixote kaybolma bir yere beklemedeyiz :)
  • sağlık sorunlarım ve vizelerimin başlamasından dolayı bir hayli gecikti yazı farkındayım, kusura bakmayın. bu hafta da böyle olacak maalesef, hafta sonu elimden geldiğince yazacağım.

    burjuvazi 1789'da gösterdiği örgütlülüğü bu kez gösteremiyordu. köylü ayaklanmaları bir kez daha güçlü bir şekilde yayılmaya başladı. bütün bu olanlardan sonra "zengin burjuvazi" iktidarı kaybetme korkusuyla, krallıkla uzlaşma yoluna gitti.

    "orta burjuvazi" ise krala güvenmiyor iktidarını korumanın yolunu halkla birlikte hareket etmekte buluyordu. orta burjuvazinin önde gelenleri halktan kopmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. bunların yanında kral, ikiyüzlü bir politika sergiliyor bir yandan rahip ve aristokratların tekrar iktidarı alması için uğraşıyor diğer yandan alman prenslerine karşı savaş açılması ile ilgili meclis önerisi için zengin burjvazinin desteğini istiyordu. krallığın amacı böyle bir savaş sırasında ve sonrasında ülke tek yumruk olacak, krala yeniden eskisi gibi yetkileri geri verilecekti.

    zengin burjuvazi dediğimiz kesim yani brissot grubunun amacı ise (daha sonraları jirondenler oluyor) kralın ve saray erkanının gerçek yüzünü halka göstererek, zayıf düşmelerini sağlamaktı. bunların dışında krallık kendilerini destekleyen brissot grubuna arka çıktı ve savaş açılmış oldu.

    bu arada jakobenler içinde brissot grubu ile robespierre arasında ayrılıklarda başlamıştı. bu savaş siyasetine en büyük destek nasıl ki jakobenler içinden geldiyse, aynı şekilde en güçlü muhalefette jakobenlerden gelmişti. Robespierre krallığın ve savaşın amacını daha iyi kavramış, brissot'u 3 ay boyunca hiç durmadan eleştirmişti. bunun sonucunda sol grup kendi içinde hızla ikiye ayrıldı. robespierre jakobenlerin başında kaldı ve brissotun sözcülüğünü yapığtığı grup jirondenler olarak ayrıldı.

    jirondenlerin desteklemesi ile 25 martta i. françois'e ültimatom verildi ama bir karşılık gelmedi. daha sonra 20 nisan 1792'de avusturyaya savaş açıldı.

Bu konuda 2 sayfada toplam 20 adet üst yorum vardır.

  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.