1- Henry 'Box' Brown
1849 yılında Afro Amerikan bir köle olan Henry 'Box' Brown, Pensilvanya'da kendisini bir konteynerin içerisine saklayarak Virginya'dan Pensilvanya'ya gitti. Pensilvanya'da o dönem kölelik kaldırılmıştı.
2- W. Reginald Bray
W. Reginald Bray, oldukça enteresan bir İngilizdi. Tüm posta pullarını, tren biletlerini vs. toplardı. Öte yandan Birleşik Krallıktaki posta rehberinin tamamını okuyp buradaki limitleri kendisine yarışma edinmişti. Rehbere göre taşınabilecek en ufak şey bir arıyken en büyük şey de bir fildi. Bray bütün bu limitleri test etti. Defalarca, sadece pul gönderdi, tavşan kemiği gönderdi sonra geri istetti. En sonunda 1900'de kendisini postalamaya karar verdi. 1903'te de kayıtlı posta ile aynı işlemi denedi. İkisinde de başarılı oldu.
3- Elspeth Douglas McClelland ve Daisy Solomon
Şubat 1909'da kadınların oy kullanma hakkını savunan iki tane kurnaz kadın, kendilerini döneim başbakanı H.H. Asquith'ın evine postalattılar. Bu eylemleri tabi ki başkanın oldukça dikkatini çekmişti. Kadınların asıl amacı da buydu zaten.
4- Yasal İnsan Postalama
1913 ve 1914 yılları arasında Amerika'da 22 kg'ın altındaki her canlıyı postalamak tamamen yasaldı. (Arılar ve böcekler hariç). Aileler de bundan baya faydalanmışlardı. Bas üstüne damgayı yolla postayla... Süper ucuz....
5- May Pierstorff
May Pierstorff, US Mail'in o zamana kadar taşıdığı en garip şeylerden birisiydi. May'in annesi neredeyse 6 yaşındaki kızlarını o zamanlar 53 cente 120 km ötedeki büyükanne ve büyükbabasına postalayabileceklerini farkettiklerinde, tren bileti almak yerine postalamayı tercih ettiler. Kızlarının koluna damgayı yapıştırıp, paketin adını da May Pierstorff olarak koydular ve bu şekilde kızlarını zaten trenle taşınacak olan kargo bölümüne yerleştirttiler. Kızları kargo bölümünde trenin keyfini çıkarırken diğerleri çok daha fazla paralarla seyahat ediyorlardı. May büyükannesi ve büyükbabasına kavuştu. 19 Şubat 1914'te gerçekleşen bu olaydan sonra Amerika postacılık kanunlarında yeni düzenlemelere gitti.
6- Reg Spiers
Reg Spiers, Avustralyalı bir cirit atıcısıydı ama kendisini 1964'teki milli takıma seçtirememişti. Son bir umut olarak 1964 yazında Londra'ya gidip orada kritik bağlantılar kurmaya ve kariyerini artırmaya çalıştı, yine başarısız oldu ve parası da tamamen bitmişti. Avustralya'ya dönecek parası yoktu. Birkaç İngiliz cirit atıcısının yardımıyla kendisine bir sandık alıp içerisine yerleşti ve kendisini Londra havalimanından Perth, Avustralya'ya kargolattı. 63 saat süren bu yolculuk sırasında Spiers yoğun bir susuzluğa marzu kaldı, neredeyse ölüyordu. Kargo bölümünde sandıktan dışarı çıkabilen Spiers en sonunda ülkesine varabilmişti.
7- Sandra De los Santos
23 yaşında Kübalı bir hukuk öğrencisi olan Sandra De los Santos 2004 yılında bahamalarda tatile gitmişti. Küba'dan Amerika'ya girişin olmamasından dolayı Bahamayı bir fırsat olarak gören Santos, kendisini bir sandığa sığdırtıp, Miami'ye kargolattı. Miami'ye 6 saat sonra inmişti ama Amerikan polisi tarafından yakalanıp akıl hastanesine yatırıldı.
8- Charles McKinley
2003'te Charles Mckinley bir arkadaşının yardımıyla kendisini sandığa sıkıştırtıp, New York'tan Dallas'a kargolattı. Dallas'a geldiklerinde McKinley sandıktan çıktı ve kendisini teslim eden kargocuya teşekkür ederek ayrıldı. Bunun üzerine kargocu polisi arayınca McKinley yakalandı ve tutuklandı. İşin garip kısmı bu yolculuk McKinley'e 550 $ a patlamıştı. Uçak bileti alsa belki daha ucuza gelirdi.