acapella
En Beğenilen Yazar Sırası
:
17
Toplam Başlık Sayısı
:
16
Toplam Puanı
:
85
Toplam Giri Sayısı
:
91
Bu Ayki Puanı
:
4
En Aktif Yazar Sırası
:
17
  • neden her gün bu sözlüğe giriyorum?

    Öncelikle bu sözlük bende bağımlılık yaptı. Bağımlılığı yapan da sözlüğün içindeki bazı yazarlar. Türkiye'de sözlüğüm diye geçinen birçok platformda yazarlık yaptım açılan konuların %90'ı cinsellik ve boş muhabbet. Daha yorum trolleyen veya saçma bir yorum yapan ya da gereksiz konu açan birisini görmedim. Sözlük dediğin böyle olur her konuda birşey öğreniyorum. Ekşi sözlüğe bir bakın mesela her konuda 1000 yorum var içerlsinde belki çıkmaz sayfanın son çarşambasında işe yarar bir yorum vardır geri kalanı tamamen boş konuşma. Araki o yorumu bulasın.
    Yazar sayısının az ve öz olduğu bir platforma ihtiyaç vardı. Yazarlar baştan da tavırlarını koymuşlar burada konunun ahengini bozanı bile dışlıyorlar sadece bilgi akışı sağlanıyor. Gerçekten tam bir ansiklopedi olmuş. Çok değerli yazarların olduğu belli. Umarım bu şekilde devam eder ben de ne biliyorsam aktarmaya devam edeceğim.
    0 0
  • sözlükteki yazarların oldukça kaliteli olması

    Sözlüğe yeni girdim ve oldukça şaşırdım. Böyle bir sözlük oluşabileceğini hayal bile edemezdim. Cinselliğin konuşulmadığı, yazarların bilgi dolu olduğu. İleride bu grup toplansa neler çıkar kim bilir.
    Sizlerle beraber yazıyor olmak çok güzel. Bu kadar tarih bilgisi olan insanların olduğunu da görmek. Sözlük benim Türk milletinin kültürü hakkındaki önyargılarımı söktü attı. Tekrar umutlandım. Emeği geçen herkese teşekkürler.
    0 0
  • Ayaz Ata

    Ayaz Ata, soğuklar başladığında; dışarıda, soğukta ve kimsesiz kalanlara yardım ettiğine inanılan ermiş kişidir. Kazakistan'dan Tataristan'a, Özbekistan'dan Kırgızistan'a kadar Türk ülkelerinde bilinir. Kazaklar, Noel Baba yerine, Ayaz Ata giysileri giyerek yeni yılı karşılar.
    0 0
  • 10 Kasım'da bile Atatürk'e hakaret edenler

    @armin ve @insearchofsunrise harika birer yazı yazmışsınız. Özellikle son cümlende belirttiğine ben de ekleme yapmak isterim. Atatürk öldüğünden beri bu ülkede birşeylerin öğrenilmesine hep karşı çıkılıyor. ODTÜ'de CIA'in arabasını yaktıklarında da CIA notlarında şu ifadelere yer verilmişti "Biz bu öğrencileri siyasetten uzak tutmak için eğitim sistemini değiştirdik, teknik bilgilerle beyinlerini yorduk ki vakitleri kalmasın düşünmeye ama bu öğrenciler bizim başarısızlığımızı kanıtladı" Bazı isyankarlar vardı sistemin yanlış ilerlediğini gören. Birşeyler iyi gittiğinde hep geri gittik. Bu ülke 2 darbe geçirdi her darbede 10'ar yıl geri gittik belki daha fazla. Şimdi ise geri gitmenin şekli değişti artık darbeler yok ama çok daha kötüleri var. İnsanların tarihini yanlış bilmesi de bunla alakalı. Osmanlı tarihi hakkında bilinenler o kadar yanlış ki o kadar ak bir sayfa gibi Osmanlıyı gösteriyorlar ki kötü yanlarını konuşmaya korkanlar I. dünya savaşındaki Osmanlıyı sanki 1700'lerdeki Osmanlı zannediyorlar. Şu an tarihini yanlış bilen insanlar ise o dönemde yaşanılanları eksik veya yanlış bilerek milletini dışlıyorlar. Bir düşünün Türkiye'de herşey yasaklanırken "Evlilik programları" nasıl yasaklanmıyor? "Acunun programlarını neden zeval gelmiyor" Sorunun cevabı belli bu programlar halkı çok güzel uyutuyor. Gündüz evlilik programı olması kadın ne yapacak? Kitap okuyacak, daha çok gazete okuyacak, belki halk eğitimlere katılacak. Akşam acun olmasa napılacak belgesel izlenecek belgesel kültürü oluştukça, siyasi ve tarihi belgeseller artacak. İşte hem evlilik programları hem de acun bu işe yaradığı için şu anda ülkedeki yasaklardan etkilenmiyorlar uzun süre de etkilenmezler. Görevlerini oldukça iyi icra ediyorlar. Esra erol boşuna mı ayda 2 milyon 200 bin tl ücret alıyor. Bir düşünün arkadaşlar, bir okuyun. Eğitim sistemimiz bile düşündürmemek üzere siz yapmayın. Buralarda daha çok vakit geçirin. Bugün Osmanlıca olsa Kuran-ı Kerim'i anlayacaktık diyenler siz namaz 5 vakit olmasa namaz bile kılmazsınız kendinizi kandırmayın. Kaçınız Türkçe biliyorken gidip Türkçe mealini okudunuz? Ayrcıa bu sorunun çözümü sadece Arapça öğrenmekle başlar ben 2 sene yurtdışında 10 farklı ülkede yaşadım. Hollanda'dakiler ortalama 7 farklı dili ana dilleri gibi konuşuyor. Sizin bir yabancı dili Arapçayı öğrenmeniz bu kadar zor olmamalı. Şu an var olan alfabemiz sayesinde bizler gibi öğrenmeye hevesli insanlar dünya ile iletişim kurabiliyor. Hangi Arap medeniyetini arap alfabesiyle ilerlemiş gördünüz? Ya da ana dili arapça olanlar islamiyeti çok mu iyi yayıyor? Lütfen arkadaşlar kınadığınız ilkeleri bir de bağımsız bir çerçeveden geçirin. Biz birbirimize lazımız.
    0 0
  • sözlüğün en kaliteli yazarları

    Kesinlikle @bosveryaaa bu listenin başlarında gelir. Öte yandan @Addige bugünkü Pisa kulesi paylaşımıyla beni benden aldı. Herkes birbirinden değerli burada
    0 0
  • Plevne Savunması

    General Ali Fuat, Plevne savunmasına dair o vakit ki Rus gazetelerinden naklen şöyle bir anekdot anlatıyor. Vak’ayı anlatan Rus yazarı diyor ki:
    “Rus ordularını aylarca karşısında tutan ve onlara çok güç ve tehlikeli anlar yaşatan Plevne düştü. İlk iş, Osmanlı kuvvetlerine kumanda eden Osman Paşa’yı aramak oldu. Karargâhında bulunamadı. Ortalık arandı, tarandı. Nihayet yaralı askerler arasında, yaralı olarak yerde yatar bir halde bulundu ve esir edildi. Türk esirleri ufka kadar uzanan bembeyaz karlar üstünde küme küme, ufuklara kadar uzanıyorlar. Doktorla birlikte onları teftiş ediyoruz. Üstleri başları lime lime, etleri görünüyor. Açlıktan bitkin bir haldeler. Bet-beniz kalmamış. Neredeyse ölecekler. Aralarında tek-tük ölenlere rastlanıyor. Sağ kalanlar ölülerden kalan parça parça malzemeleri boğuşarak kapışıyorlar. Ellerinde kalan parçayı üzerlerine alıyorlar, ısınmağa çalışıyorlar. Bunların birkaç saatlik ömürleri ya var, ya yok. İşte bu insanlara soruyoruz:
    - Bir şeye ihtiyacınız var mı? Bir şey ister misiniz?
    Rus olduğumuzu anlayınca erkek çehreleriyle sert sert bakıyorlar. Belki de yarım saat sonra gözlerini ebediyen kapayacak olan bu adamlar, son bir gayretle ayağa kalkarak:
    - Hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur!
    Karşılığını veriyorlar.
    Anlıyoruz ki, Plevne’yi savunan gaziler, işte bu şanı büyük Türklerdir.

    NOT: Mahmut Esat Bozkurt'un "Anadolu İhtilâli"nden alıntıdır.
    0 0
  • HÜLAGU HANIN ARAP HALİFESİNE MEKTUBU

    “Biz, Tanrının kuvveti ile kaldık ve onun kuvveti ile muvaffak olduk ve olmaktayız. Hiç şüphe yoktur ki biz, Tanrının yeryüzündeki askeriyiz; kendisi gazabına uğratmak istediği kimselerin üzerine bizi gönderir. Hadiseler, size ibret ve sözümüz size nasihat olsun.
    Nice kimseleri yok ettik, nice çocukları atasız bıraktık, yeryüzünün üstünü değiştirdik ve altüst ettik; size kaçmak var, bizde ise kaçanları yakalamak var, sizin için bizim kılıcımızdan kurtulmak yoktur; siz nerede bulunursanız bulunun oklarımız size yetişir, atlarımız her attan ziyade koşar ve oklarımız bütün siperleri deler, kılıcımız indiği yere yıldırım gibi iner, akıllarımız dağlar gibi sağlamdır, sayımız ise kumlar kadar çoktur; bizden aman dileyen selamete erer, bizimle savaşa yeltenenler sonunda pişman olurlar.
    Siz bize “kafir” diyorsunuz, biz de size “fasık” diyoruz. Biz, bütün işleri tedvin ve takdir eden Tanrı tarafından, size musallat edildik. Yeryüzünün batı ve doğusu bizim elimizdedir, hiçbir yere kaçıp kurtulamazsınız”
    0 1
  • Bobby Fischer

    Amerika'dan çıkan tek dünya satranç şampiyonudur. Öte yandan hayata bir Amerikalı olarak değil İzlandalı olarak veda etmiştir. Kendisi 11. Dünya şampiyonu ve birçok kişiye göre de dünyanın gelmiş geçmiş en büyük satranç oyuncusudur.
    9 Mart 1943'te Chicago'da doğan Bobby Fischer, 6 yaşındayken satranç öğrenmiş ve bu noktadan sonra "hayatımda yapmak istediğim tek şey satranç oynamak" demiştir. Öyle de olmuştur. Kendi kendisine maçlar yapan ve eski bir satranç kitabını yalayıp yutan Fischer bir anda satranç sevdalısı olmuştur.
    1956'ya gelindiğinde Fischer'ın Amerika Ulusal Satranç Federasyonu puanı 1726'ydı. Bu aslında şu demek oluyordu. En yakın rakibi Samuel Reshevsky'nin 900 puanı üzerindeydi.
    Bu yaşlardan itibaren simultane maçlara katılan Fischer, Küba'ya gidip 12 kişiyle simultane maç yaptı 10'unu kazandı 2'sinde berabere kaldı.
    Yine aynı sene Amerika'da Gençler Şampiyonasını kazandı.
    Bu böyle devam etti. Başarı üzerine başarı.
    Devam edicem...
    0 0
  • Ali Kuşçu

    Türk tarihinde bilinen ilk matematik ve astronomi profesörüdür.
    Döneminde Uzun Hasan’ın hizmetine girmiş ve Fatih Sultan Mehmet Han’a elçi olarak gönderilmiştirç Daha sonra da Fatih tarafından Ayasofya medresesine müderris olarak atanmıştır.
    O dönem Ali Kuşçu'nun yaptıklarını ne anlayan ne de uygulayabilen olduğu için ölümünden sonra tüm çalışmaları yarıda kalmıştır. İlk rasathane bile Ali Kuşçu'nun ölümünden 100 yıl sonra kurulmuştur.
    0 0
  • Tarihte Hangi Kişi Olsaydınız Neyi Değiştirmek İsterdiniz?

    8-0 lık Beşiktaş Liverpool maçında teknik direktör olup, Hakanı kadroya almamak isterdim.
    0 0
  • tarihi niçin okumalıyız

    Tarihi okumalıyız fakat malesef Türkçe kaynaklardan değil. Osmanlı İmparatorluğu evet büyük bir imparatorluktu ama daha büyükleri vardı. Hiçbir tarih kitabımız İspanyol Armadasını, Portekiz İmparatorluğunu fln okutmaz. Halbuki bunlar tarihin en büyük imparatorluklarıdır.
    Birleşik Krallık İmparatorluğu'nu bile sadece Kurtuluş savaşından tanıyoruz. Dünya tarihinin ritmini değiştiren birçok önemli imparatorluktan bahsetmiyorlar malesef.
    0 0
  • Muhteşem Yüzyıl Kösem

    İzleyen tarihinden utanır yemin ediyorum. Sanki hiç savaş yoktu hiç diplomatik ilişkiler yoktu tüm Devlet kendi kendi yürüyordu padişahda aşk entrikalarıyla boğuşuyordu.
    Ne biçim bir millet olduk biz ya...
    0 0
  • iz bırakan film replikleri

    Cumali: Çok korkuyorum Eşkıya, beni bırakma çok.

    Baran: Korkma! Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki o arı ben olacağım.
    0 1
  • Bobby Fischer

    1956'da New York'daki bir turnuvaya katıldı ve burada üstad Donald Byrne'a karşı vezirini feda ederek durdurulamaz bir atak başlattı. Bu oyunu "yüzyılın oyunu olarak adlandırıldı" ve 50 yıldan fazladır hala analiz ediliyor.
    1957-1958'de gençler dünya şampiyonasını 11-0 lık bir gelmiş geçmiş tek muhteşem oranla kazandı. Aynı zamanda bu turnuva US Zonal Tournament da olduğu için kendisi ülkenin en genç şampiyonu ve uluslarası bir usta oldu.
    Buradan sonra sıkıntılar başladı işte. Fisher hem antisemitik hem de kapitalizm karşıtı bir ABD vatandaşıydı. Sovyetler Birliğine mektup yazıp oradaki turnuvalara da katılmak istediğini belirtti. Burada sovyet ustalarla yıldırım maçları yaptı ve hepsini kazandı. O zaman Sovyet Vladimir Alatortsev "bu çocuk geleceğin dünya şampiyonu " dedi keza o sıralar daha 15 yaşındaydı.
    Agresif bir satranççı olan Fisher ustalarla resmi maçlar yapmak istedi fakat teklifleri kabul olmadı. Bunun üzerine ben bu "Rus domuzlarıyla" beslendim diyince bu da Sovyetlerin pek hoşuna gitmedi.
    Ardından Yugloslavya'dan çağırılan Fİscher burada da ustalarla berabere kaldı ya da devirdi, tabi ki yenildikleri de oldu.
    1958-59 amerika şampiyonasını yine kazanan Fischer, ondan sonraki hemen hemen her sene de aynı turnuvayı kazanan kişi oldu.
    1972'ye kadar başarılı bir şekilde kazanarak gelen Fischer 1972'de Spassky ile oynayarak dünya şampiyonluğunu kazandı ve 11. Dünya Satranç Şampiyonu oldu.
    1992 yılında ise olanlar oldu. Spassky ile yeniden maç yapacak olan Fischer'ın bu maçını tüm dünya bekliyordu fakat maç Yugloslavya'da olacaktı o sıralar da ABD Yugloslavya'ya ambargo koymuştu. ABD'den mektup alıp gitmemesi istenen Fischer bu mektubu kale almayarak Yugloslavya'ya gitti ve Spassky'yi 10 galibiyet 5 mağlubiyet 15 beraberlikle yenerek 3.5 milyon dolarlık ödülü aldı.
    Amerika Birleşik Devletleri maç öncesinde Fisher'ı bir mektupla uyarmıştı fakat o konferansta o mektubun üzerine tükürerek "bu da benim cevabım" dedi.
    Sonra ise yakalandı ve hayatını mülteci olarak devam ettirdi. Antisemitik ve anti ABD yazıları yazan Fischer hayatını bir İzlanda vatandaşı olarak sürgünde tamamladı. 2008'de de İzlanda'da böbrek yetmezliğinden öldü.
    0 0
  • gelmiş geçmiş en iyi sözler

    “elbet bir gün öleceğim. beni milletim nereye isterse oraya gömsün”
    mustafa kemal atatürk

    çok özlüyoruz...
    0 0
  • ahmet kaya

    Bugün bile gerek ses yarışmalarında gerek dost ortamlarında şarkıları söylenen sanatçıdır. Kim hakkında ne derse desin Türk müziğine katkıları kesinlikle azımsanamaz. Ardında o kadar çok miktarda ve her biri çok değerli şarkılar bırakıp göçmüştür.
    Herkesin bu konuda bir fikri vardır ama o dönem Ahmet Kaya'ya yapılanlar Hürriyet'in bir oyunudur. "Arabam Şerefsizlerin ülkesinde kaldı" dedi diye başlık atarak tüm bir ülkeyi Ahmet Kaya düşmanı yapmıştır. Halbuki bu adamın benim güzel ülkem adlı şarkıları birleştirici konuşmaları sanki hiç olmamış gibi bir anda unutulmuş kin başlamıştır. Olayın aslı da şudur, ödül töreninde Kürtçe şarkı söylemek istiyorum diyen Ahmet Kaya'ya çatallar fırlatıp ıslıklar yükselmeye başlayınca hakkında karalama kampanyası oluşturulmuş ve bu kampanyanın başını da Hürriyet çekmiştir. Ardından Ahmet Kaya'ya saldırılar başlamış ülkesinde arabaya bile binemez olmuştur. Bunun üzerine Ahmet Kaya bir gün konserinde "bazı şerefsizler yüzünde ülkemde arabama bile binemiyorum " demiş (burada Hürriyeti kastetmiştir) bunun üzerine Hürriyet bu sözü "arabam şerefsizlerin ülkesinde kaldı" şeklinde çevirmiştir. Sonra da zaten coşan halk Ahmet Kaya'ya ülkeyi zindan etmiş, yargıtay hakkında hapis cezası çıkarmış ve Ahmet Kaya Paris'e gitmiş 1 yıl sonra da kalp krizinden vefat etmiştir. Ölümünden 2 sene sonra bile 4 albüm çıktı...
    0 0
  • google'ın atatürk'ü unutmaması

    Google da Atatürk'ü unutmayıp "ulu önder" olarak bahsetmiş. Dünya markası böyle olunuyor işte.
    0 0
  • Türkiye'nin Tartışmalı Tarihi Darbeler

    Bazılarına göre olması gereken birşeydi. Bazılarına göre ise tarihimizin en utanç verici olaylarıydı.
    1960 ve 1980 darbeleri hakkında sizler neler düşünüyorsunuz? Yapılması gerekli miydi? Yoksa yapılarak bizleri senelerce geri mi götürdü?
    0 0
  • yeni bir süper güç

    Süpergüç terimi çok iddialı. Süpergüç olmak için önce ekonomik güç lazım. Bu nedenle Türkiye bu sıfat için şu anda çok uzak bir ihtimal.
    Bir ara Rusya ve Çin ittifakı yeni dünya düzenini belirleme yolunda ilerliyorlardı ama bu duruma ABD'nin nasıl karşılık verdiğini gördük. OPEC'i destekleyerek petrolü neredeyse 40 doların altına düşürdü. Bu da Rusya'nın ekonomik krize girmesine sebep oldu.
    Hatta Suudi Arabistan bile tarihinde ilk kez tahvil piyasasına giriş yaptı. Süpergüç böyle oluyor aslında işte elini kana bulamadan aracılarıyla uyguladığı yaptırımlar sonunda diğer ülkeler üzerinde büyük etkisi olan ülkeler oluyor. Kısa bir zaman içerisinde yeni bir süpergüç öngörmüyorum ben Amerika hala tüm ipleri elinde tutuyor.
    0 0
  • trablus antlaşması

    5 eylül 1795'te Osmanlı ile ABD arasında imzalanmış antlaşmadır. Özelliği ise ABD'nin yabancı bir dilde (ki o dil Osmanlıca) imzalamayı kabul ettiği ve vergi ödemeyi kabul ettiği ilk ve tek antlaşmadır.
    Olay Akdeniz açıklarından gezen ABD donanmasına Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın el koymasıyla patladı. (Cezayirli Gaza Hasan paşa'nın Çeşme, İzmir'de deniz müzesinin önünde elinde aslanla bir heykeli vardır. Afrika'da bulduğu aslanı evcilleştirmiş savaşlara onla katılıyormuş, sıradışı bir karakter)
    Dönemin başkanı George Washington büyük paralar dökerek Akdenizdeki Osmanlı egemenliğini bitirmek istese de nafile. Cezayir açıklarına yaklaşanı yutuyordu Gazi Hasan Paşa. Üstüne bir de ABD askerlerini esir alıyordu. En sonunda ABD antlaşmayı imzalamak zorunda kaldı ve Osmanlı tek sefere mahsus 642.000 Osmanlı altını veya yılda 12.000 altın aldı. Bu antlaşma 1818 yılına kadar devam etti.
    0 0
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.