Tarihi Olaylar

Namibya Dünya'daki en bakir ülkelerden birisidir. 2.1 milyon kadar insan 500.000 km2 lik arazide yaşamaktadır. Bu araziyi insan başına böldüğümüzde her insana olduça fazla alan düştüğünü görebiliyoruz. Bu Güney Afrika ülkesi ismini Namib Çölünden almıştır. Namibya'da dünyadaki çita nüfusunun 4'te 1'i bulunur. Namibya 2500 adet çitaya ev sahipliği yapmaktadır. Dev kumullarıyla, Kalahari gibi hala tam olarak keşfedilememiş çölleriyle, kraterleriyle ve şelaleleriyle Namibya Dünya'daki en el değmemiş ülkelerden birisidir. Ayrıca Namibya ülkesindeki ekosistemi anayasayla koruma altına almış tek ülkedir.

Seyşeller'de koruma altındaki topraklarının oranı ülkedeki tüm toprakların yarısı kadardır. Bu da Seyşelleri koruma altındaki toprak oranı en yüksek olan ülke yapıyor. Ülkedeki topraklarının yarısının koruma altında olması masmavi bakir kumsallar, el değmemiş kumsallar demek oluyor. Bu bakirlik ise ekolojik sistemin varlığına yardımcı oluyor. Birçok bitki ve hayvan türü buralarda yaşamını sürdürebiliyor.  ülkedeki toplam alana oranı en yüksek olan ülkedir. 

Birçokları Tibeti'in el değmemiş bir cennet olduğunu düşünürken komşusu Bhutan'ın bakirliğinin farkına bile varmaz. Bhutan'ın %60'ı ormanlık alandır. Toprakların 4'te 1'i ise doğal park veya koruma altındaki alan olarak dizayn edilmiştir. Ülkede hulunan dağlar, ormanlar ve vadiler biyoçeşitliliğin baş mimarlarıdır.

Yeni Zelanda'nın batı kesiminin güney kısımlarında yer alan Fiordland insanların pek uğrak bir yeri değildir. Hatta yerli Maoriler bile buraya sadece avlanmak, balık tutmak veya Yeni Zelanda'nın ünlü Jade taşını toplamaya gelirler. Alanı çevreleyen yüksek dağlardan düşen kayalar içerisinde bulunan sivri nehiri de taşlandırmıştır. Bu nedenle de Fiordland insanların yerleşim yeri olarak pek tercih etmediği bir bölgedir. Fakat bölgenin şöyle de bir harikalığı vardır ki Fiordland'deki hava Antartika tarafından gelir bu nedenle de Fiordland Dünya üzerindeki en temiz havalardan birine sahiptir.

Queensland'in kuzeyinde yer alan Daintree Ulusal Parkı 110 milyon yıllık yağmur ormanlarına ev sahipliği yapıyor. Doğal yaşamın tamamıyla korunduğu Daintree dünyanın en eski ekosistemlerinden birisine ev sahipliği yapıyor. Park bünyesinde binlerce bitki türünü ve hatta 2500 yıllık ağaçları barındıyor.

Rusya çok insan eli değimemiş gibi gözükmese de Kamçatka yarımadası Rusya'da bir istisna olabilir. Soldan Pasifik okyanusu sağdan ise Okhotsk deniziyle çevrelenmiş Kamçatka Rusya'nın doğusunda yer alan vahşi ve boş bir yerdir. Bölgedeki volkanlar ve buzullar bölgeyi özgün kılarken meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremler de bölgenin yaşanılabilirliğini engelliyor.

Atacama çölü öyle garip çöldür ki buraya neredeyse hiç yağmur yağmaz. Tuz sahaları, kumlar ve lavlar neredeyse 60.000 km2''den daha fazla bir alanı kaplamaktadır. Atacama çölü öyle yaşanılmaz bir yerdirki NASA, bu çölün Mars yüzeyine benzemesinden dolayı deneylerini burada gerçekleştirir. Atacama çölü, gökyüzünün bulutsuzluğu, kuru hava ve rakım yüksekliği nedeniyle astronomi bilimi tarafından kullanılmaktadır.

Antartika bir ülke değil koskoca bir kıtadır fakat tamımıyla da el değmemiştir. İnsanlar tarafından üzerine yerleşilmemiş olan bu koskoca kara parçasının %96'sı buzlarla kaplıdır. Antartikada bulunan insan sayısı bilimsel araştırma yapan insanlar nedeniyle kışın 1000 civarıyken yazın ise 5000'e ulaşmaktadır. Penguenler, balinalar, fok balıkları Antartika çevresindeki sulardan beslenirler. İnsanlar için oldukça çetin ve Dünya'nın en soğuk yeri olan Antartika, birçok neslin devam etmesi için ise oldukça gerekli bir yer.

Bu özgün adalara Darwin'in seyahati birçok gezgini peşinden sürüklemiş olsa da Galapagos hala oldukça bakir bir yerdir. Bu takımada dev kaplumbağların, iguanaların, deniz aslanlarının, balinaların, penguenlerin evidir. Galapagos'da yüzlerce yerel bitki ve hayvan türü bulunmaktadır. Bölgedeki insan nüfusu 23.000'dir. 

Papua Yeni Gine Dünya'daki en kırsal ve en az keşfedilmiş yerlerden birisidir. Bilim adamları, birçok keşfedilmemiş hayvan ve bitki türünün Papua Yeni Gine'deki ormanlarda yaşadığına inanmaktadır. Bölgedeki yerel kaynak araştırmaları zeminin çetinliğinden dolayı durdurulmuştur aynı sebepten dolayı insanlar için bir yerleşim alanı da kurulamamaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı da Papua Yeni Gine el değmemiş bir yer olarak kalmayı başarabilmiştir.